1.6

964 103 47
                                    

Tom Odell, Another Love (!)

_____

"Sana bir masal anlatmamı ister misin?"

Bir varmış bir yokmuş ile değil de, bir varmış artık yokmuş ile başlayacaksa anlatmasına gerek yoktu. Çünkü ben bunu ezbere biliyordum zaten.

"Renee."

"Ne?"

"Ben mi anlatayım?"

Kafamı kaldırıp bana bütün kuvvetiyle bakan kara gözlerine baktım. "Anlatma." Diyebildim.

"Bunun anlamını biliyorsun değil mi?" dedi bana ikazda bulunarak.

Kalbimin üzerinde hissettiğim şey yanmaya başlamıştı sanki. Neredeyse ellerimi oraya götürüp tutmak için parmaklarımı bastıracakmışım gibi hissettim. "Sen de mi?"

"Biz birbirimize benziyoruz." Yoğun ses tonu yok sayılacak gibi değildi. "Okuldan atıldıktan sonra yaptırmıştım bunu. Sen?" dediğinde gözlerim mermer gibi görünen göğsünde dolandı.

Bilinçsizce kollarımı sıvadım. Dirseklerimin iç kısmındaki izler gözler önüne serildiğinde ona bakabildim. Durgun bakışlarla kollarımı inceledi. "Kendini öldürmek mi istedin?" diye mırıldandı.

"Bunun için başlamıştım..."

"Kendini zehirlemeye?" diye tamamladı sözlerimi. O zaman rahatsız olup kapattım kollarımı tekrar. Bana sorgulayan bakışlarla bakıyordu ama benim hiçbir cevabım yoktu. "Dövmen nerede?"

Elimi kalbimin üzerinde götürdüm. "Bu dövmeyi o dövmecide yaptıranı arıyordun. Beni aradığını biliyor muydun Mark?"

Önümde hala kazağını giymemiş bir şekilde duruyordu. Aslında geniş omuzları olduğunu şimdi görebilmiştim. Omuzları kıvrımlıydı ve kasları gerilmiş olduğu belliydi. "Destini... bana senin Lucas'ı öldürdüğünü söylemişti. Onunla ilk tanıştığımda haftalar önce..."

Bir an Destini için, kendi halinde kız dediğim aklıma gelince gülecek gibi oldum.

"...Onunla konuşurken döküldü. Anlattı. Ağzında bir şey tutamayan birine benziyor. Onunla aranın açılması istediğim bir şeydi."

"Sen de sevgiliymişiz izlenimi verdin. Lucas'ı öldürmediğimi anladığında, onu iyileştirmeye çalıştığımı anladığında bana minnettar kaldın."

Dudaklarını birbirine mıhlamıştı. Kafasını mikron derecesinde salladı.

Ben de salladım. "Bu dövmenin anlamına hayatında bir şeyler koptuğu zaman tutunmak için yaparsın. Sen neden yaptırdın? Okuldan neden atıldın?"

"Bunu anlatmayacağım."

Kafamı salladım kronik bir şekilde. "Ben neden seni bilmiyorum ama sen beni biliyorsun Mark?"

"Seni bilmiyorum Renee. Arkadaşım içindi her şey."

Kaşlarım havalandı ve dudaklarımı birbirine bastırdım. "Dövmemi Destini'den öğrendin. Lucas'ı öldürdüğümü söyledi. Sonra hayatıma girdin. Lucas'ı öğrendin. Beni öptün. Destini'yi hayatından attın. Şimdi bana kendini açtın. Bu denklem anlamayacağım karışıklıkta Mark."

Bana bir adım yaklaştığında refleks olarak geri bir adım attım. Ona bakamıyordum. Gözlerim göğsündeki, koyu yeşile dönmüş dövmesindeydi. "Senin hakkında bildiğim tek şey Lucas'la ilgili olanlar. Başka hiçbir şey bilmiyorum. Yemin ederim." Netti sesi. Ama beni bu durgunluğumdan çıkarabilecek kadar net değildi sözleri.

"Git."

"Gidemem."

Hırsla ona baktım. "Neden? Özel hayatımı irdelemeye devam mı edeceksin? Bu senin eğlencen falan mı olmaya başladı?"

Kaşlarını çattı hızla. "Ben öyle bir şey yapmadım. Yapmam da."

"Bana neden öyle gelmiyor acaba?"

"Çünkü hissetmiyorsun." Dediğinde sıktığım dişlerim ağrımaya başlamıştı. "Hiçbir haltı hissetmiyorsun. Paolo'ya sordum. Özel hayat falan değil bu, besbelli hayatın bitmiş. Bırak yanında olayım."

"Mark def ol."

"Ağlama."

"Nereden çıkardın?" kaşlarımı iyice çatıp gözlerine inanamayarak baktım.

Eli saçlarını karıştırdığında diğer elini beline koydu. Bu sırada pantolonunun üzerinden görünen siyah baksırının çizgisi gözüme ilişmişti. "Ağla." Dediğinde gözlerimi sıkıca kapatıp elimi hırsla saçlarımın arasından geçirdim.

"Mark. Git."

"Ağlayamıyor musun?"

"Soru sormayı kes artık."

"Bana sarılarak ağlayabilirsin."

Derin ve bıkkınca bir nefes verip, bana bakan ısrarlı bakışlarına çevirdim gözlerimi. "Neden yanımdasın Mark? Arkadaşın için mi? O zaman arkadaşının yanına gideceğim zaman benim yanımda olabilirsin. Şimdi hiçbir bağımız yokken evimde, odamda ve yanımda olamazsın."

Gözleri benden yavaşça çekildi. Uzanıp kazağıyla ceketini aldığında yanımdan geçti. Bu sırada bir şey hissettim. Nefes aldıkça ciğerlerime batan bir şey. Kaburga kemiklerim kırılıp kalbime ve ciğerlerime batsaydı olabilirdi böyle bir his.

Odamın kapısı açılırken dışarı çıktığını fark etmiştim. Arkam hala kapıya dönüktü. Pencereye bakıyordum. Soluklarım hızlanırken sızlayan burnumu çektim ve ellerimle yüzümü sımsıkı kapattım olduğum yerde. Dişlerimi sıkıyordum, gözlerimi kapatmıştım. O tuzlu yaşların dışarı çıkmasından nefret ediyordum.

Önce sırtımda hissettim. Sonra kollar kaburgalarıma arkadan sarıldığında sırtım ona yaslanmıştı. Kafasını boynumun yanından çıkardığında yüzünü yanağımda hissettim.

"Kendini suçlama. Senin yüzünden ölmediğini söyledi Paolo. Her şeyin üzerine bir de Lucas karşına çıkınca tedavi etmeye çalışırken O'nu ne kadar hatırladığını da söyledi. Kendini affet Renee." Dedi ama ben, o tarihi ve olanları zihnime kazılı halde biliyordum. 

o ellerini ağzıma sokarım çocuk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

o ellerini ağzıma sokarım çocuk

LolitaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin