3.5

3.2K 271 328
                                    

Kim Taehyung'

Elimdeki defteri tutan parmaklarım sıkılaşarak adımlarım hızlandı. Çizdiğim taslak resim nihayet bitmişti ve resmi atölyeme aldığım büyük tuvale özenle geçirecektim.

Merdiveni hızla aşarak solumda kalan duvarın bittiği noktadan hızla koridora döndüm. Attığım ilk adımla birlikte bir bedenle çarpıştık ve elimdeki defter parmaklarımın arasından kaydı. Kime çarptığıma bakmadan endişeyle deftere çevirdim gözlerimi.Aceleyle devrilen defterin yapraklarına çizilmiş resimler hızla görünüp kayboldu.

Başımı kaldırıp çarptığım kızın yüzüne baktım. Gözleri defterdeydi. Gözlerimi yumarak dudağımı ısırdım. Kimseye göstermediğim resimler, artık sadece bana görünmemiş olarak kalacaktı.

Eğilerek hızla defteri ve sayfaların arasından kaçıp biraz yuvarlanmış olan çizim kalemini elime aldım. Doğrularak yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirdim ve gözlerimizi buluşturdum.

"Ah, çok üzgünüm. Benim hatam. Lütfen telafi etmeme izin ver."

Kaşları çatıldı ve eliyle saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Sorun değil, bende en az senin kadar hatalıydım."

Başımı sallayarak onu onayladım. Çizimlerimi görmüş olduğu gerçeği zihnimde dönüp duruyordu.

"Yine de telafi etmeliyim. Aç olmalısın, öğle arası oldu. Beraber yandaki Blue Câfe'de öğle yemeği yemeye ne dersin?"

Dudakları aralandı ve itiraz edecek gibi olduğunda başımı hafifçe eğerek gülümsedim.

"Pekâlâ, neden olmasın?"

Gülümseyerek geçmesi için önünden çekildim.

Merdivenlerden sessizce indik ve binadan dışarıya çıktık.  Hemen yakınımızda bulunan Blue Cafe'ye doğru ilerlerken yüzümde düşünceli bir ifade vardı.

"Bu okulda kaçıncı senen?" Diye sordum konu açıp sohbet etmek için. Gülmeye başladığında kaşlarım çatıldı ve sorarcasına yüzüne baktım.

"İki insan tanışırken muhtelemen ilk bu soruyu sorarlar birbirlerine." Durduğunda bende durarak ona döndüm.

"Bu yemeği neye borçluyum?"

Dilimi dudaklarımın üzerinde dolaştırarak gözlerimizi buluşturdum.

"Sana çarptığım için suçluluk duyuyorum. Ve yemek bu yüzden. Başka bir amacım yok. İsmini sormayı unutmuşum, umarım kabalık etmemişimdir. Ben Kim Taehyung."

Uzattığım elimi tereddütle sıkarak yüzüme baktı.

"Sorun değil, ben Minnie Nicha Yontararak."

Kaşlarım havalanırken elini çekti.

"İsmin.. çok güzelmiş." Gülerek yürümeye devam etti.

"Sadece Minnie diyebilirsin." Başımı sallayarak yürümeye devam ettim. Sessizce kafeden içeriye girerek bir masaya oturduk. Dudaklarımda tekdüze bir çizgi oluşmuştu konuya nasıl gireceğim hakkında fikirler oluşturmaya çalışıyordum.

Elimdeki menöye kısa bir bakış attım.

"Jokbal yemeye ne dersin? Bu kafe gerçekten güzel yapıyor." Gözlerim Jokbal yazısının ve çeşitleri üzerinde geziniyordu. Cevap vermeyince tek kaşımı kaldırarak yüzüne baktım.

"Aslında, biraz pahalı duruyor." Menöyü masaya bırakarak gülümsedim.

"Sorun etme zenginim ben." Kıkırdayarak menösünü masaya bıraktı.

sillage ❧ rosékook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin