Karaktere dönüş etkinliği sonlandı. Katılım sağladığınız için teşekkürler 🐥
51K olmamızın şerefine,🍷
Keyifli okumalar ❤
♪ Kim Jisoo|Yuki No Hana ♪
❅
Kim Jisoo'
"Bekle, ben resim sınıfına ineceğim."
Adımlarımı olduğum yerde durdurarak Lalisa'ya döndüm. Tek kaşım merakla havalanırken sorgulayan bakışlarım sarı saçlarından gözlerine indi.
"Neden?"
Dudaklarına keyifli bir sırıtışı yerleştirerek güldü.
"Taehyung orada olmalı. Tokamı geri alacağım."
Dudaklarımı birbirine bastırarak gözlerimi kıstım.
"Toka umrunda bile değil, Lalisa. Aklında ne var?"
Yeniden yürümeye başladığında ona ayak uydurarak ilerledim. Lalisa ise sırıtmakla meşguldü.
"Oyunu başlatan o. Ona oyun nasıl kazanılır göstereceğim. Ve birazcık da eğleneceğim işte."
"Pişman olacağın şeyler yapma bak." Diye homurdandım uyarıcı bir ses tonuyla.
"Tamam annecim, ben şimdi kaçıyorum izninle." Gülerek elimi gitmesi için salladım.
"Müzik sınıfında olacağım. Öğle arasında kantinde buluşuruz. Rosié de provalardan sonra gelecek."
Başını sallayarak hızlı bir öpücük yolladı ve merdivenlere doğru hızla ilerledi. Koridorda yavaş adımlarla ilerleyerek müzik sınıfına ilerledim. Sınıf iki kısımdan oluşuyordu, ve bu iki büyük salon ortadan bir duvar ile ayrılmıştı. Diğer odada müzik enstrümanları varken bu sınıfda küçük bir sahne ve koltuklar bulunuyordu.
Sınıfta tahmin ettiğim gibi kimse olmadığı için rahatça hareket edebilirdim. Derin bir nefes alarak duvara asılmış büyük panonun önüne doğru yürümeye başladım. Panoda bir sürü afiş ve grupların yazıldığı bir kağıt vardı. Gözlerimi usulca grupların üzerinde gezindirdim.
Kim Jisoo & Min Yoongi.
Dudağımın kenarı hafifçe yukarıya kıvrılırken elimi uzatıp isminin üzerine dokundurdum. Bu kadar ulaşılmaz olması haksızlıktı. Bu kadar yakınımda olup, ona ulaşamamam derin bir sancıydı.
Duyduğum bir notanın sesiyle hızla elimi kağıdın üzerinden çekerek arkama döndüm. Nota bir piyanoya aitti ve tek bir tuş basımı kadardı. Sessizce bekleyerek, farklı bir notayı duyabilmek için bekledim. Ardından bir notanın sesini daha işittim. Ancak notalara oldukça aralıklı sürelerle basılıyordu. Kaşlarımı çatarak diğer salona açılan kapıya çevirdim gözlerimi. Birisi piyano çalmayı öğrenmeye falan mı çalışıyordu ki?
Sesleri boşvererek çantamı omzumdan indirerek içinden şiir defterimi çıkarttım. Yoongi ile söyleyeceğimiz şarkıyı yazmaya başlamam gerekiyordu. Çünkü konsere 1 ay kadar kısa bir süremiz vardı ve şarkı henüz hazır bile değildi.
Boş sandalyelerden birine oturarak defterimi açtım ve şarkı için ilk cümleleri düşünmeye başladım. Fakat o anda yine bir nota sesini işitmiştim. Dağılan dikkatimi toplayacağım sırada yeniden aynı sesi işitiyor ve öfkeleniyordum. Kalemi defterimin arasına bırakarak yavaşça ayağa kalktım.
Pencereye doğru ilerlerken sakinleşmek için her zaman yaptığım şeyi yapıp şarkı söyleyecektim. Bu her zaman işe yarardı.
Pencerenin yanına vardığımda camı açarak soğuk havanın yüzüme çarpmasını sağladım. Sessizce etrafı izlerken dudaklarım söyleyeceğim şarkı için kıvrıldı, derin bir nefes alarak şarkıya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sillage ❧ rosékook ✓
Fanfiction"Her saat, yaralar sonuncusunu öldürürmüş. Sense her saat yarama yaralar ekliyorsun. Yaktığın yeter cehenneminde, kül oldum. Dokundukça savruluyorum, dokunmasan kanıyorum. Kokuna hasret kaldım. Hasretine dilharap." [Jeon Jungkook ✗ Roséanne Park Cha...