8.Bölüm soygun

489 30 9
                                    

İyi okumalar🔥

Korkuyla silaha bakıyordum ve aklımdan geçen bir ton kötü senaryoyu durdurmaya çalışıyordum.

"Kimsiniz siz?" Diye fısıldadım. Karşımda ki adam yanındaki ne bakıp "kapıyı kapat." Emri verdi. Ne kapıyı kapat emri mi?"

Tam ağzımı açacağım sırada diğer adamda hızla ağzımı kapattı. Debelenmeye başlamıştım. Tezgaha vurmaya, ses çıkarmaya çalışıyordum. Kapıyı ve ışıkları kapattılar. Beni mutfağa sürüklüyorlardı. Ağzımda ki eli çekmeye çalışıyordum ama olmuyordu. Beni mutfağa zor da olsa soktular. Silahı gösteren adam iyice yaklaştı ve belinden silahı çıkarıp alnımın ortasına tutmuştu. Alnıma soğukluk, içimi titreten bir korku gelmişti.

"Şimdi ağzını açacağız, bir çıtını duyarsak seni de, kurtarmaya gelenide vururuz. Abini öldürmedik ama seni öldürürüz." Demesiyle gözlerim büyümüştü. Şu an karşımda abimi bıçaklayan insanlar duruyordu.

Ağzımda ki el yavaşca çekildi. Sesimi çıkaramıyordum normal olarak. "Ne istiyorsunuz bizden?" Yüzüme doğru oflamıştı. Sigara içtikleri kokudan belliydi.

"Öğrenirsin yakında. Ama senden para istiyoruz. Kasayı istiyoruz güzellik." Dedi ve yanağımdan makas almıştı. "Ve-ve-veremem." Kekeliyordum korkudan.

Yüzüme sert bir tokat atmasıyla yere düşmüştüm. "Bir daha düşün bence güzellik." Yanan yüzümü tuttum ve pes etmedim. "Vermeyeceğim, defolun gidin buradan." Dememle karnıma attığı tekme ile nefesim kesilmişti. Derin nefes alıp vermeye çalışıyordum. Ter dökmeye başladım. soğuk terler.

"İtler, abime de bana da yaptıklarınızın bedelini ödeyeceksiniz. Duydunuz mu? Alçak herifler." Yanıma eğilip saçıma yapıştı. "Kendini öldürtmek mi istiyorsun kızım sen." Dedi ve kafama hızla yumruk atmasıyla ağır bir ağrı saplandı. "Gidin kasayı açın." Bu halde gülmüştüm. "Şifresi var." Dedim ve daha çok gülmemle saçımdan çekerek kasanın yanına sürükledi.

Saçlarım köklerinden acıyordu. Başıma daha da çok ağrı yükleniyordu. "Gir şunu yoksa." Lafını kestim. "Yoksa ne? Öldürecek misin? Öldürürsen senin zararın." Başını salladı. "Seni ölmekten beter ederim." Baştan aşağı süzmesiyle fazlasıyla korkmuştum. Kalbimin sesini duyuyordum.

"Açıyor musun?" Titreyen ellerimle şifreyi girdim ve yavaşca ayağa kalktım. Bütün paraları alıyordu ikisi. Diğeri ise kolumu tutuyordu. Bütün emekler, birikimler gözlerimin önünde gidiyordu. En çokta alın terinin gitmesi acıtır canı.

Paraları çantaya koydular ve bana yanımda ki adama baktılar. "Hadi gidelim." Adam sırıttı. "E kızı da alacağız sokağa bak bakalım." Demesi ile daha da korktum. "Beni niye alıyorsunuz, kimsiniz siz?" Sırıttı. "Seni getireceğimiz kişinin yanında öğreneceksin merak etme. Her şeyi öğreneceksin." Dedi ve çekiştirdi.

Kapıya gelmesiyle büyük camdan diğer adam baktı. "Müsait abi." Dedi.
Kapının arkasında duran süpürgeyi aldığım gibi kolumu tutan adamın kafasına geçirdim sopasını. "İmdaat." Diye bağırdım  ve para çantasının olduğu adamın kafasına da geçirdim sopayı. "İmdaaat." Çantayı almamla diğer adam hızlıca ittirmesiyle kafamı masaya çarptım ve yere yapışmıştım.
Gözlerim kararırken adamların hızla gittiğini gördüm ve derin bir karanlığın kollarında kayboldum.
             ******************
Gözlerimi yavaşca açmaya çalışıyordum. Başımda fazlasıyla bir sızı vardı. Elimi başıma getirmiştim. Gözlerimi kapattım ve hemen tekrar açmıştım.

Yanağımda ki sıcak elleri hissetmeye başladım. Bulanık gördüğüm yerler açılmaya başladı ve karşımda fatihi görmüştüm. Yüzüm onun avuçlarının içindeydi. Kendimi rahat ve güvende hissetmiştim.

KALBİMİN SESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin