8. Bölüm: "Işıklar." DÜZENLENMİŞTİR.

611 325 136
                                    

DÜZENLENMİŞTİR.

DÜZENLENME TARİHİ: (21 Mayıs- 2020) 03.00

Bölüm Şarkıları: Sam Smith_Fire on Fire.

Sabrina Carpenter_Why.

Keyifli okumalar!
:*)

8. Bölüm: "Işıklar."

"Seni gördüğüm zaman, bütün dünya aydınlığa kavuşuyor sanki..."

♥️ ♥️ ♥️

Sönmüş bir ışığın, tekrar yanması mümkün değildi.

Durmuş bir kalbin de tekrar atması mümkün değildi.

Siz sönmüş bir kibritin tekrar alev alıp yandığını gördünüz mü?

Görmediniz, göremezsiniz de zaten. Ancak; büyük bir mucize olmalı, ve tekrar alev alması gerek, ya da duran kalbin atması için. Oysa mucizelere inanmayan bir insanın, buna inanmasını beklemeyin.

Umutları çürümüş, mucizeleri ölmüş bir insanın maalesef ki, bunlara inanmasını beklemeyin.

Ve şuan imkansız bir şey gerçekleşmişti. Duran kalbim tekrar atmayı, sönen ışıklarımsa tekrar yanmaya başlıyordu.

Mucizeleri ölmüş bir kızın, mucizesi.

Işığı sönen bir kızın, ışıkları.

Ve size yemin ederim ki, bütün gökyüzü şahit, tekrar parlayan ışıklara...

Bu sefer sönmek için değil, parlamak için geliyordu. Hem de bütün ışıklarıyla beraber...

Boynuna sıkıca sarıldığım adam, bana dünyamı vermişti. Sönen ışıklarımı açmış, bana veriyordu.

"Teşekkür ederim, teşekkür ederim, teşekkür-" Defalarca kez söylediğimi fark etmediğim cümlem Kaan'ın sesiyle bölündü.

"Bir de Denizhan'a kızarsın, defalarca kez aynı şeyleri söylediği için?" Dün akşam yemekte olan konuşmalardan bahsediyordu. Kollarımı boynundan çektim, tekrar yeşillerine döndüm. "Bu başka ama," dedim.

"Hayır," dediğinde kaşlarım çatıldı. "Aynı. Sen onu kurtardığın için teşekkür etti." Bir adım yaklaşıp aramızda olan mesafeyi sıfıra indirdi. Yeşilleri, mavilerimi delip geçti. Böyle bakarken, yutkunamadım bile. "Ve ben, senin kolyeni bulup, sana getirdiğim için teşekkür ediyorsun. Yanılıyor muyum?" Bakışlarımı kaçırmak istesem de yapamadım. Gözlerime böyle keskin bir ifade ile bakarken, nasıl da çekerdim ki? Bakışlarım ister istemez, aralanmış dudaklarına kaydı.

Bir erkeğin her yeri kusursuz olabilir miydi? Bu kadar da fazla değil miydi? Üst dudağı yarım kalp şeklinde ve dolgun alt dudaklarına bakamadan edemedim.

"Ben sadece, bana en değerliğimi getirdiğin için teşekkür ettim."

"Dudaklarım çok mu güzel?" Bir anda söylediği cümle kafamın içinde yankılandı, hızla başımı kaldırıp geriye doğru adım attım. "Yok öyle b-" Cümlemi tamamlayamadan, ayağımı masanın kenarına çarpmanın etkisiyle yere düştüm. Fakat Kaan, tam belimden tutacağı sırada, tişörtünün yakasını tutmamla beraber, ben yere o ise üzerime devrildi. "Ah!" Dudaklarımdan istemsizce bir çığlık koptu ve aniden gözlerimi sıkıca kapattım. Üzerimde hissettiğim beden ve o bedenin içinde hızla attığını hissettiğim kalp atışları. Yavaşça gözümün tekini açtım. Kaan'ın vücudu bedenime yapışmış, bir hareketimde dudakları, dudaklarıma değecek...

Kimsesiz Duygular Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin