İş Görüşmesi

9.3K 391 4
                                    

Kıyafetlerimi hızlıca giydikten sonra alt kata indim. Geç kalmamak için acele etmeliydim. Hazal'ın odasına girdim.

" Hadi çabuk otur. Geç kalacaksın " Hazal'ın önüne oturdum. Saçlarımı yapmaya başladı. Maşa yapıyordu. Bir haftada Hazal'la aramız baya iyi olmuştu. Buna karşı Atakan'la aramız bozulmuştu. Bozuk da ne kelime bir haftadır benimle neredeyse hiç konuşmamıştı.

Saçım bittiğinde Hazal bu sefer makyajını yaptı. Ona veda edip odadan çıktım. Hızlıca kapıya yöneldim. Ayakkabıları almak için eğildim . Hazal'ın ayakkabılarını giyecektim . Ayakkabıları giydikten sonra birkaç adım attım. Zor yürüyordum. Oysa Hazal en kısa topuklu ayakkabısının bu olduğunu söylemişti. Saatime bakıp tekrar hızlı olmam gerektiğini kendime hatırlattım ve kapıyı açtım. Birden karşımda bana bakan Atakan'la karşılaştım. Atakan beni yavaşça süzdü.

"Hazırsın bakıyorum. " dedi . Cümlesinden duygusuzluk akıyordu.

" Hala bana küssün bakıyorum ."

" Küs mü ? " diyerek güldü. " Ben kimseye küsmem. Zaten sana niye küseyim ki ? insanlar sadece değer verdiği kişilere küser öyle değil mi ? " Atakan'ın sözüyle sendeledim . Peki o zaman neden ben onun için şirkete girip istedikleri evrakları çıkarabileceği mi söylediğinde kabul etmemişti ? Neden benim yerime Hazal'ın gitmesini istemişti ? Yoksa beceriksiz olduğumu mu düşünüyordu ?

" Merak etme 10-15 gün içerisinde sana istediğin evrakları getireceğim. " dedim tam gözlerinin içine bakarak. Bu sırada içimde oluşan garip hissi umursamamaya çalıştım.

" Senden hiçbir şey istemedim " dedi bu sefer sert bir tonla.

"Sadece sana yardım etmeye çalışıyorum. Sen de bana birazcık yardım etmeyi demeden olmaz mı ?" " Daha neye bulaştığını bilmiyorsun. Hiç korkmuyorum musun ? " derken bana bir adım yaklaştı ve gözlerimi gözlerine kilitledi.

" Sen bana bir şey olmasına izin vermezsin. " dedim yutkunarak.

"Senin yerinde olsaydım bana güvenmezdim. " yanından geçerek eve girdi. Beni kapının önünde tek başıma bıraktı. İçimden ona kadar saydım ve derin bir nefes aldım . Tamam belki şimdi bana kızıyordu ama sonradan haklı olduğumu görecekti. Atak şirketine girecektim ve Atakan'a gereken her ne ise alacaktım.

Şirketin önüne geldiğimde sakinliğimi bozmadan içeri girdim. Ve o zaman işin düşünmediğim boyutları aklıma gelmeye başladı. İlk önce mülakatı geçmeliydim. Onlarca belki de yüzlerce kişi arasından seçilmeliydim. Bir an için seçildiğini var saydım. O zaman işim daha da zorlaşıyordu . Anladığim kadar Atakan'a bir evrak lazımdı. Atakan alamadığına göre çok gizli ve çok korunan bir yerde olmalıydi. O yeri nasıl bulacaktım ? Diyelim ki buldum nasıl alacaktım?

"Bağzı aksaklıklardan dolayı iş görüşmesi yarım saat sonra başlayacak " Siyah saçlı sekreterin sözleriyle beynindeki zilyon soruyu dağıttım ve rahatlıyabilmek için bir kahve içmeye karar verdim . Dışarı çıktım ve en yakın kafeye girdim. Bir masaya oturdum ve garsonun beklemeye başladım. Beş dakika geçtiği halde siparişimin alınmamasından dolayı yanından geçen garsona seslendim .

" Bakar mısınız ? " Garson bana garip bir şekilde baktı ve yavaş adımlarla yanıma geldi.

"Buyrun. "

" Sade bir Türk kahvesi alabilir miyim ? "

"Tabii"garson yanından ayrıldı. 2-3 dakika sonra kahvem geldi. Kahvemi içip hesabı ödedim ve şirkete döndüm .

İş görüşmesi başladı. Herkes yavaş yavaş çağırıldı . En sona ben kalmıştım . Şanssızlık diye düşündüm. Ama sonuçta bir son girenin olması lazimdı. Onları etkilemek için bir fırsattı bu aslında. Nokta atışı yapmalıydim. Görüşmeye gelen herkesle patron ayrı ayrı görüşüyordu . Yani ona kendimi beğendirirsem her şey çorap söküğü gibi gelirdi. Adım okunduğunda kapıyı tıklattım ve içeri girdim .

" Nisan Tuna . Buyrun oturun . " oturdum. Çok heyecanlıydım.

" Kaç yaşındasınız ? " Eğik olan başimı kaldırdım ve cevap verdim .

"25 yaşındayım . "

" Durun yoksa siz o karedeki bayan mısınız . ? " Şirket patronunun ne dediğini anlaşamayarak suratına baktım . Bu adamı bir yerden tanıyordum . Bu adam kafedeki garsondu .

" Siz o garsonsunuz " dedim şaşkınca.

" Hayır ben garson değilim Nisan Hanım. Siz beni öyle sandınız sadece. " Bu laflar karşısında demin zor zar dikleştirdiğim kafamı tekrar eğdim. Utanmış ve mahcup olmuştum.

" Cv'm burada . " dedim ve ona uzattım .

"Tamam Nisan Hanım . Biz sizi arayacağız. " Ayağa kalktım ve kendimi ilk önce odadan sonra da şirketten dışarı attım . Zaten şirket ve ev birbirine çok yakındı . Eve girdim ve kimseye görünmeden çatı katına çıktım . Kendimi yatağa attım .

Atakan haklıydı iste. Bir şeyi becerememiştim . Bir süre sonra kapının açılma sesiyle gelene baktım. Her ne kadar başta Hazal'ın geldiğini düşünsem de Atakan gelmişti.

" Ne oldu ? " dedi

" İstediğin şey oldu . Beceremedim " dedim ve kafalı tekrar yastığa gömdüm .

"Şşş boşver . " yatağın kenarına oturdu . Ben de yatakta doğruldum .

" Ben sadece yardım etmek istemiştim . "

" Elinden geleni yaptın zaten. Ama bana böyle yardım edemezsin . "

" Elimden geleni yapmadım. Patronu garson sandım ve ondan kahve istedim . " dedim .

Güldü. Cidden güldü . Bembeyaz dişleri gülerken gözüküyordu . Sadece sağ tarafında küçük bir gamze oluştu .

" Gerçekten mi ? " diye sordu . Kafamı salladım. Şaşırmış mıydı ?

" Emin ol bana çok büyük bir iyilik yaptın. Üzülme ben o evrakları almanın bir yolunu bulurum . "

" Teşekkür ederim " dedim . Tam bu sırada Atakan'ın telefonu çaldı . Telefonu açtı ve odadan cıktı .

En azından Atakan artık benimle konuşuyordu

Evliymişim Ama Haberim YokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin