Bölüm-2

3.7K 240 32
                                    

İyi okumalar.

" Hiç göz göre göre kendine zarar vermek nedir bilir misin defter ?

İşte bu böyle bir şey. Buna aşk diyorlar. Aslında aşkın kelime anlamı da sarmaşıkmış bilir misin ? Bilmezsin. Kimse bilmez bu dünyada aşkın anlamını. Kimi hırsına yenik düşer kimi bağlanmaya. Kimi tutunacak bir dal arar , aradığı dala tutunduğunda yere çakılacağını bilmeden. Kiminin ilk aşkında kalır parçaları. Kimi alışır sevdalandığı insana başka risk almaktan korkar ve onda plak gibi takılır kalır. Buna aşk derler , bu aşk değildir. Ne diyordum sahi ben ? Ha ! Sarmaşıkmış aşkın kelime anlamı. Aşkı şöyle tanımlar İskender Pala. ' Bahçeye düşen sarmaşık tohumu nasıl bütün bahçeyi sarıp sarmalar , hatta dışarı taşarsa gönüle düşen aşk tohumu da bedeni sarıp sarmalar. ' Ne kadar güzel değil mi ? Şairlerimiz , yazarlarımız ne kadar da güzel yaşamışlar aşkı. Oysa biz ... Kendimizi yüceltmek için es geçiyoruz güzel sevdaları.Ağlıyoruz sarılanımız yok . İçimiz yanarken o yangını söndürecek birisi yok. Ama boş versene be defter ! Nazım Hikmet'in de dediği gibi

' Sen yanmasan
Ben yanmasam
Biz yanmasak
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa ? ' "

Defterimin kapağını kapatırken telefonumun titremesiyle birden irkildim ve telefonu açarak Beste'den gelen mesajlara baktım. Mesajda gelirken eve ne alıcağını sormuştu ama bu mesaj 10 dakika önce atıldığına göre şimdiye çoktan almış olmalıydı ki bu teorim de kapının çalmasıyla kanıtlanmış oldu.

Kapının çalmasıyla birlikte aşağı inip hızlıca kapıyı açarken iki elinde de dolu dolu abur cubur - cipsinden tut çekirdeğine kadar - görünce gülümsedim. İşte kardeş dediğin böyle olur !

" Elimden alıcak mısın şunları ? " dedi Beste nefesini dışarıya vererek.

Elinden poşetleri hızlıca alırken mutfağa bırakıp hepsini bir kaseye doldurdum. Suyun ısınması için kettle'a su koyarken kupanın içine kahveyi boşalttım. Kettle'dan suyun ısındığına dair bir ses geldiğinde düğmesini kapatıp suyu bardaklara doldurdum ve hepsini bir tepsiye aldım. Zorluklarla merdivenden çıkarken odamın kapısını ayağımla itekledim. Beste yatağımda ters dönmüş bir şekilde telefonuyla uğraşıyordu. Benim gelmemle elimdekilere baktı ve gururla gülümsedi.

" Gün sivilce günüdür. İleri ! " Dediği şeye karşı gülümsedim. Yatağın önüne bir zigon çekerek tepsiyi üzerine koydum. Oturmamla birlikte yatağın içine doğru çökerken başımı arkaya doğru yaslayıp telefonumdan şarkı açtım.

" Bu atmosfer gittikçe romantikleşiyor. " dedi Beste dudağının kenarıyla sinsice gülümseyerek.

" Salak. " dedim ve kucağıma aldığım beyaz küçük peluş ayıcığımı yavaşça ona doğru fırlattım.

" Az kalsın canım kahvem dökülüyordu. " dedi bana alttan alttan bakıp. Biraz bu bakıştan korkmuş olabilirim. Ama biraz.

" Bak ne diyeceğim ! " dedim bir anda konuyu değiştirmek için. Yoksa kafamdan aşağı kaynar kahveyi dökücek diye korkmuyor değildim.

" Söyle . " dedi Beste tırnağının yanındaki eti koparmaya çalışırken.

" Bugün matematik dersinden sonra bahçeye çıkmıştım ve bir banka oturdum sonra yanımda da bir tane çocuk vardı. Sonra işte kafama top geliyordu... "

" Evet buna alıştık zaten. "

" Şş lafımı bölme ! Sonra yanımdaki çocuk elini önüme doğru uzattı ve kafama top gelmesini engelledi. "

SARMAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin