14. Bölüm: ''İki Beden Bir Ruh." DÜZENLENMİŞTİR.

469 278 79
                                    

DÜZENLENMİŞTİR.

DÜZENLENME TARİHİ: (8 Temmuz- 2020) 13.00

Bölüm Şarkıları: Can Bonomo_ Tastamam.

Göksel_ Acıyor.

Keyifli okumalar!
:*)

Keyifli okumalar! :*)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

14. Bölüm: "İki Beden Bir Ruh."

"Hisset... Ağladığın zaman kalbimin ne kadar acıdığını hisset..."

♥ ♥ ♥

Bu hayatta saçma ve olmadığını düşündüğüm bir şey de kesinlikle; 'Aşktı.' Belki babam ve annemin arasında asla kopmayacak güçlü bir bağ vardı. Fakat o güçlü bağın bile nasıl koptuğuna şahitlik etmiştim. Asla kopmayacak dediğiniz bağ bile ilerde kopmaya meyillidir. Bitmeyeceğini düşündüğünüz aşk bile kopmaya meyilli, sevgi de, değer de kopmaya meyilli. Benim için kopacak bir bağ kurmak, ona inanmak saçmaydı. Bir insanın, kendinden başka birisini daha fazla seveceğine inanmıyorum. Birisi için, ölümü göze almak, kendini feda etmek, bana çocukları; dünyanın beyaz olduğunu kandırdığı gibi inandırıcı gelmiyordu.

Bu hayat; film değil, bir dizi değil hatta bir kitabın içinde değildik ve biz o kitabın karakteri değildik. Hayat; mutlu sonla bitmiyordu. O son ise eğer, ardında koca bir acı gizliydi. Koca bir mutsuzluk...

Ama kalbime engel olamıyordum. Bir çift yeşil gözlerin beni bu denli hem heyecanlandırıp, hem nefret ettirmesine sebep olduğunu anlayamıyordum. Kalbime bu duyguları hissettiren şey neydi? Neden bir bataklıkta öylece batıyormuşum gibi hissediyorum? Neden bir çıkmazdayım, neden yönümü bulamıyordum!

''Fulya...'' Kaan'ın sessiz fısıltısı beni omzuna bakmaktan çekemedi. Gerçekten Kaan, Nazelin ile birlikte olmuş muydu? Bana dediğini gerçekten yapmış mıydı? Onunla, hayır... Bakışlarımı sertçe Kaan'ın yeşil gözlerine çevirdim. ''Seni adi pislik! Kalk üstümden!'' O kadar sinirliydim ki, Kaan'ın çıplak göğsünü ne ara yumruklamaya başladığımı dahi hatırlamıyordum. ''Seni aşağılık! Pislik herif!'' dedim bütün gücümle göğsüne vurarken.

''AH! Lan küçücük ellerin var ama maşallah demir gibi!'' deyip bileklerimi sertçe tutmasıyla sinirle gözlerine baktım. ''Bırak elimi!''

''Bırakmıyorum lan!'' dedi o da benim gibi kaşlarını çatmış sinirle gözlerime bakarken, ama ben inatla bileklerimi elinden kurtarmaya çalıştım. ''Bırak!'' Bu sefer çığlık attığımda, şaşırıp kaldı ve hayretle gözlerime baktı. ''Dengesizsin sen kızım! DENGESİZ!'' Dengesiz kelimesini bastırarak yüzüme doğru kükrediğinde bu sefer ben şaşkınlıkla gözlerine baktım. Ardından ellerimi serbest bırakıp üzerimden kalktı. Ama ben hala öylece yatağın üzerinde kalakaldım. Kaan, bana bakmadan yürüdüğünde ne yapmaya çalıştığını anlamak için başımı kaldırdım. Geniş heybetli sırtı, su damlacıkları öylece sırtından akıyordu. Bakışlarım bu sefer alta kaydığında belinde olan siyah havluyu gördüm. Şaşkınlıkla hemen bakışlarımı ondan kaçırdım. Fakat sırtında olan tırnak izlerin görmüştüm bile.

Kimsesiz Duygular Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin