3.6

863 72 62
                                    

"Bir kalp durduktan sonra, başka bir can doğar başkalarında."

One Direction, Little Things.

Aurora, Murder Song.

_

Ellerimi birbirine kenetleyip derin bir nefes aldım.

Kırık ve dökükler her yerdeydi. Kontrol yoktu. Kafamın içindeki dağınıklıkla sessiz bir şekilde oturup karşımda hala oturan ve beni izleyen Mark'a bakıyordum. Ona bakıyordum ama aklımdan binlerce düşüncenin oluşturduğu merdiveni çıkmaya çalışmakla meşguldüm. Yerden yüksekte, her an düşecek seviyede.

Her basamakta o ve ben vardık ve bu boktan bir ilişki olmaya başlamıştı.

"Ne olacak şimdi?" sesinin yoğunluğu tüylerimi ürperdi. Korkuyor gibi... konuşmuştu? Siyah gözlerini masadaki teste bakıp mırıldandı. "Onu..."

"Bir çocuk öldürdüm ben Mark. İkincisini kaldırabilecek kalbim yok."

Bana baktı. Yutkunduğu an çıkıntılı adem elması hareket etti ve irisleri titredi. Bir şey söyleyecek gibi beklentiyle bakıyordu ama sadece kafasını ağır ağır olumlu bir şekilde salladı.

Ne demesini bekliyordum? Ya da... Ne dememesini?

Omuzlarım düşmüştü ve karnım ağrıyordu. Korkudan olduğunu varsayıyordum ki hala titriyordum da. Parmaklarımı saçlarımın arasında gezdirip kısaca kaşıdım. "Randevu alıp kontrole giderim." Haber vermek gibi değil de sesli düşünüyordum.

Kontrole gidecektim. Sonra ne olacaktı? Her ay gidecektim. Muayene olacaktım. Ultrason fotoğrafları, kalp atışları, aylarca... 9 ay. Bir insan çıkacaktı. Benden. Nasıl yaşamayı başarmıştı sahi? Benim gibi birinde can bulabilmişti. Şaşırdığım da buydu.

Mark bir tepki vermedi. Ne düşündüğünü merak etmeme gerek yoktu. Genç yaşında bir çocuğa sahip olmanın verdiği sorumluluğu düşünüyor ve ağırlığı altında ezilmeye başlamıştı belki de. Kara kara düşünüyor gibi görünüyordu çünkü. Karşı karşıya otururken gözlemleyebildiğim tek şey buydu. Sonra saat epey geç olduğunda yerimden kalkabilmiştim. Odama ilerleyip kapıyı arkamdan kapattım ve pijamalarımı giyerek yatağın içinde oturdum bir süre.

Bu inanamayacağım bir şeydi. Sorumsuzluğun eseri olmasını istemedim ama. Eskiden bir bebeğin annesi olabileceğimi düşünürken, böyle olmasını planlamak istememiştim. Bu bir plan bile değildi. Dünyaya geldiğinde ne olacaktı? Ona bunu söylediğimde nasıl hissedecekti? Keş bir anne ve baba diye düşünebilirdi. Ya da delilerin teki.

Saatlerce düşündüm. Mark gelmedi. Uyumaya çalıştım ben de örtüp üzerimi.

Gözlerimi kapattığımda yoktu, açtığımda ise yine boşluktu.

Onu bulduğum yer salondaki koltuktu. Lolitayı ellerinde uyutmuştu. Ben de mide bulantısıyla lavaboya gidip kusmaya çalışmıştım ama midemde hiçbir şey yoktu. Sonra bitki çayı hazırlayıp mutfak masasında oturarak Mark'ı izledim. Uyanmadı. Belki de burada olduğumu biliyordu. Belki konuşmaktan kaçıyordu. Onu suçlamak buradan sonra hata üzerine hata olurdu. Boktan bir ilişkinin katlanarak büyüyen ve bir çığ gibi git gide boyumuzu aşan saçmalıklarıydı işte bu. Ne kadar iyi olabilirdim ki. Ben, ne zaman iyi olmuştum ki?

LolitaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin