Evliymişim Ama Haberim Yok Gizem/Gerilim katagorisinde #1. sırada. Tüm okuyucularıma teşekkür ediyorum.
Ormandan ayrılmadım. Atakan'ı aramadım. Sadece bir ağacın altına oturdum ve etrafı dinledim. Kuş seslerini, yaprak hışırtılarını. Düşüncelerim duman oldu. Bu orman ruhuma iyi gelmişti. Ne kadar oturduğumu anlayamamıştım. Ne kadar burada kalmak istesem de gitmem gerektiğini biliyordum.
Düşüncemle Atakan'ın sözleri aklıma geldi. O da bana benzer şeyleri söylemişti. Kendisi için kalmak istiyormuş ama benim için gitmeliymiş. Haklı olabilir miydi sahiden? Bana kötü geliyor olabilir miydi? Bu soruların cevabını bilmiyordum. Tek bildiğim onsuzluğun da iyi gelmeyeceğiydi.
Saati öğrenme şansım olsaydı biraz daha oturabilirdim. Ancak böyle bir şansım yoktu. Nezarete girmeden önce üstümdeki tüm aletleri almışlardı. Cebimdeki bozuk paraları bile almışlardı. Telefonum onlardaydı. Bir daha geri alamayacaktım büyük ihtimalle. Zaten saatim yoktu. Olsaydı onu da alırlardı.
Zaman ile ilgili tek bildiğim şey Güneş'in tam olarak batmamış olmasıydı. Batmak üzereydi ama tam olarak batmamıştı. Güneş batmadan Atakan'ı bulmalıydım. Bu akşam buradan gideceğimizi söylemişti. Her zamanki gibi bana söz hakkı tanımamıştı. Şimdi de beni göremediğini fırsat bilip buradan benden habersiz ayrılabilirdi. Bora ve o birlikte gidebilirdi. Ben de burada kalırdım.
Bir tarafım bu olursa mutlu olurdu. Burada huzurlu olmamam için bir sebebim yoktu. Herkes gibi erken kalkabilirdim. Her işi yapabilirdim. Çiftçilik, çobanlık ya da temizlik yapabilirdim. Önceden hiç yapmamış olmamın bir önemi yoktu. Öğrenebilirdim. Bitkileri sulayabilir, birkaç hayvana sahip çıkabilirdim. Bunlar olmak zorunda değildi. Bunların dışında ne işe olsa yapabilirdim. Yeni bir hayat kurardım.
Bırakamazdım. Atakan'ı bırakamazdım. Bir kere dünyaya geliyorduk. Benim de herkes gibi bir kez yaşama hakkım vardı. Seçim yapmam gerekirse neyi seçeceğim belliydi. Huzurlu, mutlu ve sakin bir köy hayatını seçmek yerin ; heyecanlı, riskli, kirli ve aşık bir hayatı seçiyordum. Atakan'la olmayı seçiyordum. Bu yüzden beni burada bırakıp gitmesine izin vermezdim.
Ağaçlar arasında koşmaya başladım. Koşacak çok mesafe yoktu. Yürüye de bilirdim ama koşmak istemiştim. Artık sadece istediklerimi yapmak istiyordum. Gece kaldığımız evi buldum. Ormana köy meydanından daha yakındı. Eve doğru yürürken biraz önümden yürüyen kızın Zeynep olduğunu fark ettim. Ona veda etmeden gidemezdim.
"Zeynep. " Sesim yüksek çıkmıştı ama bağırmış kadar yüksek değil. Zeynep'in duyabileceği kadar yüksek. Arkasını döndüğünde beni görünce gülümsedi. Benden birkaç yaş küçük olmalıydı. Çok güzel bir yüzü vardı. Giydiği sade kıyafetler içinde bile güzelliği fark ediliyordu.
"Nisan Abla. " diyerek bana doğru yaklaştı. Abla dediği için gülümsedim.
"Ne ablası? O kadar yaşlı mıyım ben ?" Yarı şaka, yarı ciddi sormştüm. Çünkü biliyordum ki 2 ay önceki Nisan'a göre baya büyümüştüm. Artık o kendini büyümüş sanan kız değildim. Gerçekten büyümüş bir kızdım.
"Olur mu öyle şey? " Zeynep güldü. Ben de ona gülümsedim. Gülümseyebileceğim biri olması güzeldi.
"Biraz sonra gideceğiz. " dedim direkt. Konuyu uzatmak istemiyordum. Tam olarak kaçta gideceğimizi bilmiyordum ama çok geç de gitmezdik.
"Bu kadar az mı kalacaktınız ? " Zeynep hayal kırıklığına uğramış gibiydi. Ya da ben öyle düşünmek istiyor olabilirdim. Benden başka birisinin de üzülmesini istiyor olabilirdim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evliymişim Ama Haberim Yok
Fiksi UmumÜzgünüm hanımefendi. Bu adamla evlenemezsiniz . Çünkü başka bir adamla evlisiniz. Bu cümle ile eski hayatım yok oldu. Ha bu arada kocamın kim olduğunu söylemeyi unuttum. Her yerde aranan bir HIRSIZ.