Dediği şeyle şok olmuştum. Salak salak bakıyordum ona. Gözlerimi kaçırdım ondan.
Barış: yaprak, iyi misin?
Yaprak: i-iyiyim. Ben gideyim en iyisi.Ayağa kalkmıştım ki, kolumdan tuttu.
Barış: nereye?
Yaprak: eve gideyim ben.
Barış: hayır gitme. Biraz konuşalım.
Yaprak: ne konuşucaz ki b-biz?
Barış: biraz önceki konu. Artık bir açıklık getirmemiz gerek.Yutkundum ve başımı "tamam" anlamında salladım. Kolumu bıraktı ve içeri geçti. Ben de takip ettim onu. Koltuğa oturunca, ben de yanına oturdum. Bir süre sessizlik oldu. Bana bakmayarak konuşmaya başladı.
Barış: artık bir açıklık getirmemiz gerekiyor aramızda ki şeye.
Bana döndü ve ruhuz bir şekilde bakmaya başladı. O bakınca ben de ona döndüm.
Barış: sence?
Yaprak: konuşalım tamam.
Barış: beni...seviyor musun?Ne diyeceğimi bilemedim. Ben bile daha onu sevdiğimi bilmiyordum. O ise bana bir şey bekliyormuş gibi bakıyordu.
Yaprak: yani...bilmiyorum ben.
Barış: yaprak bu kadar zor olmamalı. Seviyor musun, sevmiyor musun?Gözlerine baktım. Sinirlenmişti ben cevap vermeyince. Çene kasları gerilmişti. Elleri tekrardan titremeye başlamıştı. Yanına daha çok yaklaştım. Bana bakmıyordu bile.
Yaprak: Barış iyi misin?
Barış: değilim...Ellerini tuttum. Bana döndü.
Barış: bana bir şey söyle yaprak.
Yaprak: n-ne söyleyeyim?
Barış: gözlerime bakarak beni sevmediğini söyleyebilir misin?Ne diyecektim şimdi? Sevdiğimi söylesem, daha emin bile değildim. Sevmediğimi söylesem...
Tekrardan ona döndüğümde gözleri dolmuştu. Kafasını sağa sola salladı. Gözlerinde: kırgınlık, hüzün, ve hayal kırıklığına uğramış bir ifade vardı. Ellerini çekti elimden hızla. Ayağa kalktı sinirli bir şekilde.
Barış: sana güvenmemeliydim. Beni umutlandırdın sen. Sana kimseye anlatmadığım hikayemi anlattım ben! Beni sevdiğini zannettim! Salağım ben! Yine kandırıldım. Senin de o kızdan farkın yokmuş.
Benim de gözlerim dolmuştu. Başımı öne eğdim. Ne diyebilirdim ki?..
Ona döndüğümde, hemen akan gözyaşlarını sildi.Ben bir şey diyemeden, kapıyı hızla çarpıp çıktı. Ben ise artık dayanamadım ve kendimi bıraktım. Ağlamayı hiç sevmezdim, ama şu anda elimden bir şey gelmiyordu. Gitme bile diyememiştim. Bir süre hiçbir şey yapmadan ağladım. Sonra merak edip aradım Barış'ı. Açmadı. Bir daha aradım, yine açmadı.
Niye böyle bir salaklık yapmıştım? Sevdiğimi şimdi anlamıştım. Ama diyemezdim artık. Haklıydı, maalesef ki. Başka yapabileceğim bir şey yoktu. Saate baktım. 12' geliyordu. Şimdi eve gidemezdim.
1 saattir kıpırdamadığım için her yerim tutulmuştu. Ayağa kalktım.Gitmem gerekiyordu ama ona söylemem gerekenler vardı. O yüzden bekleyecektim onu. Tekrardan oturdum. Bacaklarımı kendime çektim. Kollarımı da bacağıma sardım ve Barış'ı beklemeye başladım.
🖤🖤🖤
2 saat daha geçmişti. Hala gelmemişti. Ben ise uykusuzluk ve meraktan ölmüştüm. Geleceği yoktu Barış'ın. Ne yapıyordu acaba? Kuruyan gözlerimden tekrardan yaşlar akmaya başladı. Kollarımı çözdüm ve koltuğa uzandım. Yorgun düşmüştüm ağlamaktan. Daha fazla dayanamadım ve uyudum.
🖤🖤🖤Saat 3'e gelirken, genç adam eve gelmişti. Zar zor kapıyı açtı ve içeri girdi. Yalpalayarak salona doğru gitti. Tam ışıkları kapatacakken, koltukta uyuyan yaprak'ı görmesiyle doldu ve acı bir gülümseme yerleştirdi yüzüne.
Yanına gitti. Uyuyordu melek gibi. Saçlarını okşadı gözleri dolu dolu gülümseyerek. Yaklaştı öpmek için. Ama durdu bir anda. Onu sevmiyordu, öpmesi yanlış olurdu. Geri çekildi. Tekrardan aklına onu sevmediği, ona salak gibi güvendiği aklına gelince sinirlendi ve ayağa kalktı. Yalpalayarak odasına gitti.
Çekmeceden onu rahatlatacak gerekli şeyi aldı ve ağzına attı. Üstünü çıkardı ve kafasını ovalayarak elini yüzünü yıkamak İçin banyoya gitti.
Soğuk suyu yüzüne çarpınca, biraz da olsa kendine geldi. İçtiği şey, onu rahatlatmıştı. Vücudu pamuk kadar hafifti. Bunun etkisiyle odasına döndü ve yatağına girdi. Direkt uyumuştu.
Barış yaptığı davranışta haklı mıydı sizce?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABUSUM
Teen FictionYeni okula gelen yaprak, bir psikopatla karşılaşırsa başına neler gelebilir? Nerden bilebilirdi ki, aslında psikopat olan çocuğun içinde kalbi kırık bir çocuk olduğunu?