17.Bölüm/Pazar

405 25 4
                                    

Evet küçük bir aradan sonra kalbimin sesi tekrar sizlerle.

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.

Fatihin ağzından

Bütün güneşin vurduğu sokakta yürüyordum. Aklımda eylül vardı acaba mete karşısına çıkmış mıydı? Pastanenin önüne geldiğimde içeriye doğru bakmıştım ama caner abinin müşterilerle ilgilendiğini gördüm. Eylül evde miydi ki?

"Fatih buradayım." Sesin geldiği yöne doğru baktım ve kırtasiyenin önünde oturan irem ve eylülü gördüm. Gülümseyerek yanlarına gittim ve eylülün yanağından makas aldım.

"Gel fatih bir çay koyayım bende."  Başımı salladım. "Yok irem sağol çok yorgunum eve geçeceğim ama akşam dışaradayız." Eylüle baktım gülerek başını salladı. "Aynen geçen planladık ama olmadı. Otururuz." Dedi.

Dizlerimi çöktüm ve elimi eylülün yanağına getirdim. "Meteyle karşılaştın mı?" Eylül başını salladı. "Yok karşılaşmadım hiç." Dedi ve etrafa baktı. "Ne oldu?" Dedim direk. "Ya birisi felan bakar dedeme laf gider samimiler diye." Haklıydı hızla kalktım ayağa. "Haklısın ama ben sana nerede doyacağım. Okulda mete manyağı burada komşular." Eylül güldü. "Ee bu da aşkımızda olması gereken rutin zorluklar canım." Güldüm. "O zaman yarın okuldan sonra bir iki saat bir yere gideriz." Elini çenesine getirdi ve "randevu defterime bakmam gerek." Dedi. İremle aynı anda kahkaha atmışlardı.

"Sende benim gibi ertelersin randevularını sıkıntı olmaz." Dememle irem eylüle bakıp "kanka kusura bakma ama fatih kazandı." Dedi. Eylül de gülmüştü. Gülmek en çok ona yakışıyor, en çok o hak ediyor tabi aklıma bana verilen bir aylık sürenin su gibi geçeceğini hatırlamam gibi.

"Neyse akşam konuşuruz ben eve geçiyorum anneme yemek yaparken yardım ederim." Dedi eylül ve kalktı.
"Hadi görüşürüz akşam." İrem de içeri girmişti.
Eylülün gözlerine baktım. "İyi o zaman akşam görüşürüz." Eylül gülümsedi. "Görüşürüz." Gitmişti.

Bende eve girmiştim. Salondan yüksek sesler geliyordu hemen yanlarına gittim. Annem ve abim hararetli bir şekilde konuşuyordu onur da yanlarında duruyordu.

"Ne oluyor yine?" Dememle bütün gözler üzerime çevrildi. Abimin bakışlarında bu sefer kendini beğenmişlik bir tavır değilde hafif ürkeklik vardı ve üstü sırılsıklamdı. "Abi üstüne ne oldu?" Başına vurdu. "Bırak üstümü o önemli değil şimdi."

Sinirle oturdu ve iki elini ağzında birleştirdi. Gözleri doluydu ve titriyordu. Elinden bir kağıt düşürmüştü. "Birşey söylesinize, anne, onur ne oluyor?" Abimin yanına oturdum ve düşürdüğü kağıdı aldım. Soğuk bir hava ve sessizlik vardı evde.

Kâğıtta bir not yazıyordu, cümleleri okurken şaşkınlık ve korkuyu bir arada yaşıyordum. Abime baktım. Yüzü kireç gibi olmuştu. "Şimdi bana bir anlatın artık." Diye bağırmamla abim ayağa kalktı.

"Eve saldıranlar onlarmış, amaçları beni öldürmek ve öldürmeden peşimi bırakmayacaklar. Kâğıtta yazıyor işte."

Kâğıtta ki nota tekrar baktım. 'Kızıma yaptıklarının bedelini ödeyeceksin, bu olmadı ama bir daha ki sefere olacak barış özükuru.'

Abime baktım. "Denizin babası mı?" Başını salladı. "Oğlum ben o kadar istanbullara geldim ve çeşme'ye hasret kaldım. Geri dönmek için senin şu salak kızı öldürmeni." İşaret parmağımı dudaklarıma getirdim. "Şş konuyu açma aramız kötü olmasın abi." İçini çekti.

"Senin intikamımızı almanı bekledim ama şimdi çeşmeye gidersem anında vururlar. Burada kalırsam yine vuracaklar. Lan ben ne yapacağım." Annem ağlayarak oturdu. "Oğlum babanla konuşuruz senin öldürülmene izin vermez." Anneme baktım. "Anne adamlar eve saldırdılar, ölümden döndük hepimiz he bu arada evden de o beğenmediğiniz eylül sayesinde kurtulmuştuk." Abim bağırarak "kalbini kırmak istemiyorum konu eylül değil." Daha fazla uzatmamıştım.

KALBİMİN SESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin