Keyifli okumalar..
Bu seferki multi şarkımız Güney kardeşlerin annesine geliyor :)OKUMADAN ÖNCE : Bu bölüm, etkilenebilecek insanlar için hassas unsurlar içermektedir. Ruh sağlığı bakımından etkilenebilecek bireylerin bu bölümü okumaması önemle vurgulanmaktadır. Ruh sağlığı olumsuz etkilenebilecek bireylerin, yakın çevresi ile iletişime geçerek profesyonel destek alması gerektiği belirtilmektedir.
Buna ek olarak kitap yazarı olarak belirtmek isterim ki karakterin ruh halini anlayabilmeniz amacıyla yazılmış satırların sizleri olumsuz bir şekilde etkilemesi en son isteyeceğim şeydir. Unutmayın ki hiçbir zaman yalnız değilsiniz ve istediğiniz takdirde, yakın çevrenizden olsun profesyonel kaynaklardan olsun destek alabilirsiniz. Bu nedenle lütfen, kendinize zarar verecek davranışlardan kaçınarak bu düşünceler ile boğuştuğunuzda profesyonel destek kaynaklarına yönelin. Unutmayın ki duygudurumu bir deniz dalgası gibi inişli çıkışlı olabilir. Dalga dibe vurduğu zaman yükselmesini bekleyerek tüm hayallerinizi sığdırdığınız bir ömrü heba etmeyin. Sizi seviyorum.
Saat 22:30
Yelkovan 6 rakamının üzerinde durduğu an doktorun ağzından şu cümle döküldü.
"Ölüm saati 22:30 "
Gözler açık bir şekilde ölen adamın yaşına göre yakışıklı çehresini bir bezle sardılar. Mavi gözlerini yuvarlak şeklinde iki göz bandıyla karanlığa gömdüler.
Doktor, tutanağı doldurduktan sonra ameliyathaneden çıkıp uzun boylu, kırmızı saçlı kadına ölüm haberini verdi. Söylenecek çok bir cümle de yoktu aslında; "Elimizden geleni yaptık. " demekle yetindi sadece.
Kadın gözleri dolu bir biçimde "Nasıl yani? " diye sordu. Doktorun dediklerini idrak edemiyordu.Kırmızı saçlı kadın için tüm hastane anlamsız seslerden oluşan bir kuruma dönüşmüştü. Bu ülkede tek başına mı kalmıştı şimdi? Hem de karnındaki bebek ve evde bekleyen çocuklarıyla?!
Doktorun karşısında abartılı tepkiler verip doktor gittikten sonra kemikli çehresinden akıp yerçekimine yenik düşen gözyaşlarını elinin tersiyle sildi. Neyse ki çocuğuna iyi bir gelecek kuracak kadar mal bırakmıştı kocası. Zaten hedeflediği şey de bu değil miydi? Ne yani bir de aşk evliliği yapıp çocuklarını kıtlık içinde mi büyütecekti? Daha neler! Kendisi için en iyisini yapmıştı o. Fakir ama sevdiği bir insanla kıt kanaat geçinmektense zengin ve aile babası bir insanla evlenip duygusal bağını zamanla oturtmuştu. Geride kalanların hiçbir önemi yoktu.
Elini karnına koyup yuvarlak daireler çizerek okşamaya başladı. Ağlayıp karnındaki bebeğin de etkilenmesini istemiyordu.
"Üzülme oğlum babacığın sayesinde annen sana çok güzel bakacak. "
Eline telefonu alıp karşı tarafta asla kayıtlı olmadığını bildiği ama yine de kayıtlı tuttuğu bir numarayı tuşlarken boğazını temizledi ve ağlamaklı bir ses tonuyla tüm dengeleri değiştirecek o cümleyi söyledi.
"Alo Bulut sen misin? "
•••
BULUT
Hayat
5 harften oluşan kısacık ama anlamı da bir o kadar uzun ve acımasız olan bir kelimeden ibaret benim için. İnsanlara duvarlarımı ördüğümü gösterdiğimde kimse o duvarların arkasında neler yaşandığını bilmedi, bilemezdi de. Herkes soğuk duruşumun aşırı öz güven ve kendini beğenmişlikten ileri geldiğini düşündü. Kimse duvarlarımı kırmaya yeltenmedi bu zamana kadar; sadece ben kırılmasına izin verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK
Romance"Aşk sarmaşık demektir. " der İskender Pala ve sonra devam ettirir cümlesini "Bahçeye düşen sarmaşık tohumu nasıl bahçeyi sarıp sarmalar hatta dışarı taşarsa gönüle düşen aşk tohumu da bütün bedeni sarıp sarmalar... Sarmaşığın özelliği sarıldığı a...