3 gün Sonra
Bu 3 gün çok güzel geçmişti. O salak sarışın çocuğun beni kafasına taktığını düşünüyordum ki yanılmışım. Bana bu 3 boyunca hiçbir şekilde musallat olamamıştı ve bu beni rahatlatmış, mutlu etmişti.
Yine normal bir okul günü daha bitmişti. Maalesef kütüphaneyi temizlemekle görevliydim. Biri daha görevliydi ama onun belli ki geleceği yoktu. Ben de saçlarımı topuz yaptım ve kitaplıkları düzenlemeye başladım.
*kız etrafı temizlerken Barış'ın onu izlediğinin farkında değildi. Oğlan elleri cebinde, kapıya yaslanmış bir şekilde kızı izliyordu. Hemen kendini düzeltti. Bu aralar kendini hep yaprak'ı izlerken buluyordu ve bu onun için hiç normal değildi.
*barış kızla yalnız kalmak için bilerek görevli olmak istemişti. Kızın arkasından yavaşça geldi. Yaprak birden arkasını dönünce korktu ve küçük bir çığlık koptu ağzından. Barış hemen kızın ağzını kapattı.
Barış: şş şş, tamam sakin.
Hemen elini ağzımdan çektim ve bir adım geri gittim.
Yaprak: ya sen manyak mısın? Ödümü kopardın!
Barış: tamam abartma bu kadar. Küçük bir şaka sadece.
Yaprak: çok güzel şaka gerçekten, çok güldüm. Sen niye geldin buraya?Yaka kartını gösterdi. Gülümsedi ve göz kırptı.
Yaprak: sana hayatta inanmam. Bilerek yapmadığını nerden bilicem?
Barış: Hadi çok konuşma, daha bütün gün burdayız.Ben hızla soluklanırken o çoktan kitapları toplama başlamıştı.
Yaprak: allahım sen bana sabır ver. Bunu bugün burdan öldürmeden çıkarırsam iyidir. Manyak herif!
*yaprak bunları art arda sıralarken Barış bunları duyuyordu ve sadece gülümsüyordu. Yaprak da yanına geldi ve etrafı temizlemeye başladılar.
🖤🖤🖤
Yaklaşık 1 saattir temizliyorduk. Benim bacaklarım ve kollarım şimdiden iflas etmişti. Şişemden su içtim ve bir kitaplığın dibine çöktüm. Gözlerimi kapattım ve derin derin nefes almaya başladım.
Yanımda bir hareketlenme hissedince gözlerimi açtım. Manyak sırık yanımdaydı. Bu sırıkta birkaç gündür bir şeyler vardı. Bana bulaşmıyordu. Kesin bir şey çeviriyordu.
Elimde duran şişemi aldı ve kafasına dikti. Hemen şişemi geri aldım. Bana 'napıyorsun' bakışları atıyordu.
Yaprak: benim şişemden su içtiğinin farkında mısın?!
Barış: e nolmuş içtiysem?
Yaprak: sen birinin ağzının değdi her şişeden su içer misin?
Barış: genellikle evet. Ama özellikle güzel ve beğendim kızların.
Yaprak: ne?Dediği şeyi ilk başta anlamamıştım. Benim jeton galiba köşeli olduğu için sonradan anlamıştım. Koluna vurdum.
Yaprak: sapık mısın acaba?!
O sadece gülüyordu ve kolunu tutuyordu. Ne yani; beni güzel mi buluyordu, beni beğeniyor muydu?
Daha fazla böyle şeyleri düşünmedim ve ayağa kalktım. Ona uzak olan bir köşeye gittim ve rafları silmeye başladım. En üst rafa uzanamayınca oflayarak bir sandalyeye çıktım ve sildim.
Tam inecekken sandalye kaydı ve popo üstü yere düştüm. Acıdan yerde kıvrandım birkaç saniye. Sonra bu sesleri bizim sarı manyak duymuş olmalı ki, hemen yanıma geldi.
Barış: yaprak iyi misin?
Yaprak: ah! Çok acıyor!
Barış: neren acıyor? Aç da bakalım.Popomun üstüne düşmüştüm ve çok acıyordu. Barış açmamı istemişti ama tabii ki böyle bir şey yapamazdım.
Yaprak: bir yerim acımıyo- ah, popom!
Tam kalkacakken çok acımıştı ve Barış bunu duyunca büyük bir kahkaha attı.
Güldüğü için sinirlenmiştim. Ben burda can çekişiyorum, beyfendi gülüyor.Yaprak: ne gülüyon be at gibi?! Acıyor diyorum, yardım etsene. Öküz müsün acaba sen?!
Bu dediğime daha çok gülünce kolunu cimcikledim. Küçük bir inleme koptu. Birden yüzünde sinirli bir ifade oluştu ve duvara çekti beni.
Barış: daha fazla zorlama istersen küçük?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABUSUM
Teen FictionYeni okula gelen yaprak, bir psikopatla karşılaşırsa başına neler gelebilir? Nerden bilebilirdi ki, aslında psikopat olan çocuğun içinde kalbi kırık bir çocuk olduğunu?