22.Bölüm💗

985 56 6
                                    

Yaprak: peki tamam, konuşalım.

Boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.

Barış: dün "seni seviyorum" demiştin, ciddi miydin?
Yaprak: evet. Ama o an anlamadın sinirinden.

Başını eğdi. Pişman olduğu belliydi. Daha fazla dayanamadım ve boynuna sarıldım. Galiba birkaç saniye şaşkınlığından karşılık vermedi ama sonrasında o da belime sarıldı.

Tam zamanı olduğunu anladım ve gözlerim dolu dolu kulağına fısıldadım.

Yaprak: seni seviyorum...her şeyimle seviyorum...

Belimdeki ellerini daha da sıkılaştırdı. O da kafasını boynuma gömdü ve konuşmaya başladı. Ama ben o konuştukça huylanıyordum. Çünkü her bir kelimesinde nefesi boynuma çarpıyordu.

Barış: bunu duymayı uzun zamandır bekliyordum. Ben de seni seviyorum...

                          🖤🖤🖤

Beraber okuldan çıkmıştık. Sessiz bir şekilde yolda yürüyorduk. Telefonuma mesaj gelince açıp baktım. Teyzem sabah neden olmadığını yazıyordu ve bu akşam da gelmeyeceğini belirtmişti. Cevap yazdım ve geri cebime koydum.

Barış: kimden?
Yaprak: ney?
Barış: mesaj, kimden?
Yaprak: he, teyzemden. Bugün gelmeyeceğini söyledi.
Barış: anladım. Yaprak, sen sanki bir dalgınsın. Bir şey mi var?
Yaprak: bilmem. Yoruldum galiba.
Barış: istersen bana gidelim. Yarın hafta sonu zaten.

Kabul etsem meraklı gibi mi görünürdüm? Gitsem fazla mı hızlı olurdu? Bu düşüncelerden çıkmamı Barış'ın önümde elini sallamasıydı.

Barış: yaprak?
Yaprak: e-efendim?
Barış: daldın gittin. Bir şey sordum. Geliyor musun diye.
Yaprak: tamam, geliyorum.
Barış: sevindim.

Gülümseyince ben de gülümsedim. Elimi tutunca bir şey demedim ve yürümeye devam ettik.

                           🖤🖤🖤

Eve girince direkt çantamı köşeye attım ve tuvalete çıktım. Gerekli işimi hallettikten Sonra elimi yıkadım. Havlu ararken bir çekmeceyi açtım. Havluyu çıkardım. Tam kapatacakken küçük bir torba dikkatimi çekti. Kaşlarım çatık bir şekilde elime alacaktım ki, kapı tıklatıldı. Hemen kapattım çekmeceyi.

Barış: girebilir miyim?
Yaprak: g-girebilirsin.

Kapıyı açınca anlamaması İçin hafif tebessüm ettim. O da anlamamış olacak ki gülümsedi. Rahatlamıştım.

Barış: açsındır diye birkaç bir şey hazırladım.
Yaprak: tamam, geliyorum ben.
Barış: bekliyorum.

Kapıyı kapattı ve çıktı. Geri çekmeceye baktım. Barış'ın şüphelenmemesi için oradaki torbanın ne olduğuna sonra bakmaya karar verdim ve tuvaletten çıktım.

                         🖤🖤🖤

Akşam olmuş, çoktan hava kararmıştı. Klasik çiftler gibi film izlemektense, bahçeye çıktık ve yıldızları izlemeye karar verdik.

Çimenlere uzanmıştık yan yana. Bir süre sessizce yıldızları izledik. Yine o konuşmaya başladı.

Barış: bekler miydin daha dün kavga ederken, şimdi yan yana olmayı?
Yaprak: hayır.

Ona dönünce o da bana döndü.

Yaprak: ama biliyor musun, iyi ki o gün bana kızdın. Eğer öyle bir şey yaşanmasaydı, belki de hala seni sevdiğimi anlayamayacaktım.
Barış: ama ben hala pişmanım sana bağırdığım, sert davrandığımı İçin. Üzgünüm.

Elimi yanağına koydum ve okşadım.

Yaprak: tamam artık. Hatırlamayalım o anları, olur mu?

Avuç içimi öptü ve kafasını salladı. Gülümsedim ve yerimde doğruldum. Ona yaklaştım ve yüzüne doğru eğildim. O bana şaşkın ve anlamsız bakışlar atıyordu.

Gözlerimi kapattım ve dudağına öpücük kondurdum varla yok arası. Ama bu daha özeldi...

Gözlerimi açtım ve onun gözlerine baktım. Gülümsedim ve sessizce konuştum.

Yaprak: seni seviyorum deli oğlan...
Barış: seni seviyorum atarlı kızım...


Önceki bölüm kötü olunca, bir bölüm daha atmak istedim. Nasıldı? 🖤

KABUSUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin