12.Bölüm/Çeşme

380 24 12
                                    

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.

İyi okumalar;)

Fatihin ağzından

Sesli bir kahvaltı sofrasıydı. Dün akşamdan sonra başım fazla kaldırmıyordu ama katlanacaktım.

Eylülün, sinan amca ve semiha teyzenin elini öpmesi üzmüştü beni. Artık tanışmıştı ve belki bir kız için en önemli şeydi bu. Benim deli gönlümde acı çekmeyi sever. Nerede bir acı oraya konar.

"Fatih oğlum yesene daldın gittin." Babamın dürtmesi ile birşeyler atıştırdım. "Bu arada söylemeyi unuttum ben bugün çeşmeye gidiyorum." Dedim. Bütün gözler üzerime çevrildi. "Neden oğlum?" Babamın sorusuna yanıt verdim. "Gülerin mezarını ziyaret edeceğim baba. Özledim kardeşimi."

İstanbulda öldürülmüştü ama onu ait olduğumuz topraklara gömmüştük. Çeşme'ye. Özlüyordum onu o bu hayatta beni anlayan tek kişiydi. Barış abime değil de gelip benimle dertleşirdi, bende onunla tabi. Soğuk kış geceleri, sıcak yaz geceleri sabahlara kadar kahve içer, çay içer konuşurduk. Bazen annem de eşlik ederdi.

"Ne zaman döneceksin oğlum ben çok sıkıldım bu mahallede. Bir an önce çeşme'ye gitmeyi bende isterim." Dedi annem ve gözleri doldu. "Ben öğlen uçağı ile gideceğim ve akşam uçağı ile geri geleceğim anne ve bir daha buradan  hep beraber ayrılacağız. İntikamımızı alıp gideceğiz." Babam sırıttı. "Salih karayel ve yıldırım dede'den intikamımızı alacağız. Perişan edeceğiz onları."

Merakla babama baktım. "Baba, dede ne alaka?" Sessizlik olmuştu. "Zamanı gelince herkes öğrenecek. İyi görünen kötü insanları herkes öğrenecek ve bütün herkes cezasını çekecek." Saate baktım ve bu soğuk masadan kalktım.

"Ben kalkayım artık. Havalimanına ancak yetişirim." Abim "ne ile gideceksin?" Diye sordu. "Otobüsle" dememle kalktı. "Gel ben bırakırım seni, hem abi kardeş dertleşiriz biraz." Onur elini uzattı. "Akşam görüşürüz kardeşim." Elini sıktım. "Görüşürüz kardeşim." Abimle beraber çıkmıştık evden. Çıkar çıkmaz iremi görmüştük. Elinde bir poşetle yürüyordu.

Abime haince baktı, abim de yine sırıtıyordu. İrem bana baktı. "Naber fatih?" Bende gülümsedim. "İyi senden naber irem?" İçini çekti. "İyi bende, eylül gece merdivenlerden düşmüş. Her yeri yara olmuş, kötü düşmüş galiba sabah baya kötüydü. Şimdi bakmaya gidiyorum." Bende merak etmiştim durumunu, halini merak etmiştim. Gitmek isterdim ama olmazdı.

"Nasıl düşmüş ya?" Diye sordum.
"Ayağı kaymış, herkes uyuyormuş kimse duymamış bile." Abim "hadi fatih geç kalacağız." Diye seslenmesi ile içlendim. "Selam söyle, geçmiş olsun dileklerimi de iletirsin." İrem elini göğsüne getirdi. "Eyvallah." Yoluna devam etmesiyle bende ilerlemiştim ki "fatih" diye seslendi irem. Arkamı dönüp baktım. "Adamsın sen." Dedi. Güldüm ve elimi göğsüme getirdim. "Eyvallah"

Abimle yürümeye devam etmiştim. "Adamsın demek he." Dedi dalga geçercesine. Arabanın yanına varmıştık. Arabaya binmiştik ve yola çıkmıştık.
"Bakalım irem, eylülün mezarına giderken de sana adam diyebilecek mi?" Abimin lafıyla derin bir iç çektim. Konuşmayacaktım ama.

"Çok üzüldün mü?" Diye sordu. "Neye?" Ofladı. "Eylülle onurun sevgili olmasına işte." Yine hassas noktamdan vurmuştu. "Yok üzülmedim belki de daha iyi oldu." Göz kırptı. "Bu arada ben geçenlerde sana fazla abarttım galiba." Başımı salladım. "Yok, sen haklıydın." Bir eli direksiyonda iken diğer elini omzuma attı. "Fatih ben seni seviyorum lan, iyi ki biz kardeşiz." Ne kadar kızsam da bende seviyordum abimi sonuçta abi. "Eyvallah, bende kızsam da severim seni." Güldü "çok sağol ya gerçekten." Kahkaha atmıştık.

KALBİMİN SESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin