23. Bölüm: "Davet." DÜZENLENMİŞTİR.

320 122 48
                                    

DÜZENLENMİŞTİR.

DÜZENLENME TARİHİ: (19 Eylül- 2020.) 19.00

Bölüm şarkısı: Şebnem Ferah_ Sil baştan.

(Şarkıyı dediğim yerde açarsanız daha anlamlı olur.)

Keyifli okumalar!
:*)

Keyifli okumalar!:*)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

23. Bölüm: ''Davet.''

"Sen yine yarım kalacaksın, Ne sen hep kelebek olacaksın,
Ne de kozada yarım kalacaktın..."

♥️ ♥️ ♥️

Hayat; kavramı aslında göründüğünden öte ne kadar zordu.
Acıyı hissederek gerçeklerin farkına varıyorduk. Bir şeyler kazanmak için bir şeyleri feda etmemiz gerekiyordu. Hayatın kolay olmadığının farkındaydık o zaman neden sürekli sorguluyorduk?

Mutluluğu görmek için gözyaşlarımızı akıtmamız gerek.

Kahkaha atmak için arkamızın sağlam olması, yaşadıklarımızı bilmemiz gerek.

Bize yara bırakan şeyleri göz ardı ediyorduk.

Hayatın bize neler getireceği şüphesiz ki belli değildi. Yarının ne getireceğini bilemezdik. Tıpkı şuan bunu beklemediğimiz gibi.

Arkın ve İlayda'nın sevgili olduğunu hiç kimse beklemiyordu. Başta Kaan olmak üzere...

Arkın'ın bize yaptıkları affedilecek cinste değildi ve şuan İlayda ile burada karşılaşmamız devamının çok kötü olacağının sinyallerini vermeye başlamıştı.

Üstelik Kaan'ın gözleri koyulaşıp korkutucu bir hal almış ve alnındaki damarlar belli olmuşken birazdan çok kötü şeylerin olacağının kısa bir ön izlemesi gibiydi.

"Siz ikiniz beraber el ele ne yapıyorsunuz lan?!" Kaan'ın kükreyip sandalyeyi geriye doğru itmesiyle, tedirginlik tüm vücudumu ele geçirmişti ve ne yapacağımı bilmiyordum.

Madde bir: Eğer karşınızda Kaan Arslanoğlu gibi biri varsa ve şayet birisini öldürecek gibi bakıyor ise ondan uzak durmanız sizin yararınıza.

Zihnimi ele geçiren bu sözler ile Arkın denilen adamın gözlerine baktım.

Bu tanım tamda onun için geçerliydi. Çünkü Kaan'ın gözü dönerse önünde kim olursa olsun görmezdi.

Ama anladım ki kimse geri adım atacak gibi durmuyordu. Arkın, korkusuzca İlayda'nın elini sıkı sıkı tutuyordu. Gel de çık işin içinden çıkabilirsen.

"A-abi açıklayabilirim." İlayda'nın titreyen sesiyle bakışlarım ona döndü. "Ne olur hemen bağırma."

Kaan, bu sefer öfkeli bakışlarını Arkın'a çevirmişti. "Ben sana demedim mi lan kardeşimden uzak duracaksın! Ha, demedim mi bir adım bile ona yaklaşmayacaksın. Canına mı susadın!?" Kaan'ın bağırması tüm kafenin bize dönmesini sağlamıştı. Eğer müdahale etmesem çok kötü şeyler olacaktı.

Kimsesiz Duygular Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin