15.Bölüm❣️

848 43 8
                                    

Yazdığı mesajla birkaç saniye sadece bakıştım. Öylece kalakalmıştım. Hemen telefonu kapattım. Elimle kendime yelpaze yaptım. Bura biraz fazla mı sıcak olmuştu? Lavaboya gittim ve yüzümü yıkadım.

Geri odama döndüm. Mesaj var mı diye baktığımda, yoktu. Biraz rahatlamıştım. En azından bir şey anlamamıştı. Aşağı teyzem çağırınca, hemen koşarak indim. Yemek masasını görünce hemen yemeklere gömüldüm biraz önce olanları unutarak.

                         🖤🖤🖤

~Ertesi Gün~

Gözlerimi, aşağıdan gelen gülme sesleriyle açtım.

Yaprak: ne bu gürültü ya?! Off!

Yorganı kafama kadar çektim. Kapımın açılma sesini duydum. Takmadım ve uykuma devam ettim.

Odaya giren kişi, en nefret ettiğim şeyi yaptı; yorganı üstümden çekti! Gözlerimi açtım ve gelen kişiyle bir an ne yapacağımı bilemedim. Ali gelmişti. Hemen yerimde doğruldum, o da yatağımın ucuna oturdu.

Yaprak: s-sen mi geldin ya?
Ali: başka birini mi bekliyordun?
Yaprak: yok h-hayır. Ama şaşırdım sadece sen gelince.
Ali; anladım. Ben de...beraber gideriz okula diye geldim. 2 gündür konuşmuyoruz.
Yaprak: olur. Evet, gelemedim bir türlü okula. Neyse, sen istersen çık. Ben de hazırlanayım.
Ali; tabii.

Gülümsedi ve odadan çıktı. Saate baktığımda dersin başlamasına daha 40 dakika vardı! Pff, ben bu kadar erken uyanmaya alışkın değilim ki, doğama aykırı bir kere. Söylenerek tuvalete gittim ve günlük rutinlerimi hallettim. Geri odama geçince, üstüme bir şeyler geçirdim hemen. Saçlarımı da tarayıp, at kuyruğu yaptım. Çantamı aldım ve telefonumu da aldıktan sonra aşağı indim.

Ali teyzemle konuşuyordu. Barış'la da konuşmuştu ama Ali ile daha yakın gibiydi. Daha fazla üstünde durmadım ve teyzeme selam verdikten sonra evden çıktık.Bir süre bir şey demeden yürüdük.

Ali'ye arada göz ucuyla baktığımda, bana kaçak bakışlar attığını fark ettim. Yüzümde de; sanki bir şey söyleyecekte, söyleyemiyormuş gibi bir ifade vardı. En sonunda sessizliği bozdu.

Ali: Barış'ı affettin mi?
Yaprak: e-evet. Noldu ki?
Ali; bir şey yok. Sadece merak ettim.

Duyduğu cevaptan memnun olmamış gibiydi. Ne olmuştu ki? Gülen yüzü soldu. İstemeden de olsa bir şey mi demiştim acaba?

Düşüncelerimi, karşıdan el ele gelen Melisa ve Barış bozdu. Daha dün "onu hiçbir zaman sevmedim" demişti. Şimdi ise el ele, gülerek giriyorlardı okula. Gözlerim dolmuştu. Yalan mı söylüyor, beni kandırıyor yoksa doğruyu mu söylüyordu bilmiyordum. Yine ona güvenmekle hata etmiştim. Çok dengesiz ve ne istediğini bilmeyen biriydi ve bu bana çok tersti.

Ali; yaprak? Yaprak?
Yaprak: he? E-efendim?
Ali; bir şey mi oldu daldın gittin. Senin gözlerinde dolmuş. Noldu?
Yaprak: otursak, öyle konuşsak?
Ali; tamam, olur.

Onlar içeri girdiğinden emin olunca, okulun hemen kapısındaki banka oturduk yan yana. Biraz sessiz kaldık. Sonra ise konuşmaya başladım.

Yaprak: ben Barış'ı affetmekle yine hata yaptım. Hiç sağı solu belli olmuyor. Beni daha dün sevdiğini söyledi. Şimdi, Melisa ile el ele geliyor. Anlamıyorum onu, hiçbir zamanda anlamayacağım.
Ali: sen seviyor musun peki onu?
Yaprak: bilmiyorum, bu sevgi değil de...hayran kalmak. Aşk da değil, sevgi de değil. Ben ona hayran oldum...
Ali: emin ol, bunu bütün samimiyetimle söylüyorum; Barış o kadar önemli biri değil. O seni üzer. O sana fazla.
Yaprak: bilmiyorum Ali ne yapacağımı.

Yine aramızda sessizlik oluştu bir süre. Sadece bahçedeki saçma sapan davranan, yoldan geçen arabaları izliyorduk. Yani en azından ben izliyordum.

Ali ayağa kalkmıştı. Bir şey söyleyeceği çok belliydi. Kafamı ona çevirdim. Yerde olan gözleri, benim gözlerimi buldu. Derin bir nefes alıp, verdi ve söze başladı.

Ali: aşk rüzgar gibidir, göremezsin ama hissedebilirsin...sen yine anlamayacaksın ama olsun.

Ben anlamaz bakışlar atıyordum. Sözlerine devam etti.

Ali: şunu unutma; senden nefret eden bir çocuktan daha kötü olan tek şey, seni seven bir çocuk...sen nefret edeni görüyor, ama seni gerçekten seveni göremiyorsun yaprak.

Dedi ve başka bir şey demeden yanımdan ayrıldı. Yine hiçbir şey anlamamıştım. Galiba...fazla salaktım ya da bu ikisi çok fazla şairmiş gibi konuşuyorlardı...

KABUSUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin