*Nisan'ın isttediği şarkı multimediadaki şarkının biraz hızlı hali. Dinlerken okumaznızı öneririm.
Hiçbir zaman çok zeki birisi olmadım. Kimse çok zeki olduğumu düşünmedi. Daha çok aptal ya da salak olduğumu düşünürlerdi. Onlar gibi düşünmezdim ama onları umursamazdım da. Ben bendim. Normal bir insandım. Normal bir beynim vardı ama hafızam çok kötüydü. Bunu kabul ediyorum. Yine de salak değildim. Yani böyle düşünürdüm ama ilk defa salak olduğumu düşünüyordum. Evet,ben kesinlikle salaktım.
Yoksa kan grubumu unutmamın, çantamı şirkette unutmamım ve Atakan'a aşık olmamın bir açıklaması olamazdı. Ben tam bir aptaldım.
Önümdeki sokaktan sağa dönerken karşımda holding gözüküyordu. Oraya girmek istemiyordum. Çantam iki gündür oradaydı. Onu birisi bulmuş olabilirdi. En kötüsü onu Barlas bulmuş olabilirdi. Benim yüzümden Atakan'ın başı derde girebilirdi. Bu yüzden oraya girmem gerekiyordu. Ne kadar istemesemde bunu yapmalıydım.
Holding'e girdim. Hızlı adımlarla asansöre ilerledim. Son katın düğmesine bastım ve beklemeye başladım. İçimden sayıyordum. 48. Son kata ulaşmam tam 48 saniye almıştı. Kapı açılınca aynı girdiğim hızla asasörden indim ve masama ilerledim. Yaklaşırken etrafa bakınıyordum. Kahverengi bir çanta. Aradığım buydu.
Masaya ulaştığımda tüm çekmecelerimi açtım. Her tarafı karıştırdım. Yoktu işte. Yoktu! Çantam bıraktığım yerde değildi. Biri onu almıştı. Geri dönmem gerekiyordu. Birine yakalanmamalıydım. Asansöre yürüdüm. Düğmesine bastım ve beklemeye başladım. Asansör kapısı açılınca içinin boş olmadığını gördüm. Barlas asansörden inerken beni gördü. Zaten görmemesi imkansızdı. Kam karşımda duruyordu.
" Geldin mi? Daha işe dönmene var sanıyordum. Akraban nasıl oldu ?" Barlas'a bir akrabamın kaza geçirdiğini söylemiştim. Beni biraz sakinleştirmişti ve taksiye bindirmişti. Bu sırada bana bir hafta izin vermişti. Aslında ona yalan söylemiş sayılmazdım. Atakan da benim akrabam sayılırdı. Yani bir bakıma kocamdı.
Acaba çanta onda mıydı? Çantayı o mu bulmuştu? Hayır bu düşünmem gereken en son şeydi. Eğer çantamı bulduysa dosyayı da bulabilirdi ve bu benim sonum olurdu. Sadece benim değil Atakan'ın da sonu.
"Aslında dönmedim. Çantamı burada unutmuşum. Almak için geldim ama bulamadım. Şimdi de dönüyordum." dedim. Bu sırada davranışlarına bakıyordum. Bana farklı davranmıyordu. Yani çantayı o bulmuş olamazdı. Öyle değil mi ? Öyle olmalıydı. Umarım öyleydi.
"Çantan odamda. " En olmaması gereken şeyler neden başıma geliyordu? "Bekle getireyim."
Barlas odasına doğru yürürken yerimde çakılıp kaldım. Çantamı o bulmuştu. Peki içindekini görmüş müydü? Söyleyecek bir yalan aradım. Ama yoktu. Etrafımda ışıkların yanıp sönmesini ve asansörden askerlerin inip beni tutuklamasını bekliyordum. Barlas'ın elinde çantamla geri gelmesini değil ama öyle olmuştu. Elindeki çantayı bana vermişti ve gülümsemişti. Neyse ki bir şey bilmiyordu. Ya da bilmiyormuş gibi davranıyordu.
"İyi misin? Rengin atmış. " Barlas'a cevap veremedim. Cevap verecek halim yoktu. "Seni evine bırakayım."
Bir de onunla uğraşmak istemiyordum. "Gerek yok." dedim ama çok ısrar etmesi üzerine kabul etmek zorunda kaldım.
" Söyleyeyim de arabayı hazırlasınlar. " derken sözünü kestim .
"Gerek yok. Zaten buraya çok yakın. " Bir de arabaya binmek istemiyordum. Arabaya binersem her an kusabilirdim. Birlikte yürümeye başladık. O konuşurken ben onu dinlemiyordum. Çantamı nasıl unuttuğumu düşünüyordum. Başıma nasıl dert açtığımı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evliymişim Ama Haberim Yok
Fiction généraleÜzgünüm hanımefendi. Bu adamla evlenemezsiniz . Çünkü başka bir adamla evlisiniz. Bu cümle ile eski hayatım yok oldu. Ha bu arada kocamın kim olduğunu söylemeyi unuttum. Her yerde aranan bir HIRSIZ.