Sillage 20K' yı aştı. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Bu başarı hepimizin başarısı♡ İnşallah Sillage, finalde hepimize güzelce veda eder ve okuduğunuz için kalbinizde güzel bir tebessüm bırakacak bir hikaye olmayı başarır. Sillage için tek dileğim budur. Her şey için çok teşekkürler ♡♡♡
♪Lindsay Dunn|Pain♪
Keyifli okumalar ❤
❅
Hızlı adımlarla merdivenleri çıkmaya devam ederken son basamakları ikişer ikişer atlayarak koridor boyu ilerledim. Köşeyi dönerek ilk adımımı atmıştım ki, sert bir şekilde önümdeki şeye tosladım. Elimde tuttuğum ders kitapları yerlere saçılırken acıyla inleyerek burnumu tuttum.
Burnumun acısıyla gözlerimi sımsıkı kapatmış öylece geçmesini bekliyordum fakat geçmek nedir asla bilmiyordu.
Nihayet burnumun acısı hafiflediğinde gözlerimi aralayarak öfkeyle karşımdaki bedene baktım.
Ve Kim Taehyung aynı ifadeyle bana baktı.
"Tanrı'm! Aklını mı kaçırdın Taehyung?!" Kaşlarımı çatarak somurtan çocuğu süzmeye devam ettim. Beni öldürecekmiş gibi bakıyordu fakat zarar gören benken bu bakışı onun değil benim atıyor olmam gerekiyordu.
Yüzünü hafifçe sağa eğerek dilini yanak içine bastırdı.
"Hayır, kaçırmadım." Soğuk çıkan sesini umursamamaya çalışarak yere diz çöktüm ve düşen kitaplarımı toplamaya başladım.
"Sen böyle bir çocuk değildin, ne oldu sana?" Kendi kendime homurdanarak üst üste dizdiğim kitapları kucağıma alarak ayağa kalktım.
"Görmüyor musun koskocaman beni? Nasıl çarpıyorsun anlam veremiyorum. Üstelik özür bile dilemiyorsun!"
Alayla beni baştan aşağıya süzdükten sonra kaşlarını çattı.
"Koskocaman seni?" Dudakları alayla yukarı kıvrıldı.
"Seni gördüm ve önüne çıktım. Ne diye özür dileyeyim? Bilerek yapmıştım." Taehyung homurdanarak konuşunca sanki mümkünmüşçesine kaşlarımı daha da çattım.
"Neden bilerek çarptın, anlayamadım?"
Taehyung yerine gelen keyfiyle sırıtarak boğazını temizledi.
"Şimdi şöyle ki, seninle bir anlaşma yapacağız ve sana böyle davranmaya bir son vereceğim." Gülümseyerek gözlerini kırpıştırdığında sevimli olan yüzüne tokat atmamak için kendimi son anda durdurdum.
"Güzel kızlarla anlaşma yap sen."
Bana dün akşam çirkin demişti hala unutabilmiş değildim.
Yanından geçip gideceğim sırada kolumdan tutup beni durdurdu.
"Aslında bu anlaşmayı yapmamak gibi bir seçenek sunmamıştım." Gözlerimi devirerek aval aval yüzüne baktım.
"Sadece yetişmem gereken bir ders var, beni rahat bırakamaz mısın?"
Taehyung başını olumsuz anlamda salladı.
"Anlaşmayı onayla ve git." Derin bir nefes alarak başımı salladım.
"Ne anlaşmasıymış peki bu?"
Taehyung beni duvara doğru çekerek hafifçe yüzüme eğildi. Ve neredeyse fısıldayarak konuşmaya başladığında merakla onu dinliyordum.
"Dün Lalisa'nın benden yakındığını söylediğini duydum. Çabuk dökül."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sillage ❧ rosékook ✓
Fanfiction"Her saat, yaralar sonuncusunu öldürürmüş. Sense her saat yarama yaralar ekliyorsun. Yaktığın yeter cehenneminde, kül oldum. Dokundukça savruluyorum, dokunmasan kanıyorum. Kokuna hasret kaldım. Hasretine dilharap." [Jeon Jungkook ✗ Roséanne Park Cha...