Keyifli okumalar...
Ha bir de dinlersiniz diye müzik bıraktım ona da bakarsınız :)Hislerimi nereye aktarmam gerektiğini bilmiyorum. Ya da hangi kelimelerle tam olarak anlatabileceğimi. Yazdıklarımdan ne eminim ne de memnun. Ben sadece, onun gölgesinde nefes alabilen bir maşukum. Unutma; İmkan varsa aşık olur imkansızsa maşuk.
Yar! Her nefesinde güller yeşeren ve güldüğün yerde nefeslerim giden. Kim derdi ki o güzel gözler benim celladım olacak? Kim derdi? Ben demezdim.
"Bu sarmaşığı neden her yere çiziyorsun? Anlamı ne? " diye sordu Beste ısrarla. Test kitabımın yanına çizdiğim sarmaşığa bakıp gülümsedikten sonra Beste'ye baktım.
"Bunu asla bilemeyeceksin. "
"Duru beni korkutmaya başlıyorsun. " dedi Beste şüpheli gözlerle beni süzerek.
"Korkulacak bir şey yok. " dedim gülerek. Daha sonra çözdüğüm sorunun yanına çizdiğim minik sarmaşığı silgiyle sildim ve soruyu çözmeye devam ettim.
"Duru. "
"Efendim Beste? "
"Sence başarabilecek miyiz? " diye sordu ürkek bir sesle.
"Ne konuda? " diye sordum elimdeki kalemi bir yana bırakıp elimi çenemin altına koyarak.
"Bu sınav işte... "
"İnşallah. "
"Duru ben çok korkuyorum. " dedi Beste dolu gözlerle bana bakarken. Yanına yaklaşıp gözlerini sildim ve gülerek "Ağlama be tabi ki başaracağız. " dedim ona güç verircesine. Ne kadar güç verebilirdim orası da istisnaydı tabi ki.
"Kızlar hadi masaya! " diye bağıran annemin sesini duymamla burnumdaki koku alma duyularımı takip ettim. Mis gibi yemek kokuyordu. Beste'yi de dürtüp ayağa kaldırdıktan sonra mutlulukla aşağı indim fakat babamın yüzünü görmemle tüm neşem soldu.
"Duru, tuzluğu da al gel. " diye bağırdı annem yemek masasından. Oturmadan mutfak tezgahının üzerindeki tuzluğu kapıp masaya doğru gittim ve tuzluğu masanın ortasına bıraktım.
Üzerinden dumanlar çıkan çorbayı üfleyerek yudumlarken Onur'un "Baba okulda Edirne'ye gezi var gidebilir miyim? " sorusuyla çok belli etmeden babama göz gezdirdim. Yüzü memnun olmuş gibi bir hale bürünmüş ve gururlanmıştı. Bir dakika dahi geciktirmeden "Tabi oğlum. Git de biraz kültürlen. " dedi. Başımı 'yazıklar olsun' dercesine salladım.
"Ne kadarmış bu gezi? "
"25 tl baba. "
"Tamam oğlum. " dedikten sonra höpürdeterek çorbasını içmeye devam etti. Beste'ye imalı bir şekilde bakmama fırsat kalmadan Beste "Baba... " dedi ve boğazını temizledi. Babamın az önceki halinden eser kalmayan yüzüne bakıp çorbamı içmeye devam ettim.
"Haftaya meslek tanıtım programı varmış. 10tl gidebilir miyiz? " diye sordu. Yalan söylüyordu, oysa ki meslek tanıtım programı ücretli değildi fakat anlaşılan babamın tepkisini ölçmek istemişti. Yemek kaşığını ağzıma götürürken göz ucuyla babamı süzdüm. Yüzü bir alıp bir veriyor gibi bir renge bürünürken derin bir nefes alıp sesini yükseltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK
عاطفية"Aşk sarmaşık demektir. " der İskender Pala ve sonra devam ettirir cümlesini "Bahçeye düşen sarmaşık tohumu nasıl bahçeyi sarıp sarmalar hatta dışarı taşarsa gönüle düşen aşk tohumu da bütün bedeni sarıp sarmalar... Sarmaşığın özelliği sarıldığı a...