Bölüm kurgu gereği birazcık kısa oldu. Telafi edilecektir:)
Multide ki şiiri bölümün sonuna doğru açmanızı tavsiye ederim:)
İyi okumalar
Fatihin ağzından
Burnumu Eylülün saçlarına gezdiriyordum ve insanın içine ferahlık veren kokusunu içime çekiyordum. Yanımda olmuş olmasının verdiği rahatlıkla elimi yüzüne getirdim.
"Eylül, güzelim kalk hadi."
Gözlerini yavaşca açtı ve bana baktı. "Geldik mi?" Başımı sallayınca omzundan kaldırdı kafamı. "Karavanımıza geldik." Dedim. Yiğit arabayı durdurunca inmiştik. Hava kararmıştı ve karavanın önünde bizi teyze, amca ve Elvan ile Meral bekliyordu.
Eylül arabadan inince elimi tuttu sımsıkı. Herkes bize bakıyordu.
"Oy kıyamam kuzum." Dedi teyze Eylülün yüzüne bakarak. "İyi misin?" Dedi Meral. "İyiyim sağolun." Amca kalktı. "Çok şükür kızım. Gençler dinlensin biraz biz kalkalım." Gülümsedim. "Herşey için sağolun. Özellikle sen Yiğit. Biz yarın kahvaltı yapıp İstanbula döneriz artık." Amcanın ve teyzenin elini öptüm.
Yiğitle tokalaşmıştık.Onlar gidince bizde karavana girmiştik. Eylül direkt yatağına uzandı.
Caner abiler buraya gelmek için yola çıkmışlardı ama Eylülü kanatlarımın altına alınca aradım ve durumu bildirdim. Yarın geri gidecektik.
"Bende üstümü değiştirip hamağa geçeceğim korkma sakın." Eylülün gözleri uykudan kapalıydı.
"Fatih gitme!" Dedi ve gözlerini araladı. Karşısında ki yatağı gösterdi. "Orada yat. Benim yanımdan gitme." Gülümsedim. "Nasıl istersen?" Gözlerini geri kapamıştı.
Üstümü değiştirdim ve karavanın kapılarını kilitleyip yatağa uzandım. Elini ortada ki boşluğa uzatınca tuttum. "Ellerin ellerimde uyumak istiyorum." Dedi ve uykuya doğru yelken açmıştı.
Ellerim ellerindeyken gözlerim kapadım.
Bu gece beraber karavanda bu huzurlu köyde geçirdiğimiz son geceydi. Hayatın karşımıza neler çıkaracağı belli değildi.
Belki bu yeni hayatımızın temelleriydi. Ya da yeni hayatımızın bize son kez verdiği iyiliklerden'di.
*******************
Frene yavaşca bastım ve karavanı durdurdum. "Hiç özlememişim." Dedi yanımda oturan Eylül. "Ben köyü çok özleyeceğim." Dedi ve kapıyı açıp inmişti. Bende indim. Arkadan Eylülün çıkardığı söz elbiselerinin olduğu poşeti aldım ve kapıları kiltileyip Eylülün elini tuttum.Sokağa girmiştik. Öğlen vaktinden beri yollardaydık. Hayatımın en çok yolculuk yaptığım zamanlarıydı.
Pastanenin önünde ki kalabalığı görmüştük. Herkes bizi bekliyordu. Eylülü.
Yanlarına gidince ise Gülbahar teyze kalkıp şiddetli bir ağlama ile Eylülle birbirlerine sarıldılar. Caner abinin uzattığı elini sıkıp tokalaştım. Onur elini omzuma attı.
"Hoşgeldiniz." Gülümsedim. "Hoşbulduk."
Sadece ağlama sesleri geliyordu.
"Yavrum sana nasıl vurdular. Vicdanları bile sızlamadı mı canilerin." Eylülde ağlıyordu. Gülbahar teyzeyle sarıldıktan sonra Caner abiyle sımsıkı sarıldı.
"Babamız olacak o insan olmayı becerememiş herif cezasını çekecek." Dedi. Gözleri doluydu. Eylülün yaralı yüzünü görünce bu gayet normaldi. Dayaktan beter etmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMİN SESİ
AdventureHayallerim ve hayatlarımın ortasında ki çizgide yaşıyorum... sev diye bağıran kalbimin sesini susturup alacağım intikamımı... Eylül ve fatihin hikayesine hoşgeldiniz... bu hikayede güleceğiz, hüzünleneceğiz ve heyecanlı olayları merakla bekleyeceğiz...