55. Bölüm "İLTİMAS"

26.4K 1.2K 366
                                    



Binbir uğraşla yuvasından koparılmış ancak sonunda yine yuvasının yolunu bulup dönmeyi başarmış yavru bir ceylan gibi hissediyordum. Hakan'ın kendiyle beraber beni de yatağa doğru ilerlettiği her adımda sanki bulunduğum yerin kıymetini daha bir anlıyor, yaşadığım özlem kalbimi sızlatıyordu. Etrafta alacakaranlıktan başka hiçbir şey göremesem de göz gezdirdim ve çevreyi zihnime kazımak ister gibi baktım. Öyle kıymetliydi ki benim için, burada onunla bulunduğum her andan fazlasıyla istifade etmek istiyordum. Sanki buraya dönmeden önce ormanın içinde mevcut olan bütün tehlikelerle karşılaşmış, her delikte kendimi aramış ve bulamamıştım. Hakan beni yavaşça yatağıma bıraktığında yuvanın kalbine yatırıldığımı hissettim. Şimdi tekrar emin ellerde ve güvendeydim.

Geri çekileceği sırada ellerimi boynuna yerleştirerek onu bırakmadım ve kendime doğru çektiğimde dengede durabilmek adına tek dizini bedenimin diğer yanına attı. Artık bedenimin üstünde çömelmiş ve bana doğru eğilmiş bir haldeydi ancak bedeni yakınlıktan çok yaşadığımız ruhani yakınlığın etkisinde olduğumdan bunu umursayamıyordum. Bedeni bedenimin üstüne temassız da olsa örtüldüğünde anka kuşu gibi dev kanatlarıyla bana kalkan oluşturduğunu düşündüm. Karanlığın içinde yanan çakmak çakmak gözlerine gözlerimi diktim ve üstüme kapanmış bedeniyle, içerisi sır perdeleriyle dolu zihninin içinde bulunduğu kafası ve bir bakışla beni bertaraf eden gözleriyle şu içinde bulunduğum bambaşka dünyanın yaratıcısı da tam karşımdaydı. Sessizce yutkunurken nefes alışverişim düzensiz ancak sakindi. Bomboş ve bütün ışıkları kapanmış şu evin bodrum katında, cılız bir sesle, "Evimdeyim," diye fısıldadım.

Gözlerime doğrular gibi baktı ve "Evindesin," diye fısıldayarak beni tasdik etti. Sanki koca ev şu iki fısıldamaya gebe ve muhtaç gibiydi, sanki evin bütün gürültü ihtiyacını çıkardığımız iki fısıltı karşılıyordu. Hakan'ın kafamın iki yanına yasladığı ellerine karşılık ben de kollarımı kafamın üstünden ileri doğru teslim olur gibi uzattım ve en yalın halimle ona bakmaya devam ettim. "Sanki yıllarca... ait olduğun yere ulaşmak için debelenip durmuş ve sonunda ulaşmışsın gibi..." diye tekrar fısıldadığında kısık sesi kulaklarıma mümkün olamayacak kadar bangır bangır geliyordu. Sanki bütün yetilerimi kaybetmiş ve ağzından çıkanlara odaklanmıştım.

"Sanki..." dedim onu doğrularcasına.

Kısa bir sessizliğin içini bakışmalarımız doldurduktan bir süre sonra "Fısıltılarımız..." diye fısıldadım tekrar. "...çatı katına kadar yükseliyor mudur?"

Sorum onu duraksatsa da "Bizim ilişkimiz..." dedi tok sesiyle. "Sadece ikimiz için. Sadece ikimizin bileceği gibi. Daima yabancılardan gizlenilen bir sırrımızın olacağı gibi; ilişkimiz sen ve ben arasında. İlişkimiz..." diye tekrar fısıldayıp biraz daha yüzü yüzüme, bedeni bedenime yanaştığında bu defa güçlü gövdesi varlığını karnımın üstünde hissettirmişti. Gözümü bile kırpmaya korkar haldeyken dudaklarımız arasında santimler olduğunu biliyordum. "...iki dudak mesafesi arasında. O kadar yakın, o kadar sıcak. Kimsenin araya karışamayacağı, duyamayacağı, göremeyeceği kadar sıkı ancak tamamen bitişmeyecek kadar da aralık. İlişkimiz sadece ikimizin kafasının basacağı gibi, özel, manevi..."

Kendini birden yana devirip yanımda yatar hale geldiğinde kafasını tavana çevirerek ve bakarak, "Ne kimse duyabilir, ne de anlayabilir," diye cevap verdi.

Ardından yataktan aşağı atlayıp yürümeye başladığında kafamı dikleştirip ona doğru baktım ancak ilerledikçe üstünden bir parça kıyafet kenara fırlattığını görünce tekrar kafamı yastığa bırakıp tavanı izlemeye başladım. Kısa sürede tekrar yatağa dönmüş ve yanıma o da tavanı izler vaziyette uzanmıştı. Üstünü soyunduktan sonra tek giydiği siyah bir eşofman altıydı. Ona yandan yandan bakmayı kesip tek hamlede ancak çok da hızlı olmadan bu defa ben onun üstüne çıktım ve bedeninin üstüne boylu boyunca uzanırken dirseklerimi göğsüne yasladım. Tavandan aldığı şaşkın bakışlarını bana çevirdiğinde, "Ama ben herkes duysun istiyorum," dedim artık fısıldamayarak. "Başta çatı katı olmak üzere." Çatı katının Gizemli Kız'ı sembolize ettiğini ikimiz de biliyorduk.

TAKINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin