14.Bölüm🦋

841 45 4
                                    

Dumanı ağzıma verince bir değişik olmuştum. İlk defa onun yanında heyecanlanmıştım. Kendimi geri çekememiştim. Ya da çekmek istememiştim.

Yavaşça kendini çekince ben de gözlerimi açtım. Eli yanağıma gitti. Ben onun gözlerine bakıyordum. Onun da gözleri beni bulunca, tekrardan heyecanlandığımı hissettim. Baş parmağıyla yanağımı okşuyordu hala. Mimiksiz bir surat ifadesiyle, sessizliği bozdu.

Barış: acılarını biraz da olsa hafiflettim mi?
Yaprak: evet...

Ben ne yapıyordum böyle? Beni öptüğü İçin kızmamıştım. Bana o kadar şey yapmasına rağmen ona kızamıyordum. Ben kendimi aklımdaki düşüncelere kaptırmışken, ondan hiç beklemediğim bir şey duydum.

Barış: seni seviyorum...

Bakışlarımı yerden gözlerine döndürdüm. Hiç beklemiyordum ondan böyle bir cümle. Ben anlamaz bakışlar atıyordum.

Yaprak: g-gerçekten mi? Ciddi misin s-sen?
Barış: evet, hem de fazlasıyla. Ben sevemez miyim kimseyi?
Yaprak: hayır o anlamada d-demedim.

Başımı öne eğdim. Galiba ben de seviyordum onu. Ama ona inanmalı mıydım?

Yaprak: Yani...senin sevgilin-
Barış: ben onu hiçbir zaman sevmedim ki.

Başımı tekrardan ona çevirdim. Bir yandan mutlu olmuştum ama Melisa'ya da üzülmemiş değildim.

Barış: bir şey demeyecek misin?
Yaprak: b-ben bilmiyorum Barış. En iyisi gideyim.

Tam ayağı kalkacaktım, elimi tuttu. O da ayağa kalktı. Yapma böyle, gitmemi engelliyorsun...

Barış: peki git, ama cevabını almadan seni rahat bırakmam ona göre.

Hafif tebessüm ettim gözlerine bakarak. Kafamı salladım 'tamam' anlamında. Elimi çektim elinden. Arkamı döndüm. Yürümeye başladım. Yüzümde salakça bir gülümseme vardı. Nedenini ben de bilmiyordum.

Hemen kendimi düzelttim. O biraz önce bana "seni seviyorum" mu demişti? Ben olayları yeni idrak etmeye başlamıştım. Salak mıyım neyim?

Eve geldiğimde yaşadıklarımızı hala idrak edememiştim. Resmen ona bir şey diyememiştim, kızamamıştım. Dengesiz miyim neyim?

Salak salak sırıtarak odaya giderken, ayağım merdivenlere takıldı. Dizim ve ellerim acımıştı. Teyzem hemen koştu.

Esra: yaprak iyi misin?!

Yavaşça kalktım. Ellerime baktım. Biraz iç kısmı soyulmuştu.

Yaprak: iyiyim teyze, sağ ol.
Esra: noluyor sana? Merdivenlerden bile çıkamadın. Seni sırıtırken gördüm, yoksa benden sakla-
Yaprak: yok teyzeciğim, o-olur mu hiç öyle şey? Sadece d-dalmışım öyle. Birden ayağım takıldı. Yok yani bir şey.
Esra: iyi, öyle olsun. Pek inanmadım ama neyse.

Geri mutfağa dönünce ben de hemen odama çıktım. Kapıyı kapattım. Çantamı çıkarttım ve yatağa fırlattım. Elime telefonumu aldım. Birkaç kişiden mesaj vardı. Açıp baktım. Çoğu mesaj Oğuz, damla ve benimle olan gruptandı. Hızlıca onlara göz gezdirdim. Bir de bilinmeyen birinden bir mesaj vardı. Ona da baktım.

05*******: seni merak ettim, geldin mi eve?

Yaprak: kimsin?! Numaramı nerden buldun?!

05******: sakin ol kızım, benim Barış. Numaranı nerden bulduğumu soruyorsan da, meslek sırrı;)

Yaprak: hee, sen miydin?  Yeni geldim eve, ama düştüm. Canım acıdı biraz.

05******: iyi misin? Canın acıdı mı? Gelebilirim istersen.

Yaprak: hayır abartılacak bir durum yok merak etme.

05******: peki o zaman sevindim. Merdivenlerden neden düştün merak ettim. Aklına bir şey geldi de, daldın gittin mi? ;)

Ne ima ettiğini anlayınca sinirlendim. Hiç değişmiyordu, değişmeyecekti de. Yine beni sinirlendirmeyi başarmıştı.

"05******" kişisini, "Barış" olarak değiştirdiniz,

Yaprak: bak beni sinir etme sarı kafa! Ne ima ediyorsun sen?!

Barış: mesela seni öptüğüm için etkilenip, dalgınlaşmış, hiçbir şeyi göremez olup; o yüzden düşmüş olabilir misin?

Yaprak: saçmalama sırık! Yok öyle bir şey. Bir kere benim ayağım kaydı, o yüzden öyle oldu.

Barış: bana yüreğinle gel, bahanelerinle değil atarlı kızım..

KABUSUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin