Eylülün ağzından
Ellerim fatihin sıcak alnındaydı. "Iyisin çok şükür fatih." Sıcak bir tebessüm etti. Gülüşünde yorgunluk, acı ve korku karışmıştı. Fatihe ufak bir saldırı yapmışlardı fatih de küçük bir baygınlık geçirdi ama sonra komşuların yardımıyla hastaneye getirmiştik. Ufak kontroller ve serumdan sonra doktorlar çıkabileceğimizi söylemişti on iki saat boyunca fatihin uyuması yasaktı.
Hastanenin bahçesinde arabaya doğru giderken "uyumak yasak fatih duydun değil mi?" Fatih derin bir iç çekti. "Uyurum ama çok uykum var." Başımı salladım. "Uyku kelimesini aklından bile geçirme." Önde yürüyen annesi ve abisi "fatih bu normal on iki saat sabredeceksin. Hatta olayın üzerinden iki saat geçtiğine göre on saat. Öğlen uyursun okula gitme yarın." Dediler.
Başını tuttu fatih. "Of tamam ya bakarız." Fatihin koluna girdim. "Bakarız değil tamam diyeceksin direk." Güldü "bu arada abi bu saldırıya senin sayende uğradım." Dedi sertçe. Barış abi kaşlarını çattı ve öfkeyle fatihe baktı. "On saat evde bunu konuşabiliriz." Dedi ve önüne döndü.
"Eylül senin içinde bir uygunsa biraz mahallede takılalım mı zaman geçer." Başımı sallayıp arkamızdan gelen abime baktım. "Abi biz mahallede takılsak zaman geçer biraz." Abim onayladı. "Pastanesi açarsınız orada oturursunuz hem fatih de uyuya kalmaz."
*******************
Sıcacık çayları masanın üstüne koydum ve fatihin karşısına oturdum. Gözlerinden uyku akıyordu resmen. Gözlerini ovuşturdu. "Ya eylül uykum çok benim." Güldüm ve yanağına bir öpücük kondurdum. "Aha galiba uykum kaçtı." Gülmüştüm. Çayımdan bir yudum aldım. "Elmalı kurabiye de yesene fatih." Oda çay içip elmalı kurabiye yiyordu."Bak canın sıkılmasın diye ne getirdim." Dedim ve çantamdan kırmızı kaplı defterimi çıkardım. Hayallerimi katre katre akıttığım, satırlara ve kalemlere anlattığım kimsenin bilmediği hayallerimi fatihin eline vermiştim.
"Bu ne?" Dedi ve eline alıp sakladığım, benden başka kimsenin açmadığı sayfaları açmıştı. Ne güzeldi her ilki fatihle yaşamak.
"Bu benim hayallerim, gece yatarken kurarak uyuduğum hayallerim. Belki bir gün gerçekleşir hepsi." Gülümseyerek okumaya başladı.
"Küçüklüğümden beri bunlarla yaşadım ben." Biraz baktı sayfalara. "Demek korsan gemisine binmek." Utanıyordum da bir yandan. "Vayy kız kulesinde dans." Okuyordu tek tek. "Demek bir karavan da ege sahillerinde turlar." O okurken zaman iyice geçiyordu.
Kırmızı kapaklı defterimi biraz daha inceledikten sonra ellerini yüzüme getirdi. "Ben senin bütün hayallerini gerçekleştireceğim sana söz veriyorum." Güldüm. "Sen benim hayallerimi gerçekleştirecek olan kişi değilsin, gerçekleşen hayalimsin." Dedim.
"Orta boylu sarışından anladım zaten." Dudaklarını yanağıma getirmişti. "Hem saçma hayallerimin içinde ki en normali sensin." Güldü. "Biz beraber bütün bu bazıları saçma bazıları harika olan hayallerin hepsini gerçekleştireceğim." Dudaklarımı sakallarına getirmiştim. "İyi ki sensin fatih."
Biraz daha oturmuştuk ki fatih iyice mayıştı. "Fatih sana birşey soracağım ama çok da çekiniyorum." Oflamıştı "biz bu utanma işini atlatamadık galiba." Derin bir iç çektim. "Aile konularında çekiniyorum." Başını öne eğdi. "Bu üst üste gelen saldırıları soracaksın büyük ihtimalle." Başımı sallayınca konuşmaya başladı.
"Abimin çeşmeden düşmanları var. Bir kız vardı birbirlerini baya bi seviyorlardı. Sonra kızın babası bunları ayırdı ama abim kızdan vazgeçmedi. İstanbula gelmişti sonra da annemler de onun kafasını dağıtmak hem de beni üniversiteye ziyarete. Sonra da güler öldü abim daha kötü oldu ve sevdiğini kaçırdı."
Merak ettiğim diğer soruyu sormuştum. İki aydır merak ediyordum. "Kardeşin nasıl öldü?" Gözleri dolmuştu hemen. Yüzü asılmıştı canının acıdığını hissediyordum. İç çekişinden, bakışlarından belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMİN SESİ
AdventureHayallerim ve hayatlarımın ortasında ki çizgide yaşıyorum... sev diye bağıran kalbimin sesini susturup alacağım intikamımı... Eylül ve fatihin hikayesine hoşgeldiniz... bu hikayede güleceğiz, hüzünleneceğiz ve heyecanlı olayları merakla bekleyeceğiz...