Oflayarak sınıfa doğru yürüdüm. Kafamı eğerek yürüyordum. Birden birine çarptım. Kafamı kaldırdığımda Barış'tı. Göz devirdim ve yanından ayrılmaya çalıştım. Çalıştım çünkü yapamamıştım. Beni kolumdan tuttu. Kafamı sinirle ona döndürdüm.
Yaprak: yine ne var?!
Barış: sana bir şey olmuş? İyi misin?
Yaprak: gerçekten odunsun ya! Bırak kolumu, gidicem!
Barış: ne olduğunu anlatmadan gitmiyorum! Ne oldu, anlat.
Yaprak: sana ne. Sen beni umursamıyorsun bile. Anlatsam ne olacak?
Barış: yaprak sen hala anlamıyorsun. Ben seni seviyorum. Niye anlamıyorsun?
Yaprak: sevseydin, böyle yapmazdın. İnanmıyorum sana hala...O yüzden şimdi kolumu bırak!Kolumu hızlıca çektim. Sadece bana bakmakla yetindi. Sınıfa girdim ve hiçbir şey demeden sırama oturdum. Birkaç dakika sonra da hoca gelince, derse odaklanmaya çakıştım.
🖤🖤🖤
Son ders zili de çalınca, sınıftan çıktım hemen. Hızlıca koridorda okuldan çıkmak İçin yürüyordum ki, biri kolumdan tutup karanlık bir odaya çekti.
Karanlık olduğu İçin kim olduğunu göremiyordum. Ama bu her kimse fazla uzundu. Biraz daha ona yaklaşınca, kokusundan kim olduğunu anladım.
Yaprak: Barış?
Barış: çıkışı bekledim senle rahat konuşmak için.
Yaprak: iyi halt yedin!Ondan uzaklaştım biraz. Sinirlenmiştim bu yaptığına. İkimizden de ses çıkmayınca, oflayarak kapının oraya çöktüm. Gözlerimi kapattım.
Çok geçmeden yanımda bir hareketlilik hissettim. O da benim gibi yaptı ve bir şey demeden oturduk bir süre. Sessizliği yine o bozdu.
Barış: kafanı karıştıran şey ne? Güvenmiyor musun bana?
Yaprak: sana kim güvenir ki?
Barış: ne olduğunu anlat artık. Seni üzen şey ne?
Yaprak: senin dengesizliğin.
Barış: nasıl yani?Derin bir nefes aldım ve onu geri verdim. Ona bakmadan konuşmaya devam ettim.
Yaprak: beni sevdiğini söyledin ama sabah seni Melisa ile el ele ve gülüşürken gördüm. Bu ne demek oluyor Barış? Senin dengesizliğin ya da yalancılığın.
Barış: asla yalancı biri olmadım ben. Ayrıca...onu mecburiyetten yaptım.
Yaprak: neden mecbursun ki? Zorla mı?!
Barış; evet zorla! Oldu mu şimdi?! Hala onu sevdiğimi düşünüyorsun ve bu beni üzüyor! Hala anlamıyorsun beni! Yeter artık yaprak! Ne istiyorsun?! Nasıl ispatlamamı istiyorsun sevgimi?!Bağırdığı İçin korkmuştum. Niye mecburdu ki o kızla beraber olmak İçin? Karanlık olsa da, sinirli olduğunu görüyordum gözlerinden. İkimiz de sadece bakışıyorduk. Ne diyecektim ki?
Yaprak: b-ben bilmiyorum Barış...
Barış: yaprak artık bir karar ver. Yoksa...beni unut. Beklemeyi sevmem. Ömür boyu seni bekleyemem. Ona göre davran.Dedi ve ayağa kalkıp sınıftan çıktı. Gözlerim dolmuştu. Söylemeli miydim artık? Daha fazla uzaklaşmasını engellemek için ben de koşarak sınıftan çıktım.
Okul karanlıktı. Galiba kapıları da kapanmıştı. O zaman okuldan çıkamazdı. Bunu anlayınca biraz daha yavaşladım ve dikkatlice etrafıma bakındım. En son kütüphane kalmıştı.
Kapısını açtım ve içeri girdim. Çok fazla karanlık olduğu İçin telefonumun flaşını açtım ve etrafımı incelemeye başladım. En büyük kitaplığın yanına gittim. Karartı vardı. Baktığımda Barış'tı. Yanına gittim ama titriyordu. Kaşlarımı çattım.
Yaprak: Barış? Barış iyi misin?
Zar zor konuşmaya başladı. Elleri titriyordu. Ellerini tuttum.
Barış: Ali'yi ara.
Yaprak: iyi de neden?
Barış: sana ara dedim yaprak!
Yaprak: t-tamam.Hızlıca telefonumu çıkardım ve aliyi aradım. 2. çalışta açtı.
Ali; alo?
Yaprak: a-Ali...
Ali; yaprak noldu?! Neden ağlıyorsun?
Yaprak: Barış...
Ali: ne oldu Barış'a?
Yaprak: titriyor sadece. S-seni aramamı söyledi. Ben korkuyorum. Gel çabuk.
Ali: t-tamam. Nerdesiniz?
Yaprak: okulda.
Ali: okul? Neyse tamam geliyorum hemen.Telefonu kapattım ve bir elimle ne zaman aktığını bilmediğim göz yaşlarımı sildim ve Ali'yi beklemeye başladım. Barış'a nolmuştu birden?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABUSUM
Teen FictionYeni okula gelen yaprak, bir psikopatla karşılaşırsa başına neler gelebilir? Nerden bilebilirdi ki, aslında psikopat olan çocuğun içinde kalbi kırık bir çocuk olduğunu?