28. Bölüm: "Kalbin, Kalbim."

95 14 352
                                    

Bölüm şarkıları: Carla Morrison_ Disfruto.

Mustafa Ceceli_ Eksik.

Bir hafta önce yaşadığımız (30.10.2020) İzmir depreminde herkese geçmiş olsun. Kaybettiğimiz onlarca ölümlerimiz, hayata tutunmaya çalışan yüzlerce yaralı ve en önemlisi en büyük mucizenin kanıtları başta Elif ve Ayda mucize bebekler var. :') Şuana kadar gördüğüm ilk şiddetli depremdi ve umarım ilk ve son olur...

Keyifli okumalar!

:*)

:*)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

28. Bölüm: "Kalbin, Kalbim."

''Senin kalbin benim kalbim, benim kalbim senin kalbin.''

♥ ♥ ♥

Hiç beklemediğim bir anda, hiç beklemeyeceğim bir sevgi.
Belki de hiç beklemeyeceğim bir aşk...Öyle apansız, öyle zamansız bir anda ruhsuz kalbim sevgi ile tekrar filizlendi ve kuruyan topraklarım teker teker çiçek açmaya başladı. Karanlığım aydınlandı ve ben ışıklarımı geri kazandım. Kalbimi geri kazandım.

Bu bir savaş. Benim savaşım ve ben elimden ne gerekiyorsa yapacağım, çabalamaktan asla vazgeçmeyeceğim.

Senin için, bizim için...

Çünkü yaşamanın ne olduğunu biliyorum, tekrar yaşamanın ne olduğunu biliyorum ve vazgeçmeyeceğim. Yere düşsem bile ayağa kalkmayı öğrendim. Bu yüzden düşmekten korkmuyorum. Biliyorum ki, düştüğüm her an daha fazla güçlü bir şekilde kalkacağım.

Belki de kalkacağımı düşünüyordum...

Bedenimi Kaan'ın göğsünden çekip yüzüne çevirdiğimde yeşilleri bana döndü. Bir çift yeşil gözlerin kalbimi bu denli yerinden çıkaracağını düşünemezdim. Öyle bir bakıyordu ki, kendi yansımamı değil de sanki bizi görüyordum. Onu ve kendimi.

''Öyle bir anda, öyle bir zamanda geldin ki, sanki bütün ruhumu iyileştirdin. Kalbim tekrar atmaya başladı. Öyle bir zamandı ki, artık yaşamak için sebeplerim var. Artık tutunacağım bir dalım var. Ve ben bu aşk için elimden geleni yapacağım,'' dedim güçlü çıkan sesimle. Çünkü güçsüz değildim, kimsenin beni yıkmasına izin verecek değildim. Ben her ne yaşarsam yaşayım güçlü olmayı öğrendim.

Goethe'nin dediği gibi; 'Dünya hassas kalpler için bir cehennemdir.'

Bu yüzden asla zayıf olmadım, kimsenin beni zayıflıklarımdan vurmasına izin vermedim.

Ben annemin kızıydım, Melek Karahan'ın kızı...

''Sen,'' diyen Kaan'ın sesiyle dikkatimi ona verdim. Yeşil gözleri güneş gibi parlıyordu ve ışığı direk mavilerimi yakıyordu. Elleri yavaşça yanağımı bulduğunda istemeden de olsa titredim. Yanağımı okşayan elleri resmen göğsümde atan kalbi cayır cayır yaktı.

Kimsesiz Duygular Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin