20.Bölüm/Yüzleşme

418 24 11
                                    

Eylülün ağzından

Umutlarım yıkılmıştı, hayallerim yıkılmıştı, sanki bütün dünya başıma yıkılmıştı benim. Neler olduğunu anlamamıştım bile. Genzim, burnum yanıyordu dumanlardan.
Dumanlar bile kesmiyordu nefesimi fatihin yaptığının yanında. Yanaklarımdan yaşlar süzülüyordu. Alevlerin ortasında ölmeyi bekliyordum.

Genzim yanıyordu, öksürmeye başlamıştım bile. Mete yerden kalkmaya çalışıyordu, fatih ise duvara yaslanmış nefes almaya çalışıyor ve öksürüyordu.  Onun gözlerine baktım. Masum görünen gözlerine. Bütün söylediği cümleler beynimin içinde yankılanıyordu.

Hızla doğruldu ve bana yaklaştı. Kendimi geri çektim hemen. "Fatihh" barış abinin sesi gelmişti. "Git fatih git." Yanıyordu ev. Tavandan parçalar düşmeye başlamıştı bile. Dumanlardan göz gözü görmüyordu ve kararıyordu gözlerim.  İttirdim fatihi. "Dokunma bana fatih." Dengemi kaybedip yere düşmemle kolumu tuttu ve kaldırdı. Ayaklarımdan da tutarak kucağına almıştı. "Bırak beni." Derken gözlerim etrafı net görmüyordu. Korkuyordum, ölmekten değil kurtulmaktan. Eğer kurtulursam acı çekeceğim, hiç çekmeyeceğimi düşündüğüm aşk acısını çekecektim. Fatih arka kapıdan hızla çıkarmıştı beni evden uzaklaştı ve yere bıraktı. "Ölmene izin veremem eylül. Sen hep mutlu ol." Dedi ve yüzümü avuçlarına alıp alnımın ortasından öptü. Arkasına döndü ve eve geri girdi. Karanlık ormanı evin alevleri aydınlatıyordu.

Fatih alevlerin arasında kaybolmuştu. Kalkacak gücüm yoktu, bağıracak mecalim yoktu. Gözlerim iyice kararıyordu ki alevlerin arasından çıkan birini görmüştüm. Ama gözlerim kendini karanlığa bırakmıştı.
            *********************
Gözlerimi yavaşca açıyordum. Yutkunduğumda acıyordu boğazlarım. Yanaklarım ıslaktı hâla.  Etrafa baktığımda kendimi bir araba koltuğunda buldum. Hızla doğruldum ve ön koltuğa baktım. "Mete" dedim şaşkınlıkla. Şoför koltuğundaydı. Hızla kafasına bir tane patlattım. "Bırak lan beni." Ani fren yapmasıyla sarsıldım.

"Seni ölümden kurtardım eylül. Bana tercih ettiğin o fatih seni öldürüyordu eylül. Yakacaktı seni." İçimi çekerek ağlamaya başladım. "Hepinizi Allah'a havale ediyorum ben. Bırak beni." Araba kilitlerini açtı. "Korkma eylül ben sana zarar vermem. Evine, sıcak ve güvenli yuvana getirdim seni." Hızla arabadan indim. Çaresizce yürüyordum.

Kapıya vurdum yavaşca. Mete de indi arabadan ve yanıma geldi. "Git" diye bağırıyordum ama ısrarla gitmiyordu. Kapıyı abim açmıştı ve açar açmaz metenin yakasına yapıştı. "Ne işin var lan senin burada." Mete abimi bütün kuvvetiyle ittirdi ve  bağırarak "ben senin kız kardeşini kurtardım." Dedi. Abim bana bakmıştı, içerden annem, dedem ve teyzem de çıkmıştı. "Caner dur ne oluyor?"

Bütün gözler üzerime çevrilmişti. Şaşkınlık, merak, soru işaretleri hepsi üzerimdeydi. Fatihlerin evine çevirdim gözleri. Yerden bir taş aldığım gibi koşarak evlerinin önüne gittim ve cama fırlattım. "Özükuru ailesi çıkınn." Çığlıklarım sokakta yankılanıyordu. Elime aldığım bir taşı daha fırlatmıştım. Herkes başıma toplanmıştı. Annem kolumu tuttu ve durdurdu. "Kızım ne oldu anlatsana?" Anneme baktım. Bana bakan ailemin gözlerine baktım.

"Babamın cinayetiyle yüzleştim anne. Fatih, babamın öldürdüğü kızın abisiymiş." Bağırmaya devam ettim ve cama tekrar taş attım. Abim de tutmuştu kollarımı. "Eylül herşeyi düzgün anlatır mısın lütfen?" Abime baktım. "Fatih'in bütün derdi intikammış, beni ve kendini dağ evinde ateşe verdi." Aklıma bayılmadan önce fatihin beni çıkarıp o eve kendisi girdiği gelmişti.

"Fatihhhh" nedensizce onun da çıkmasını istiyordum o yangından. Nedensizce değildi aslında bazı şeyler. Aşktandı, çok sevmektendi.

"Ben kurtardım eylülü." Elime aldığım diğer taşı meteye fırlattım. Alnını tuttu. "Beni o yangından fatih çıkardı sonra da eve geri girdi. Alevler içinde ki eve girdi."

KALBİMİN SESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin