"Parıldıyorsun ve ben senden gözlerimi alamıyorum! Tanrım o kadar güzelsin ki Jennie!" Gülümseyerek Jennie'ye sarıldım ve o da sarılmama karşılık verdi. "Çok teşekkür ederim. Sizde çok güzelsiniz." Kapının açılma sesinin ardından Jennie'den ayrıldım ve aynı saniye içerisinde kulaklarıma bir kızın çığlığı doldu.
Beklediğim gibi çığlık Lalisa'dan başkasına ait değildi.
"Gözlerime inanamıyorum! Tanrım, bu sen misin gerçekten!?" Gözlerini kocaman açıp hayretle Jennie'ye bakıyordu.
"Beklediğimden de daha güzel olmuşsun. Kızlar bu anı ölümsüzleştirelim. Gelin buraya!" Ve hepimiz Lisa'nın telefonunun kadrajına girip gülümsedik.
"Heyecan var mı?" Soru Lisa'dan gelmişti.
"Sorma, çok heyecanlıyım. Umarım tökezlemem."
"Harika geçecek, inan bana." Gülümseyerek bana baktı. "Sayenizde kızlar. Size ne kadar teşekkür etsem az."
"Her şey bitince teşekkür etmek için vaktin olacak. Defile birazdan başlayacak. Diğer modellerin yanına gidelim. Ardından biz hemen salona geçeriz." Başımızı sallayarak Jisoo'yu onayladık ve sırayla giyinme odasından dışarıya çıktık.
Diğer modellerin toplandığı odaya girdiğimizde diğer kızlara kısaca göz attım. Hepsinin giydikleri kıyafetler çok güzeldi fakat aralarında en iyisi tartışmasız Jennie'ydi.
Jennie'ye güzel dileklerde bulunup defilenin yapılacağı büyük salona girdiğimizde etrafı inceleme fırsatı buldum. Salon geniş ve gösterişliydi. Göz alıcı kolonların ortasında kırmızı uzun bir halı uzanıyordu ve muhtemelen modeller burada yürüyeceklerdi. Kırmızı halının etrafında yine kırmızı, kalın ipli bariyerler vardı. Onun dışında seyirciler defileyi ayakta seyredecekti. Salonun sağ tarafına döndüğümde uzun bir bar köşesi olduğunu gördüm. Bir barmen elindeki bardakları kurutuyordu ve arkasında sayısız içki şişesine ev sahipliği yapan raflar uzanıyordu.
