14. Bölüm

8.4K 435 74
                                    

Selaam gençlerr. 

İyi okumalaarrrr.😊

****

Sabah erkenden uyandım. Aslında saçlarımda gezinen yumuşak dokunuşlara uyanmıştım. Kafamı hafifçe kaldırdım ve onun mavi gözleriyle karşılaştım. Dudakları yukarı doğru kıvrıldı ve,

"Günaydın." dedi.

Çok mu güzel gülümsüyordu.

"Günaydın" dedim sadece.

Gülümseyememiştim. Çünkü oradan gitmem gerektiğini ve bir daha bu anları yaşayamayacağımı biliyordum. Başımı yerine koydum ve biraz daha öyle kaldım. Hava aydınlanmıştı iyice. Yavaşça ellerimi ondan çekerken oda aynısını yaptı. Oturur vaziyete geldim ve gözlerine baktım. Bu sefer ciddiydi yüzü. Sadece bakıyordu. Ayağa kalktım ve kapıyı açtım, etrafta kimse yoktu. Ona döndüm kapıdan çıkmadan.

"Kalmama izin verdiğin için teşekkür ederim." dedim sakince. Yüzünün ifadesizliği devam ediyordu, gözlerini duvara dikti başını sallarken. Sonra tekrar baktı. Sesi soğuktu.

"Bir daha olmayacak."

Kalbimi kaplayan acı verici soğuğu görmezden gelerek başımı sallayıp çıktım odasından. Hemen karşıdaki hücreme girdim ve yatağıma uzandım. Başımı yastığıma gömerken gözlerimden süzülen yaşlara anlam vermeye çalışıyordum.

Bir kadına aşık olamam. Asla olamam. Sonuçta bir kadın. Nasıl olabilir ki böyle bir şey? Tamam Amy de kadınlardan hoşlanıyordu ama o gezmişti hep. Bir sürü insanla vakit geçirmişti. Aşkın ne olduğunu kiminle ne hissedeceğini öğrenmişti. Ben, ben tek başımaydım hep. Arkadaşım bile yoktu ki. Amy'den başka çevremde böyle olan yoktu ki bana normal gelsin... Gelmiyordu işte! Normal değildi bu.

Düşüncelerimi dağıtmaya çalışarak gözlerimi kapattım. Bu sefer aklımdan şarkılar söylüyordum. Biraz dramatik şarkılardı bunlar. Kaç tane söylediğimi bilmeden sayım saati geldiğini belli eden sesler duydum ve dışarı çıktım. Lexi'ye bakmıyordum. Sayımdan hemen sonra kızlar masamıza oturmuştu, bende dikkat çekmemek için oturdum. Lexi de karşıma geçmişti. Havadan sudan konuşmalar olurken sessizce oturuyordum. Birkaç dakika sonra Hope pijamasıyla gözlerini ovuşturarak geliyordu karşıdaki hücreden.

"Ah bir tanem uyandın mı? Gel bakalım yanıma" diyen Carol'dan önce benim kucağıma zıplamıştı. Gülümseyip kucağıma aldım ve kollarımızı birbirimize doladık.

"Günaydın Mavişim"

"Günaydın Prensesim. İyi uyudun mu?"

Başını salladı hafifçe.

"Uyudum. Kötü rüyalar görmedim hiç. Sen güzel uyudun mu?"

Yüzümdeki gülümseme solarken gözüm anlık Lexi'ye kaymıştı. Ciddiliğini sürdürüyordu.

"Uyudum prensesim. Çok güzel uyudum." dedim sakince. Carol'ın sitemiyle ona döndük.

"Ya ben bu kızı nasıl doğurdum bilmiyorum ya. Şuna bak bana daha bir sarılıp günaydın demeden Be'ye gidiyor ya böyle bir şey olamaz. Becca çocuğumun aklını alıyorsun tamam biliyoruz, ama bunun için ne yapıyorsun anlamıyorum bir türlü. Sırrın falan varsa banada söyle. " Kıkırtılara sebep olan cümlesinden sonra duyduğum muzip sesle kapıdan tarafa, yani sağıma çevirdim kafamı.

"Bir şey yapmasına gerek yok ki. Durduğu yerde bile insanın aklını alabiliyor Becca."

Lana elinde bir sepet dolusu kıyafet ve eşyayla masamıza yaklaştı. Şaşkınlıkla açılan gözlerimi görmüş olacak ki sırıtmaya başladı.

Ostwind Hapishanesi✅️(gxg) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin