Ariana Grande, Touch It.
-
Dövmeciden çıkarken ellerimi cebime sokup soğuk havada burnumu çektim.
Destini yoktu. Belki de okuluna ağırlık vermek adına artık işe gelmeyecekti, bırakmıştı. Bilmiyordum, patronla konuşmayalı uzun süre olmuştu. Destini'nin yerine de hep diğer kız geliyordu.
Kaldırıma çıkıp karşıya geçtim ve sola dönerek ilerlemeye devam ettim. Kafam durmuş gibiydi. Kalbimin hızı ara ara yoklayıp başımı döndürecek seviyeye geldiğinde derin bir nefes almaya çalışıyordum. Deli gibi korkuyordum.
Nöbetçi eczanenin yazısını gördüğümde bu korku ikiye katlanmıştı.
İçeri girdiğimde sıcaklık kaslarımı gevşetmeye yetmedi. İlerleyip sarı saçlı kadının önünde durduğumda bana beklentiyle bakıyordu. Yutkundum. "Ben, gebelik testi alabilir miyim?"
Gözleri bir anlığına üzerimde dolandı, kısaca süzdü ancak bu belki de benim bir sanrımdı. Belki de fazla paranoyaktım. Ardından kafasını olumlu bir şekilde salladıktan sonra yerinden kalktı ve raflarda aramaya başladı. Midem daha çok bulanıyordu sanki.
Eczacı kadın elinde bir kutuyla yerine geri geçti ve okutup ücreti söylerken ona parayı uzattım ve üstüyle birlikte poşetlediği kutuyu alıp dışarı çıktım.
Soğuk havayla tekrar buluştuğumda poşeti sıkıca tutup çantama attım ve ellerimi de cebime sokup eve ilerledim.
Sorumsuzun, kafayı Mark'la bozmuşun teki olmuştum iki günde. Eğer bu test amacına hizmet ederse sonunda, o zaman neler olacağı hakkında çok kötü tahminlerim vardı. Değiştiremeyeceğim kötü şeyler.
Apartmana girip dairenin kapısını açarken anahtarı yuvaya yerleştirememiştim bir türlü. Buna küfrederken kapı sonunda açıldı ve kendimi içeri atıp çantamı çıkarmadan sadece ayakkabılarımı çıkararak içeri girdim.
Mark'ı salonda göremediğimde odada olduğunu tahmin edip lavaboya ilerledim. Kapıyı açacağım sırada odamın kapısı açıldı ve Mark'la karşılaştım. Saçlarını kaşırken kaşları çatıldı. "Sen ne zaman geldin?"
"Şimdi." Dedim ve kapıyı açmaya yeltendim.
"Ne bu acele?" diyerek bana yaklaştı.
Ona gözlerimi devirdim. "Mark girebilir miyim?"
Kaşları çatıldı ve beni süzdü. "Çantanı çıkarmamışsın?"
"Özel hayatın gizliliği? Hadi ama git artık." Dediğimde gülerek yanımdan geçtiği gibi içeri attım kendimi. Kapıyı kilitlerken çantamdaki poşeti çıkardım ve kutusundan çıkarıp yabancı gözlerle baktım. Nasıl yapılacağını okuduktan sonra testi yapıp beklemeye başlarken testi klozetin kapağına bırakmıştım ve uzakta bekliyordum. Sırtımdan soğuk terlerin aktığını hissediyordum ki birkaç kez elimi yüzümü yıkadıktan sonra teste bakmak için cesaretin gelmesini bekledim.
Hayatım boyunca her an bir hatanın peşinden koşmuştum. Durgunlaştığımda da başka bir hata benim peşime dolanmıştı. Ama bu benim yüzümdendi. Eğer gerçekten böyle bir şey olmuşsa, 22 yaşımdaki benim için bu en büyük hata olurdu.
Klozete yürüyüp teste yaklaştığımda üzerindeki kırmızılığı gördüm.
Tek çizgi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lolita
FanfictionGözlerini kapattı, açtı. Boğazındaki çıkıntılı adem elması kımıldadı. "Karşında bir bıçak duruyor ve sen kendini ona bastırıyorsun sonra da gelip beni suçluyorsun." Nefes aldı, ben soluksuz kalırken. © kayipdoktor | 2019