18. Bölüm: ''Saklanılmış Gerçekler." DÜZENLENMİŞTİR.

474 264 81
                                    

DÜZENLENMİŞTİR.

DÜZENLENME TARİHİ: (18 Eylül-2020) 02.45

Bölüm Şarkıları: Toygar Işıklı_ Korkuyorum.

Murat Boz_ Gün ağardı.

Keyifli okumalar!
:*)

Keyifli okumalar! :*)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

18. Bölüm: "Saklanılmış Gerçekler."

"Bir oyunun içindeyim; hayat beni nereye savurursa oraya gidiyorum..."

♥ ♥ ♥

🍁GEÇMİŞ🍁

Bu acımasız kürenin içinde yaşamak ne zordu. Etrafa ışık saçıp, ardından tekrar kendi karanlığına bürünmek... Oysaki hayatımız göründüğünden ibaret değildi. En büyük yaralarımız gülümsediklerimizin ardında sakladığımız acılardı.

Ölüyor bedeni, ama kimse görmüyordu onu...

Fulya'nın soğuk mavi bakışları, aynadan görüntüsüne kaydı. File çoraplar, üzerinde yırtık siyah şortu ve ateş baskısı aynı renk siyah bir tişört. Saçlarını ise salık bırakmakla yetinmişti. Nedense bu görüntü ona çok yabancı gelmişti. Küçükken siyahtan nefret eden kız gitmiş, yerine dolapları siyah giysilerle kaplı bir kız gelmişti. Yüzünde sadece ifadesizlik, soğukluk ve acımasızlık esiyordu. Hiçbir güzel duygu artık aşina değildi yüzünde. Dünyadan soyutlanmış gibi, ifadesiz bakıyordu o soğuk gözleri. Sanki gözleri bir daha parlamayacak gibi, dudakları yukarıya kıvrılmayacak gibi...

Daha fazla aynaya bakmaktan vazgeçip, yatağın üzerindeki siyah deri ceketini ve postallarını alıp odasının penceresini açtı. Gece olduğundan dolayı babasının bir yere gideceğine izin vermeyeceğini bildiği için tehlikeli yolu seçerek evden kaçacaktı. Kaçmak, yakalanmak umurunda değildi. Hiçbir korkusu yoktu çünkü. Eşyalarını pencereden atıp camın pervazına tutunarak yan taraftaki su borularına atladı. İki eliyle dengesini koruyup yavaş bir biçimde aşağıya inmeye başladı. Bir yandan da bahçeyi gözetliyordu. Normalde bahçede bir sürü koruma olurdu ama gece geç saatleri olduğunda, nöbetleşerek üç kişi kalırdı. Muhtemelen güvenlik kulübesindelerdi. Hava gerçekten soğuktu çünkü. Ayağının çimlere değdiğini anlayınca sessizce yere atladı.

Hemen kendini toparlayıp bakışlarını etrafta dolaştırdı. Korumalar etrafta görünmüyordu fakat işini tehlike atmamalıydı. Deri ceketini ve postalarını hızlıca giyip arka bahçedeki korkuluklara tutunarak aşağıya atladı. Hiç oyalanmadan ayağa kalkıp caddede gördüğü ilk taksiye bindi. 

İlk defa böyle evden kaçıyordu. Yaptığı plan işe yaramış ve evden kaçmayı başarmıştı. Bakışları camdan karanlığa boyanmış gökyüzüne takılmıştı. Bu gece tek bir yıldız bile yoktu. Yine karanlık kasveti ile her yeri ele geçirmişti.

Kimsesiz Duygular Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin