57. Bölüm "TESHİR"

27.7K 1.1K 567
                                    

Medya kapağımız olsun mu? Hızlıca cevaplayıp yeni bölüme geçebilirsiniz ❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya kapağımız olsun mu? Hızlıca cevaplayıp yeni bölüme geçebilirsiniz ❤️

~

Ağırlaşmış olan ve şiştiğini hissettiğim gözlerimi sessizce etrafta gezdirmeye devam ettiğimde çıt bile çıkmadığından olsa gerek, soluk bile almamaya çalışıyordum. Sadece etrafı seçebilecek kadar aydınlığı içinde bulunduran, koyu renklerin hakim olduğu odada dakikalardır uyanık, tekrar ve tekrar çevreyi gözler haldeydim. Sabahın erken saatleri olmalıydı. Ne kadar geç uyuduğumuzu ve ne denli yorgun olduğumuzu düşününce erken olduğunu düşündüğüm bu saatte uyanmamam gerektiğini hissediyordum.

Hakan'ın göğsünün üstündeki elime kafamı yaslamış vaziyetimden kımıldamayarak, sadece gözlerimi oynattım ve bir kez daha bu izbelik bir yeri andıran odayı incelemeye başladım. Koltukların üzerinde Hakan'ın üzerinden fırlattığı takım elbisesinin parçaları vardı, ben elbisemi asmıştım ama maskem onunkiyle beraber yere düşmüştü. Kum torbası olduğu yerde duruyordu, televizyon ekranı siyahtı, duvarlar soğuk gözüküyordu. Bu incelendiğinde kasvet veren odanın dışında gözlerimi açmaya itenin başka şeyler olduğunu biliyordum. Sanki dün üstünde durulmadan geçilmiş ve bastırılmış şeyleri bilincim ancak bu kadar saklayabilmiş ve en sonunda önüme atmıştı, çıkan sesle de irkilip uyanmıştım.

Artık görmeden ileriye dikilmiş gözlerime aldırış etmeden zihnimin bana sunduğu sorulara -ya da vahametine- dikkat kesildiğimde dünki vurdumduymazlığıma şaşırmaya başlamıştım. Öncelikle, o kız kimdi? Evet, dün Hakan'ın onu tanımaması ve o kızın Gizemli Kız olmaması beni deli gibi mutlu etmiş ve aklımı başımdan almıştı ancak bu daha büyük bir sorun demekti. Aklım başıma geldiğinde uykudan uyandıracak kadar. Gizemli Kız rolüne nasıl bu kadar girebilirdi, beni dahi inandıracak şekilde? Veyahut kim tarafından, neden? Hakan'ın kasti olarak o cevabı verme ihtimali yoktu, en azından gözlerindeki ifadenin dahi değişmemesi olanaksız gözüküyordu. Peki ya... abimin attığı bakış kavgamızı kaldığı yerden sürdürdüğü için miydi yoksa benden önce orada geçen konuyla mı alakalıydı? Çağatay'ın tam olarak ne dediğini hatırlayamıyordum ancak elinde şu an boynumda asılı olan kolyeyi hiddetle salladığı netti. Merve'nin yanında Hakan'a beni hak etmediğini söylemişti, önce kim ve neden sataşmıştı acaba?

Hakan yumuşak çıkan sesiyle "Bu oda beni de anımsatıyor," dediğinde bedeninin üstünden hafifçe sıçradım ve kafamı dikleştirip yüzüne baktım. Ne zamandan beri uyanıktı? O tavanı izliyordu; keyiften yoksun, ölü bir gülümsemeyle "Benimle olursan ışığı göremezsin; güneşi, yaydığı o kızıl tonları, parlaklığı... ne görebilir, ne de hissedebilirsin," dedi samimi bir ifadeye olan kayıtsızlıkla. "Ancak tahmin edersin, şimdi sabah olmalı, şimdi ise gece... Etrafını simsiyah bir yalıtkanlıkla çevreleyip dış dünyayla bütün bağlantını kesmeni isteyebilirim senden. Bütün bir aydığınlığın yalnızca varsayımı, hatta hayaliyle yaşamını sürdürmeye mahkum edebilirim..."

TAKINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin