11. Bölüm: ''Yanan Kalbin Ritmi." DÜZENLENMİŞTİR.

497 302 103
                                    

DÜZENLENMİŞTİR.

DÜZENLENME TARİHİ: (8 Haziran- 2020) 03.00

Bölüm Şarkısı: Ercüneyt Özdemir_ Bırak hüzünleri.

Keyifli okumalar!
:*)

Keyifli okumalar! :*)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

11. Bölüm: "Yanan Kalbin Ritmi."

"Gözlerinde intiharı, kalbinde ölümü görüyorum..."

♥ ♥ ♥

Bir insanın bakışları bazen öyle şeyler anlatır ki, dudaklarını açıp konuşmasına bile gerek kalmaz. Ama bazen öyle bir saklar ki bakışlarını, ne düşündüğünü anlayamazsın. Dipsiz bir kuyu gibi, tek bir yıldız olmayan karanlık gökyüzü gibi. Öyle bir usta olursun, artık bakışların bile susar. Öyle şeyler yaşarsın ki, bazen konuşmayan ağzın yerine gözlerin, bakışların feryat eder.

Dili olup konuşmak için, içinde yanan yangını söndürebilmek için. Ve içindeki acıları sökmek için...

Şuan ise aynada bakışlarımın kesiştiği; o yeşil gözler, dipsiz bir kuyudan farksız değildi. Anlamak için yıllarca baksan bile anlayamazdın. Çünkü; o artık bir usta olmuştu. İçindeki duyguları dışarıya yansıtmayan bir usta.

Bir diğer şaşkınlıksa Kaan'ın sağında duran kızıl saçlara sahip, bir kızın olmasıydı. Hemde elleri, Kaan'ın elleri arasında olması... Bir an aynadan Denizhan ile göz göze geldik. Ardından Denizhan'da benim gibi bakışları, arkamızda olan siluetlere kaydı. Ellerini sırtımdan çekip arkasına, Kaan'a döndü. Bende onunla beraber önüme döndüm. "Kaan?Nazelin? Sizin burada ne işiniz var?" Denizhan'ın konuşması ile göz ucuyla önümde duran kızıl saçlı kıza baktım.

Demek ki, adı Nazelin...

Keskin mavi gözleri, beni baştan aşağı süzdü. Uzun ipeksi kızıl saçları vardı. Bembeyaz yuvarlak bir yüzü, saçı ile aynı renkle olan ince kaşları. Gökyüzü gibi masmavi bir çift göz, küçük bir burnu ve dolgun dudakları vardı. Burnun üstüne ve yanaklarının üst bölgesinde özenle yerleşmiş çiller, turuncu bir güneş gibi parlıyordu.
İnce, uzun vücudunu gözümüze sokan bir güzelliği vardı. Üzerinde kısa zümrüt yeşili bir triko, belinde kalın siyah kemer ve dizlerine kadar gelen siyah deri botlar.

"Nazelin'in bir şeyler alması gerekiyor, bende onunla beraber geldim." İstemsizce bakışlarım Kaan'a dönmüştü. Fakat o keskin gözleri, bütün vücudumu delip geçti. Koyulaşmış yeşil gözleri, mavilerime meydan okurcasına bakıyordu. "Sizin burada ne işiniz var?" Sorduğu soru Denizhan'a ama, bakışları hala üzerimdeydi. Oysa benim bakışlarım, gözleri ve elleri arasında gidip geliyordu.

Birleşmiş, sıkıca tutulan o iki el...

Denizhan'ın kolunu aniden omzumda hissettim. Tekrar Kaan'ın gözlerine baktığım da, o bana bakmak yerine omzumda olan kollara baktı. "Bende, Fulya'yı buraya getirdim. Ona elbise almak için." Kaan'ın bakışları sertçe vücuduma kaydı. Sanki imkanı olsa gözlerinden ateş çıkarıp, üzerimdeki elbiseyi cayır cayır yakmak istiyordu.

Kimsesiz Duygular Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin