Keyifli okumalar...
O hiç duymak istemediği alarmın sesini duyduğunda gözlerini yavaşça açıp panikle yataktan kalktı Beste. 'O gün geldi işte.' diye içinden geçirdi. Bu düşüncenin aklından bir şerit halinde geçmesiyle göğüs kafesi sıkıştı; nefes almakta güçlük çekti. "Tamam. Eğer böyle devam edersem sınavda hiçbir şey yapamam." diye söylendi kendi kendine. Karşısında gözleri şiş bir halde, uyanmış bile denilemeyecek vaziyette olan Duru'yu görünce kalp atışları normal hızına geri döndü. Sevdiğin insanı görmek bile bedeninde serotonin salgılanmasına yetiyordu.
"Uyandın mı?" diye sordu dümdüz bir tonda.
"Hayır." diye cevapladı Duru. Uykulu olduğunda yaptığı ya da dediği hiçbir şeyin farkında olmuyordu o yüzden muhtemelen birkaç dakika sonra bu cevabını da hatırlamayacaktı. Beste gülümsedi ve -sonunda- yataktan kalktı. Yüzünü yıkamak için banyoya gitti.
Buz gibi soğuk su ellerini uyuştururken en azından yüzündeki şişlik insin diye yüzüne çarptı suyu. Diş fırçasına özenli bir şekilde macunu sürdü. Sanki ne kadar oyalanırsa o kadar sınav stresinden uzaklaşıyormuş gibi geliyordu. Banyonun kapısına durmadan vuran Duru olmasaydı muhtemelen birkaç dakika daha dişlerini fırçalamakla oyalanacaktı."Hadi! Trafik olur geç kalırsın."
Geç kalmak... Sınava geç kalmak... Bir yıldır hazırlandığı sınava sırf birkaç dakikada yetişemedi diye bir yıl daha hazırlanmak... Hem de bu evde.
"Tamam." demesiyle uyuşuk hareketlerine hız kazandırdı Beste. Geç kalıp sınava alınmamak bu hayatta en son isteyeceği şeydi.
Ellerini havluyla kuruladı ve kapıyı açtığında "Bulut da bizimle geliyor." demesiyle oradan uzaklaştı. Duru "Gelsin." dedi kendi kendine. Yüzünü yıkayıp ayılana kadar muhtemelen hiçbir şeyi idrak edemeyecekti.Beste dolabından en rahat edecek giysileri seçerken Duru odaya girdi ve "Bulut da mı bizimle gelecek?" diye sordu hayret edercesine.
"Evet."
"Ama annem gelecekti. Annemle ben bekleyecektik seni."
Beste işaret parmağını dudağına doğru götürüp düşünürcesine "Hımm. İşte planda ufak bir değişiklik oldu diyelim." dedi.
"Ufak mı? Bu değişikliğe kim karar verdi?" diye sordu Duru. Şaşkınlığını hala üstünden atamamıştı.
"Ben, keyfim ve de kahyası. Başka soracağın bir soru yoksa sınava yetişmeye çalışacağım."
"Sen Bulut'a gelmesini teklif ettin ve o da öylece kabul mu etti yani? Hem niye böyle bir şey yaptın ki?"
Beste birden arkasını dönüp "Bu ailedeki her bireyin zaten bir stres unsuru olduğunu düşünüp daha fazla stres yapmak istemedim ve evet ben teklif ettim o da kabul etti. En azından bir psikolog adayı sınav stresimi azaltacak motivasyon konuşması yapabilir. Annem gibi 'Aman kızım dikkat et. Aman kızım şöyle yap böyle yap.' demez." dedi Beste rahat bir şekilde.
"Bu motivasyon konuşmasını ben de yapabilirdim Beste, Bulut'u çağırmana gerek yoktu." dedi Duru sinirle.
"Sanmıyorum. Hem derdin ne senin? Ne olmuş Bulut'u çağırdıysam. Durup dururken ben demedim ki bizimle gel diye önce o istersen geleyim dedi."
"Onu kullandığımızı düşünecek. Zaten aramız iyi değil biliyorsun."
"Bulut öyle bir insan değil. Aranız da ben sınavdan çıkana kadar düzelir işte daha ne istiyorsun?"
"Beste!"
Beste tam ağzını açıp bir şeyler söyleyecekti ki yakından gelen bir korna sesi tüm konuşmayı böldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK
Romance"Aşk sarmaşık demektir. " der İskender Pala ve sonra devam ettirir cümlesini "Bahçeye düşen sarmaşık tohumu nasıl bahçeyi sarıp sarmalar hatta dışarı taşarsa gönüle düşen aşk tohumu da bütün bedeni sarıp sarmalar... Sarmaşığın özelliği sarıldığı a...