Saat gece 3'e gelirken yataktan kalktım. Barış uyuyordu. Bu durumdan faydalanıp banyoya gidip, o torbaya bakacaktım.
Sessizce gittim ve çekmeceyi açtım. Ama yoktu orda. Nereye koymuştu? Merak ediyordum içinde ne olduğunu. Ama nerde olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu.
Acaba boşuna mı kuruntu yapıyordum? Belki de önemsiz bir şeydi. Kendimi bunla avuturken, bir yandan da sessizce bahçeye çıkmıştım. Artık bir kere uyanmıştım ve daha uyku tutmazdı.
Üstüme bir şal aldım ve bahçedeki mindere yattım. Her şey bir anda gerçekleşmişti. Daha dün kavga ederken, şimdi...
Bir süre böyle yıldızlara bakarak düşünmüştüm. Hava hafiften aydınlanmaya başlayınca, göz kapaklarım daha fazla dayanamadı ve bahçede uyuya kaldım.
🖤🖤🖤
Sabah saçımdaki hareketlilikle açmıştım gözlerimi. Yavaşça yanıma döndüm. Saçlarımla oynayan bir adet Barış vardı. Gülümsedim. Tam doğrulacaktım ki, her yerim tutulduğunu fark ettim.
Barış: günaydın.
Yaprak: günaydın.
Barış: neden yanımda değildin?
Yaprak: eee, ya ben u-uykum kaçtı. Bahçeye çıktım hava almak için Sonra da uyuya kalmışım.
Barış: peki.Oturur pozisyona geçtim ve boynuma gitti elim. Tutulmuştu burda yattığım İçin.
Barış: tabii burda yatarsan her yerin tutulur. Kalk hadi. Daha fazla üşümeden içeri geçelim.
Yaprak: evet, iyi olur.
İçeri girdik beraber. Ben şalı koltuğa koydum ve oturdum omzumu ovalarlarken. O sırada kapı çaldı. Tam kalkacakken, Barış gitti ve kapıyı açtı. Açmasıyla beraber yere düşüyordu az kalsın. Çünkü içeri arkadaşları dalmıştı!
Bir anda gözleri beni bulunca oldukları yerde kaldılar. Ben de normal davranmaya çalışarak konuşmaya başladım.
Yaprak: günaydın?
Ali: günaydın da, senin burda ne işin var?
Yaprak: hee o mu? Ee şey-
Barış: sevgiliyiz de o yüzden burda kaldı bugünlük.Arkadaşları şaşırmıştı. Beklemiyorlardı muhtemelen. Sonra adını bilmediğim iki çocuk yanıma geldi. Biri elini uzattı. Ben de karşılık verdim.
Gökhan: ben gökhan. Ben seni biliyorum zaten, yaprak.
Elini çekti ve bizi izleyen Barış'ı gösterdi.
Gökhan: şu görmüş olduğun "sığırın" arkadaşıyım.
Kıkırdadık ikimizde. Barış'a baktığımda çenesinin kasıldığından sinirlendiğini anlamıştım.
Gökhan çekildi ve diğeri geldi. Ama bu el sıkmak yerine, elim aldı ve dudağına götürdü. Garip bakışlar atıyordum.
Sinan; he, ben de sinan. Çapkın sinan.
Dedi ve göz kırptı. Gülümsedim.
Yaprak: ben de yaprak.
Sinan: ben seni biliyorum zaten. Barış anlatıyor.Dedi ve koltuğa yayıldı. Tatlı kişiliklere benziyordu ikisi de. Ali'yi zaten biliyordum. Gülümsedi ve tekli koltuğa oturdu.
Barış da yanıma geçti ve konuşmaya başladı.
Barış: hayırdır kardeşim, niye geldiniz? Sabah sabah?
Sinan: özledik de seni. 1 saniye bile ayrı kalmaya dayanamıyoruz kanka.Dedi ve gülmeye başladı Gökhan'la beraber. Ben de kıkırdadım. Barış'a baktım. Sinirli bir şekilde gülümsüyordu.
Ayağa kalkınca, ben de peşinden gittim. Mutfağa gelmiştik, galiba kahvaltı hazırlayacaktı. O dolaptan bir şeyler çıkarırken, ben de mutfak tezgahına oturdum. Onu izlerken, bir anda bana döndü ve konuşmaya başladı.
Barış: doyamadın herhalde izlemeye?
Sinsice sırıtınca hemen kendimi düzelttim.
Yaprak: y-yoo, ne alakası var? Ben ne yaptığına bakıyordum.
Tek kaşını kaldırdı yukarı ve yanıma geldi.
Barış: emin misin?
Yaprak: hıhı...yani e-evet.Bana yaklaşmaya başlayınca, yutkundum sertçe. Aramızda birkaç santim kalmışken, bir ses duyduk.
Biri mi geldi, yoksa başka bir şey mi oldu? Sizce?
Bölüm nasıldı? 🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABUSUM
Teen FictionYeni okula gelen yaprak, bir psikopatla karşılaşırsa başına neler gelebilir? Nerden bilebilirdi ki, aslında psikopat olan çocuğun içinde kalbi kırık bir çocuk olduğunu?