Gülümseme

5.5K 333 22
                                    

Yanımda olduğuna inanamıyordum. Birlikteydik. Gidiyorduk. Uzaklara. nereye gittiğimizi ikimiz de bilmiyorduk. Ya da en azından ben bilmiyordum. Bana göre bu önemli de değildi zaten. Birlikte olduğumuz sürece onunla her yere giderdim.
Kendimi onunn yanında bir çocuk gibi hissediyordum . Bunun nedenini hep onun yaşadıklarına veriyordum. Yaşadıklarının onu değiştirdiğini , daha gençken bir yetişkin gibi davranmasını ve düşünmesine neden olduğunu düşünüyordum. Haksız da değildim. Çok olgundu. Yaşadıkları onu olması gerekenden daha oldun yapmıştı ama tek neden bu değildi. Başka bir nedeni de vardı. Bambaşka bir neden.  Onun yanında çocukluğuma gidiyordum. O masum anılarımıza.

Beni asla bırakmayacağını söylediği o günü hatırladım birden . Sonra ise birden gidişini. Ve şimdi ise birden hayatıma girmşti. Her şeyi birden yapıyordu. Ama sözünü tutmuştu. Geç de olsa anlamıştım.

Raslantı değildi. Benimle evlenmesi raslantı değildi. Beni seçmişti. Sözünü tutmuştu. Yüzümde şapşal bir gülümseme oluştu. Oysa ki gülümsememem gerekiyordu. Yaşadıklarımdn sonra gülümsememeliydim.

Babam ölmüştü. Baba dememe izin vermeyen babam ölüştü. Arkasında tek bir mektup bırakarak. Bu da yetmiyormuş gibi bir de kız kardeşim olduğunu öğrenmiştim. Hiç tanımadığım bir kız kardeşim değil. Çünkü onu tanıyordum. Aylardır yanımdaydı ve ben her şeyde olduğu gibi bunu da anlamamıştım. Hazal'ın kızkardeşim olduğunu anlayamamıştım. Aylardır tanıdığım bir kızın aslında babasını çaldığımı düşündüğü için benden nefret ettiğini. Aslında onun benden babamı çaldığını bilmediğini...

Yine de mutluydum. Öyle mutlu değil. İçimde bir huzur vardı. Babamın beni aslında sevdiğini öğrenmiştim. Yıllarca beni sevmediğini düşünmüştüm. En önemlisi buradan kurtuluyordum. Bu hayattan artık gerçeten kurtuluyordum. Sonunda yepyeni bir hayata gidiyorduk. Ben ve Atakan. İkimiz.

" Ne oldu ? " Atakan'ın beklenmedik sesiyle gözlerimi açtım. Şaşırmıştım çünkü birkaç saattir konuşmamıştık. Gidelim demişti ve hiçbir şey söylemeden yola koyulmuştuk. Birkaç saatte nasıl özlemiştim sesini. Yanımdayken bile onu özlemiştim.

" Hiçbir şey. Neden sordun bunu şimdi ?" dedim. Boğazımda hala büyük bir cisim var giniydi. Düşünürke hissettirmiyordu aa kouşurken kendini belli ediyordu. Sanırım buna acı deniyordu. Yaşadıklarım hala boğazımdaydı.

"Öyle bir gülümsedin ki ."

Bunu demesiyle yüzümün şeki değişti. Gülümsememim saçma olduğunun farkındaydım.

"Hayır hayır gülümse çünkü gülüşünü seviyorum."

Az öncee bana çevirdiği bakışlarını cümle bitimiyle yola geri döndürdü. Ben ise söylediği cümle ile kendimi kendi içimde kaybetmemek için  kendimi zorladım. Gülümşümü sevdiğini söylemişti. Bu belki çok büyük bir iltifat değildi ama benim için çok büyüktü. Atakan içi de öyle olmalıydı.

Beynime giren ani bir acı ile yumruğumu hiç düşünmeden sıktım. Sanki beynime elektrik çarpıyor gibi bir histi. Gözlerimi kapadım ve nefesimi tuttum. Birkaç saniye sonra acı kayboldu ve derin bir nefes verdim. Acı birkaç saniye sürmüş olmasına rağmen sanki bir ömür gibi gelmişti.

Sanırım kendimi fazla yormuştum. Belki de uyusam iyi olurdu. Ben de uyumayı seçtim. Uykuya dalmadan önce yaşadıklarım aklımdan şeritler halinde geçip durdu.

" Nisannn !"

Gelen tanıdık ses ile arkamı dönüyorum. Büyük bir parkın önündeyim. Aslında pek de büyük sayılmaz ama küçük bir çocuk için büyük.

Evliymişim Ama Haberim YokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin