Heyecanlıydım . Yeni bir işe başlıyordum . Tamam belki hayallerimdeki meslek bu değildi . Küçüküğümden beri hep tıp okumak istemiştim . Bunun için çok çalıştım . Başardım da . Hedeflediğim gibi tıp fakültesini ik senemde kolayca kazandım . Ama sonra bırakmak zorunda kaldım . Neden mi ? Benim gibi bir doktor olamazdı . Annemin ölümü üzerine girdiğim psikolojik travma yüzüden babamdan nefret etmiştim . Ondan kurtulmak için bir yatılı liseye kaçmıştım . Ondan para almamak için tüm kirli işlere bulaşmaya hazırdım .
Bulaştım da . Bir süre taşıyıcılık yaptım . O iğrenç haplardan kullandım . Ta ki Mert'le sevgili olana kadar . O beni her şeyimle kabul etti . Bu kadarla da kalmadı . Beni bu pislikten uzaklaştırdı . Onun sayesinde yeniden doğdum . Gelecek hayallerim filizlendi . Tıp fakültesini kazandım. Hazırlığı okumadan 1. sınıa başladım . Ama gerçek ilk haftalarda kafama dank etti. Benden doktor olmazdı . Olamazdı . Ben de okulu bıraktım . Mert'ten tekrar uzaklaştım . Ama o beni bırakmadı . Hep yanımda oldu .
Şimdi ise buradayım . Hak ettiğim yerde . Bir hırsızın yanında hiçlik içinde sürükleniyorum . etrafımda ne olup bittiğine dair hiçbir fikrim yok . Mutsuz muyum ? Hayır . Aksine çok mutluyum . Sanki yıllardır eksik olan bir tarafım artık tamamlanmış gibi .
Kötü birisi değilim . Hiçbir zaman kötü olmadım . Güzel değilim . Kendime neredeyse hiç bakmam . Uzun değilimdir. Hatta normal kızlardan kısayım . Çok zeki değilimdir . Çoğu olayı çok geç anlarım . Kendimi sevmem . Daha da önemlisi hayatı sevmem . Yani kısa bir süre öncesine kadar sevmiyordum . Hep mutsuzdum . Ama şimdi içimde tarif edemediğim bir duygu var . Mutluyum .
Kalemi ve kağıdı masanın üzerine bıraktım . Rahatlamıştım . Yıllardır içimdeki sorunları yazmaya alışmıştım . Sonra ise onları yakıyordum . Bu kağıdı da yakacaktım . Hep yaptığım gibi .
Bu yöntemi bulduğumda çok sevinmiştim . Çünkü etrafımdaki kimseye duygularımı tam olarak anlatamıyordum . Beni hep yargılıyorlardı . Hiçbir zaman içimdeki her şeyi tam dökemiyordum . Ama kağıt beni yargılamıyordu . Hatta bence kullanıldığı için mutlu oluyordu .
Önceden hazır ettiğim kibrit kutusunu çıkardım ve bir kibriti yaktım . Kutuyu bıraktım ve elime kağıdı aldım . KAğıdın ucunu yaktım . Ateş yavaş yavaş büyüdü ve tüm sayfayı kapladı . Elimin yanmaması için kağıdı küllüğün içine attım . Ateşe hayran olduğumu hissettim . Çünkü küçücük bir alevken kocaman bir kağıdı yakabiliyordu . O güçlüydü . O pes etmiyordu .
Kağıt tamamen kül olduğunda yeni bir gün için hazırdım . Dolabı açtım ve kıyafetlerimi çıkardım . Siah bir etek ve mavi kolsuz bir gömlekk giyecektim . Kıyafetlerimi giydikten sonra odamdaki küçük aynadan saçlarıma baktım . Doğuştan olan dalgalı saçlarım birbirine karışmıştı . Bu yüzden saçlarımı düzleştirmeye karar verdim . Tek sorun düzleştiricimin olmamasıydı .
Hazal'ın odasına inip zor zar düzleştiricisini buldum . Odasındaki makyaj aynasının karşısına geçip saçlarımı düzleştirrdim . Kabarasın diye Hazal'ın özel kremlerinden birini sürdüm . Hazal ve Bora hala geri dönmemişti . Atakan yarın akşam geri döneceklerini söylemişti . Niye gittiklerini söylememişti . Ben de sormamıştım . Meraak etmemiştim .
Çıkmadan önce Atakan'ın odasına girdim . Uyuyordu . Hala uyanamamıştı . Küçük bir kağıt aldım ve
İlk iş günümde bana şans dile uykucu şirin yazdım . Kağıdı yatağın kanındaki komidinin üstüne koydum ve onu uyandırmamaya dikkat ederek odasından çıktım .
En alt kata indim . Ayakkabılığa yöneldim . Bu gün topuklu giymeyecektim . Babetlerimi giydim ve evden çıktım .
Holdingin önüne geldiğimde durdum . Ne yaptığımı düşündüm. İstersem bu oyuna girmeyebilirdim . Buraya geldiğimden daha hızlı gidebilirdim . Aa bu sefer Atakan'a yardım edemezdim . Kendimden emin bir şekilde binadan içeri girdim . Danışmaya yürüdüm . Görevlilerden birinin önünde durdum .
" Ben bu gün işe başlıyorum da hangi katta görevli olduğumu söyler misiniz ? "
" Adınız ? " diye sordu karşımdaki adam .
" Nisan Tuna " elindeki evrakları çevirmeye başladı . Bir süre sonra başını kaldırdı ve ayağa kalktı .
" Buyrun ben size eşlik edeyim .." diyerek yürümeye başladı . Ben de onu takip ediyordum . " Ben Barış Ersoy . Şirketimiz 1979 yılında kuruldu ... " adının barış olduğunu öğrendiğim adam kouşmaya devam ederken ben de etrafı incelemeye koyuldum . Bina çok güzeldi . siyah ağırlıklı olmasına rağmen her yer parllıyordu . Barış'la şirketin asansörüne bindik .
" kaçıncı katta çaışacağım ? " diye sordum .
" 23 yani son kat " Barış 23. katın düğmesine basarken bana cevap verdi . Asansörden indik ve bena masama kadar eşlik etti .
" Masan burası . Barlas Bey'in odası da bu " diyerek ilerideki siyah kapılı odayı gösterdi .
" Barlas Bey kim ? " diye sordum . Güldü .
" Barlas Atak . Bu sirketin sahibi " derken odanın kapısı açıldı ve içinden garson sandığım adam çıktı .Yani bu şirketin ssahibi . " İşte Barlas Bey . Benim yerime dönmem gerekiyor . Şirketimize tekrar hoş geldin . " Barış asansore doğru yürüdü .
Barlas Bey ise tam benim masama doğru gelmeye başladı . Masamın önünde durdu .
" Kimleri görüyorum " diyerek dalga geçti . Ben ise hala şaşkındım . Ben bu adamı başta garson sanmıştım . Sonra ise müdür . Ama şirketin sahibi çıkmıştı .
" Ben sizin yanınızda çalışacağımı bilmiyordum " dedim .
" Zaten bilseydin böyle bir şey olmazdı . Biliyorum . Ben kinci biri değilimdir . Merak etme sana kızgın değilim . " Barlas Bey'n laflarıyla derin bir nefes verdim . Bana kızgın olmaması iyi bir şeydi . Eğer bana kızgın olsaydı bana gerekli olan belgelere ulaşmam çok zor olurdu .
" Her sabah saat 9 :00 da şekersiz sade kahvemi ve odama getireceksin. Arayan numaraları bana bağlamadan önce kesinlikle bana soracaksın . Randevuları sen alacaksın . Hah bu arada sabahları koşedeki fırından poğaça almayı unutma . Ben şimdi çıkıyorum . Bu gün gelmeyeceğim . Arayanları bilgilendir . " dedi ve asansöre binip aşağı indi .
İşim zordu . Hem de çok zor .
Ve sonunda Barlas kadromuza katıldı . Hikayemiz asıl olayına giriş yaptı . Akşama doğru bir bölüm daha gelecek . Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir . Çünkü 2 kez yazmak zorunda kaldım . İlk yazdığım Wattpad sayesinde silindi .
Hepinizi öpüyorum .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evliymişim Ama Haberim Yok
Ficção GeralÜzgünüm hanımefendi. Bu adamla evlenemezsiniz . Çünkü başka bir adamla evlisiniz. Bu cümle ile eski hayatım yok oldu. Ha bu arada kocamın kim olduğunu söylemeyi unuttum. Her yerde aranan bir HIRSIZ.