♪ NEİMY|Selfish♪
Keyifli okumalar ❤
❅"Bana akıl ver lütfen." Diye mırıldandım kucağımdaki laptopu kendime doğru çekerken. "Senin tavsiyelerine ihtiyacım var. Yanında olmayı istiyorum. " Gülümseyerek ekrandan yüzüme bakarak kahverengi kısa saçlarını kulağının arkasına ittirdi.
"Güzel bebeğim, bende yanında olmayı istiyorum. Ama eminim ki kızlar beni aratmıyordur bile."
"Yine de seni çok özledim." Diye homurdanarak Jisoo'nun yaptığı meyve tabağından bir tane yeşil elma dilimini parmaklarımın arasına aldım.
"Bende seni özledim. Bu haftasonu benimle birlikte kalmaya ne dersin? Hem olayları bir de yüz yüze anlatırsın." Başımı iki yana sallarken elma dilimini dudaklarımın arasına bırakarak çiğnemeye başladım.
"Edebiyat projesini kısa sürede bitirmeliyim, sende biliyorsun." Derin bir iç çekerek dudaklarımı birbirine bastırdım .
"Söylesene anne, ben şimdi ne yapmalıyım? Kime inanmalıyım?" Annem ekrandan birazcık uzaklaşarak moral vermek istercesine gülümsedi.
"Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yap."
"Neye inanacağımı bilmiyorum." Diye itiraf ettiğimde beni anladığını belirtircesine başını salladı.
"Ondan hoşlanıyorsun diye söylediği her şeyi öylece kabul etme bir tanem. Sahip olduğun sevgi bazı şeyler için göz yummana sebebiyet verebilir. Ama sen doğru olduğundan emin olduğun şeylere inan. Sana güveniyorum ve ne olursa olsun yanındayım." Göz kırptığında tebessüm ederek derin bir nefes aldım.
"Teşekkürler, anne."
"Kızlara anlattın mı peki? Onlar ne düşünüyorlar?"
"Evet anlattım. Onlar da kesin bir şey söyleyemiyorlar. Fakat bana destek oluyorlar. Onlara minnettarım."
Annem başını sallayarak beni onayladıktan sonra iç çekti. "Pekâlâ artık uyu bakalım, saat geç oldu. Yarın okula gideceksin." Gülümseyerek başımı sallayarak onu onayladım ve vedalaşarak görüntülü aramayı sonlandırdım. Laptopu komidinin üzerine bırakarak ayağa kalkıp mutfağa gittim.
"Oh, Rosie-shi!" Lalisa oturduğu yerden bana el salladığında kaşlarımı çatarak Jennie'ye döndüm. "İçkiyi nerden buldu bu?" Jisoo kahkaha attığında Lalisa suratını asarak omuzlarını silkti.
"Aman be, selam da vermeyeceğim bundan sonra."
"Pekâlâ, ben bir şey söylemedim."
Ellerimi teslim olurcasına kaldırdığımda Lalisa yüzünü duvara çevirerek trip atmaya devam etti. Gülerek kendi sandalyeme oturarak Jisoo'nun kahve ikramını kabul ettim.
"Odada ne yapıyordun iki saattir?" Jennie endişeyle yüzüme baktığında omuzlarımı silktim. "Edebiyat projesi için bir şeyler yazdım. Biraz da annemle görüntülü konuştum." Önüme koyulan kahveyle Jisoo'ya teşekkür ederek kupayı avuçlarımın arasına aldım.
"Aklın karmakarışık olmalı," yüzümü Jennie'ye çevirerek burukça gülümsedim.
"Akışına bırakmaya karar verdim." Jisoo eliyle omzuma dokunup "her daim yanındayız biliyorsun." Diye mırıldandığında daha fazla dayanamayarak gözyaşımı serbest bıraktım ve yanağımda süzülmesine izin verdim.
"Teşekkür ederim. İyi ki varsınız."
Jennie yüzümü okşayarak gözyaşlarımı sildi.
"Sende iyi ki varsın. Bizi de ağlatacaksın bak şimdi. Kahveni içip hemen yatağına gidiyorsun, geç oldu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sillage ❧ rosékook ✓
Fanfiction"Her saat, yaralar sonuncusunu öldürürmüş. Sense her saat yarama yaralar ekliyorsun. Yaktığın yeter cehenneminde, kül oldum. Dokundukça savruluyorum, dokunmasan kanıyorum. Kokuna hasret kaldım. Hasretine dilharap." [Jeon Jungkook ✗ Roséanne Park Cha...