Gece uyku tutmamıştı o yüzden de dışarı hava almaya çıkmak İçin hazırlandım. Kulaklığımı ve telefonumu da aldıktan Sonra evden çıktım. Kapıdan çıkarken, çöpe attığım tablo aklıma geldi. Ben çöpe atmıştım ama çöpte yoktu. Çok üstünde durmadım ve yürümeye başladım.
Parka gelince bir banka ilerlerken siyah kapüşonlu ve yüzü ile saçı gözükmeyen birinin oturduğunu fark ettim. Yanına otursam bir şey demezdi muhtemelen. Çekinerek bankın en ucuna oturdum.
Yanımdakinin nedensizce nasıl biri olduğunu merak etmiştim. Yüzünü görmek için biraz yüzüne doğru eğildiğimde kendini telaşlı bir şekilde çekti ve kapüşonlusunu yüzüne çekti.
Ne kadar saçma bir şey yaptığımı fark edince kendi önüme döndüm.Aklıma burada yaşadığımız anılar gelince gözlerim doldu. Ama ağlamayacaktım. Kendime söz vermiştim, beni sevmeyen ve önemsemeyen biri için ağlamayacaktım. Boşuna göz yaşımı akıtmayacaktım onun İçin.
Yanımda peçete olmadığını fark edince yan tarafıma döndüm. İstesem bir şey olmazdı değil mi?
Yaprak: şey, peçeteniz varsa verebilir misiniz? İhtiyacım var da şu anda.
Yüzünü saklayarak cebinden bir tane peçete çıkardı ve verdi. Sessizce teşekkür edip, aldım elinden. Pis olup olmadığı umursamadan göz yaşlarımı sildim.
Yanımdaki kişinin nasıl biri olduğunu gereksizce merak ediyordum. Arada ona bakıyordum ama sadece elleriyle oynuyordu. Yüzünü de gizlemişti. Off, neden bu kadar merak ediyordum onu?
Şiddetli bir rüzgar vardı ve saçım uçuşuyordu. Tabii biraz da üşümüştüm. Ona döndüğümde rüzgardan dolayı biraz açılmıştı kapüşonlusu ve saçlarını görebilmiştim sonunda.
Gereksizce mutlu olmuştum. Daha birkaç dakika öncesine kadar onu görmeme rağmen, çok merak ediyordum. Hemen telaşla kapattı. Anlamıyordum, niye gizliyordu kendini?
Ondan küçük bir hıçkırık duyduğumda gözlerimi ona çevirdim. Ağlıyordu. Merakla bakmaya başladım ona. Ama tabii ki o gizliyordu kendini. Sinirlenmiştim. Niye bu kadar kendini gizliyordu ki?
Ben de en sonunda banktan kalktım. Sinirlenmiştim. Neden olduğunu ben de bilmiyordum ama merak ettiğimden, sinirlenmiştim.
Parktan çıktım ve kulaklığımı takıp, eve doğru yürüdüm. Eve gelir gelmez, yatağıma yattım. Yorulmuştum bugün. Uyumak en iyisiydi. Zaten yorgunluktan, hemen uyumuştum.
🖤🖤🖤
Banktaki Barış, yaprak'ın yanından ayrıldığını görünce sadece arkasından bakmıştı. Onun o kadar yakınında olup; ona sarılamamak, onun kokusunu içine çekememek canını çok acıtıyordu.
En sonunda da göz yaşlarını tutamadı ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Sevdiği kızın da kendisi yüzünden ağladığını görmüştü. En çok da bu canını yakıyordu: canının canını yakmaktı...
Sevdiğini terk etmek belki hayatının en büyük hatasıydı ama her şey onun içindi. Ama en kötüsü: belki de bir daha ona sarılamayacağı, ona sevgisini ve aşkını söyleyemeyeceği ya da o eşsiz kokusunu içine çekemeyeceğiydi...
Onu neler bekliyordu, bilmiyordu. Yaprak'a nasıl davranacağı, nasıl gerçekleri açıklayacağını bilmiyordu. Bu durum onu kahr ediyordu.
Acaba hayatında başka biri var mıydı? Ya da onu kendisinden daha mutlu eden? Bu da ayrı canını yakıyordu. Onun yanında başkasını görmek...oğlan İçin düşüncesi bile kötüydü. Peki, ne yapacaktı?
Yeni bölüm geldi kuşlar! Nasıldı bölüm? 💛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KABUSUM
Teen FictionYeni okula gelen yaprak, bir psikopatla karşılaşırsa başına neler gelebilir? Nerden bilebilirdi ki, aslında psikopat olan çocuğun içinde kalbi kırık bir çocuk olduğunu?