21.Bölüm/Pişmanlık

453 27 13
                                    

Fatihin ağzından

Sinir ve öfkeyle bakan üç çift gözün karşısındaydım. Haklı olan üç çift göz.  Titriyordum, iliklerime kadar üşüyordum.

"Kardeşimden ne istediniz?" Caner ab
bağırmıştı, haklıydı öldürse bile haklıydı. "Siz bizim kardeşimizden ne istediniz lan!" Abim çok sinirliydi, bencilliği ve kibri hala üstündeydi. "Ben de eylül de sizin kardeşinize birşey yapmadık. Babamızla olan hesabınızı neden eylülle gördünüz?" Başımı öne eğmiştim.

"Biz seni adam sanmıştık fatih." Diye bağırdı irem. Caner gözlerini abime kenetlemiş sinirle, öldürecekmiş gibi bakıyordu. "Emin ol ki babamın böyle birşey yaptığını bilseydim gider o kızı ben kurtarırdım." Abim hızla canerin yakasına yapıştı. "Bana bak kardeşimi ağzına almayacaksın." Caner de yakasına yapışınca araya girmiştim. "Abi bu plana ben söz verdim. Benim planım, benim yüzleşmem sen karışma." Abim bağırarak "evde görüşeceğiz fatih." Dedi.

Berra girmişti araya. "Yazıklar olsun size be! Özellikle sana fatih. Eylül sana aşık oldu, aşık." Nefesim kesiliyordu, pişmandım hem de çok. Keşke aklıma sonradan gelen fikri yapsaydım. Eylülle beraber kaçsaydık buralardan. Uzaklara, herkesten uzak aşka yakın.

"İsmin geçince yüzünde gülücükler açıyordu. Aklı uçup gidiyordu senin kalbine." Başımı salladım. "Haklısınız, inadıma kapılmamalıydım. Gururumu yenmeliydim ama olmadı yapamadım." Caner'e baktım. "Vur,döv, öldür benim canım acımaz, acıdı zaten acıyacağı kadar bu saatten sonra birşey değişmeyecek." Berra ve ceyhun canerin kolunu tuttu. "Bırak değmez, biz babanızı bulunca soracağız hesapları." Dedi ceyhun. İrem ise yüzüme tükürmüştü, sildim yüzümü. "Fatih o kızı üzdün ya, sana kimse dokunmasa bile benden kork duydun mu? Kork!"  Berra göz yaşlarını sildi. "Ben eylülün yanına gidiyorum, kız perişan oldu." Dedi ve koşarak gitti.

İrem abime baktı. "Bana bak yürüyen kibir, sende kork benden." Abim dalga geçercesine güldü. "Kızım sen kimsin ki senden korkacağım." Ceyhun hareketlenen iremi tuttu. "Benden korkma zaten, yapacaklarımdan kork barış özükuru." Abim yüzünü buruşturdu. "Çok korktum irem, ne olur yapma?" Caner abi  "sus artık rezil köpek." Diyerek çemkirdi.

"Koşuun yetişinn." Berra koşarak gelmişti. Telaşlı, gözleri yaşlıydı. "Gülşen abla ve engin amca eylülü dövüyor." Caner abinin bağırışları ile koşmaya başlamıştık. Hızla koşuyordum arabaların çarpmamak için ani frenle durması, kornalar ve arkalarından gelen küfür seslerini umursamadan koşuyorduk.

Sokağın başına geldiğimizde babam ve annemi gördüm. Eylülü köşeye sıkıştırmışlardı ve vuruyorlardı. "Baban öldürdü bizim kızımızı." Babam eylülü kolundan tuttu ve bir tokatıyla yere serdi. "Laaan" caner babamı itikledi ve eylüle sarıldı.

"Siz ne yapıyorsunuz baba, kendinize gelin o kızın suçu ne?" Bağırıyordum sinirle ve öfkeyle. Avuçlarım kaşınıyordu. "Fatih o kızı koruma." Eylüle baktım, ağlıyordu ve burnundan kanlar geliyordu. "Ya siz ne zalim insanlarsınız." Dedi irem ve annemin saçına yapışmıştı. "Aaa bırak beni be deli." Babam da ittirmişti iremi. "Dur daha eylülü öldürmeden sataşma istersen." Dedi babam ve belinden silah çıkarıp eylüle doğrulttu.

"Baban kızımı, ben babanın kızını." Dedi. Önüne geçtim eylülün. "Eylülü öldürürsen beni de öldürürsün baba, sadece düşmanın kızının katili değil evlat katili de olursun." Abim kolumdan tuttuğu gibi çekti. "Vur baba." Eylül korkuyla canere sarılmıştı. Ağlıyordu.

"Fatih" sesle arkamı döndüm ve mete şerefsizini gördüm. Koşarak geldi ve yakama yapıştı. "Sen ölmedin mi lan? Beni katil mi edeceksin sen?" Güldüm ve bende yakasına yapıştım. "Evet lan hadi öldürsene." Bakıyordu sadece, öylece bakıyordu. Eylül ayağa kalktı. "Yeter artık, yeter bıktım ben. Yoruldum, tükendim, bittim anlıyor musunuz."

KALBİMİN SESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin