İyi okumalarr🎈
Oylarınızı ve yorumlarınızı unutmayın:):)
Eylülün ağzından
Gözlerimden yanaklarıma süzülen yaşları sildim. İçimde bir soğukluk, ürperti vardı. Titriyordum da. Yavaş bir frenle fatihin sürdüğü araba durmuştu. Hızla arabadan inmiştik dedem ve teyzem ile.
Önümüzde duran ambulansın yanına koştuk. "Abii" sedye ile hızla hastanenin içine sürüklüyorlardı. Annem de ambulansa gelmişti. Sedyenin başında perişan bir şekilde koşuyordu. "Bizi bırakma oğlum lütfen, evlât acısı yaşatma bana oğlum." Uzun koridorda koştuktan sonra açılan sürgülü kapıdan içeri aldılar abimi ve biz giremeden sürgülü kapı kapanmıştı.
"Anne kim yaptı bunu benim abime?" Dedim ağlayarak. "Bilmiyorum kızım, bilmiyorum." Duvara rastlandı ve yere çökmüştü. Ellerini açtı ve "Allahım sen bana evlat acısı gösterme, sen hiç bir anaya evlat acısı gösterme Allahım." Dedi ve ellerini yüzünde buluşturdu.
Dedeme baktığımda kalbini tutmuş koltukta oturuyordu. Derin nefes alıp veriyordu. Teyzeme baktığımda annemin yanında oturmuş teselli vermeye çalışıyordu. Fatihe baktığımda dedemin oturduğu koltuğun başında duruyordu. O telaşla evinden araba anahtarını alıp bizi hastaneye o yetiştirmişti.
Annemin yanına çömeldim. "Abim neden pastanede değildi anne?" Diye sordum. "Yarım saat erken kapadı, işim var dedi ve gitti." Gözlerimden yaşlar tekrar süzüldü.
Uzun bir süre bu koridorda bekledikten sonra sürgülü kapı açıldı. Doktor çıktı ve bize baktı. Hepimiz doktorun başına toplandık.
"Hastanın durumu iyi diyebiliriz, derin bıçak yarasını kapadık. Kanamaya karşı bu gece yoğun bakımda kontrol altında tutacağız." Herkes derin bir iç çekmişti. "Görebilir miyiz doktor bey?" Diye sordu annem. "Çok kısa bir süre sadece bir kişi görebilir." Anneme baktım. "Anne sen çok perişan oldun izin ver ben göreyim." Annem başını aşağı yukarı salladı. "Tamam kızım."
İçeri girmiştim. Önlük takmışlardı bir de maske. Yoğun bakım bölümüne girmiştim. Sadece 4 hasta vardı. Makine ve cihaza bağlı hastalar. Makine sesleri bile geliyordu. Bazı hastalarda drenler takılıydı. Abimi görüp yanına gittim.
Alnında ki yaralara bantlar takılmıştı. Karnına makine bağlanmıştı. "Abi" dememle gözlerini yavaşca açtı ve hafif bir tebessüm etti. "Eylül başkan gelmiş." Bende gülümsedim. "Caner başkan. Korkuttun bizi be!" Ağlamamaya çalışıyordum. Beni böyle görürse üzülürdü ve hastalanırdı.
"Birşey olmaz kızım bize!" Yavaşca elini tuttum. "İyi misin?" Başını salladı. "Seni görene kadar kötüydüm. Ama artık iyiyim merak etme sen." Sesi titriyordu, gözleri nemliydi.
"Sadece kontrol için burada tutuyorlar seni merak etme. Yarın çıkacaksın." Dedim ve sordum. "Kim yaptı bunu sana?" Tavana baktı. "Bilmiyorum ama çıkınca peşini bırakmayacağım bunların." Elimi yüzüne getirdim. "Beraber bulacağız abim söz ama nerede olduğunu söylesen bari." Dedim. "Mahallenin başında ki eski fabrikanın orada oldu. 3 kişiydiler ama hiç tanımıyorum." Etrafa baktım hemşire ve doktor yokken dudaklarımı alnına getirdim. "Yorma kendini çıkınca bulacağız." Dedim.Hemşire gelmişti. "Sizi artık dışarı alalım isterseniz." Abime baktım. "Biz buradayız." Dedim "selam söyle herkese." Dedi ve elimi hafifçe sıktı. Gözlerimden yaşlar süzülmeden çıkmıştım yoğun bakımdan.
Herkes kapıda merakla bana bakıyorlardı. "Abim gayet iyi selam söyledi size. Ben kapıya çıkıyorum biraz." Dedim ve bahçeye çıktım. Boş bir banka oturdum.
Gözlerimden akmaması için tuttuğum gözyaşlarımı akmaya başladı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Abimi o halde görmek bile üzücü. "Ağlama eylül bugünlerde geçecek." Kafamı kaldırmamla başımda fatihi gördüm. "Elimde değil fatih." Yanıma oturdu. "Abin iyimiş işte." Aşağı yukarı salladım başımı. "Evet abim iyi ama onu yoğun bakımda görmek insanın içini incitiyor." Cebinden çıkardığı peçeteyi uzattı. Alıp göz yaşlarımı sildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMİN SESİ
AdventureHayallerim ve hayatlarımın ortasında ki çizgide yaşıyorum... sev diye bağıran kalbimin sesini susturup alacağım intikamımı... Eylül ve fatihin hikayesine hoşgeldiniz... bu hikayede güleceğiz, hüzünleneceğiz ve heyecanlı olayları merakla bekleyeceğiz...