32.Bölüm

814 62 14
                                    

Gözlerimi o güzel kokuda neredeyse boğulmak üzere açmıştım. Gözlerimi ovaladım ve kafamı kaldırıp, yanımdaki Barış'a baktım. Uyuyordu tabii ki. Gülümsedim.

Ama ayak sesleri işitince hemen yataktan kalktım ve Barış'ı uyandırmak zorunda kaldım.

Yaprak: kalk bak, sonra çok kötü olacak.
Barış: noluyor yaprak?
Yaprak: ben sana dedim ama! Çık çabuk dışarı! Teyzem geliyor.
Barış: ya bir dur. Zaten daha gözlerimi bile açamadım!
Yaprak: bak o gözlerini oyarım! Hala ne diyor ya?!

Onu bıraktım ve kapıya gittim. Neyse ki kilitliydi. Ama teyzem bana kapının ardından bir şeyler söylüyordu.

Esra: yaprak? Uyandın mı?
Yaprak: eee, teyzeciğim ben u-uyandım ama daha uykum var.

Yalandan esneme taklidi yapıp, devam ettim.

Yaprak: o yüzden biraz daha uyuyacağım.
Esra: iyi, ama bak en fazla 1 saat. Cezalısın diye bir şey demiyorum ama odadan çıkmamazlık de etme. Tamam mı?
Yaprak: tamam tamam. Hadi ben uyuyacağım.

Teyzemin gittiğini anlayınca rahatça nefes verdim. Neyse ki ne bir şey demişti ne de bir şey anlamıştı. Geri Barış'ın yanına döndüm.

Yaprak: oh tamam bir şey yok. Hadi sen de git artık.
Barış: niye ya? Bir şey demedi işte teyzen.
Yaprak: bak hala ne diyor? Oğlum sen deli misin?!
Barış: ya uykum var diyorum. Dün uyuyamadım.
Yaprak: nasıl uyuyamadın? Uyuyamadın da ne yaptın?
Barış: seni izledim.

Ben bu çoçuğa gerçekten kızamıyordum. Gözlerimi kaçırdım ve sırıttım. Tekrar ona döndüm.

Yaprak: tamam neyse, bak gerçekten kötü olacak. Gitsen mi?

Kapımın tıklatılma sesini duyunca tekrardan gözlerimi büyüttüm. Barış'a onu her an öldürebilecek bakışlarımı attım. Ama bu sefer kapıdan teyzemin değil, Ali'nin sesini duymuştum.

Ali: yaprak, şey bir açar mısın? Teyzen uyuyor dedi ama belki daha yatmamışsındır diye geldim. Konuşalım mı?

Merakla kaşlarımı havalandırdım. Barış'ın buraya geldiğini görünce, engelledim. Sessizce konuştum.

Yaprak: ne yapacaksın?
Barış: konuşalım diyor, aç konuşalım. Ne diyormuş?
Yaprak: ya senin gerçekten kafanda beyin yerine dalak var. Hard malsın!
Barış: alınıyorum ama-
Ali: yaprak, orda mısın?
Yaprak: eee, şey Ali-
Ali: sen iyi misin? Niye açmıyorsun kapıyı?
Yaprak: tamam açıcam, ama 5 dakikaya ihtiyacım var.
Ali; peki.

Barış'a geri döndüğümde sinirlendiğini anlamıştım. Kolundan tuttum ve cama sürükledim.

Yaprak: artık nasıl geldiysen, öyle gidersin barışcığım.
Barış: yaprak düşücem. Bari yatağın altına gireyim.
Yaprak: ayy gir!

Kafasını vurunca, güldüm.

Yaprak: demiştim salaksın diye. Sen oraya nasıl sığacaksın? Gerçi, nereye sığdın ki?
Barış: kalbine...

Kalbimi gösterdi ve göz kırptı sırıtırken. Bir şey diyemedim. Kalmıştım öyle. Ali'nin sesini duyunca, sırıtarak kapıyı açtım. Beni böyle görünce, anlamamıştı tabii ki.

Ali: bir şey mi oldu?
Yaprak: n-niye ki?
Ali: he, öyle gülünce. Ne bileyim... neyse, girebilir miyim?
Yaprak; tabii.

Bir şey anlamamasını umarak, ben yatağıma o da odadaki tek kişilik koltuğa oturdu.

Yaprak: sen, ne söyleyecektin?
Ali; ben, şey-

Yatağın altından hapşırma sesi duyunca, gözlerimi büyüttüm ve Barış'a içimden küfür ettim. Şimdi yanmıştım.


Yeni bölüm geldi! Boş ve kötü bir bölümdü, üzgünüm. 😑

Sizce nasıldı?

KABUSUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin