4. episode:"i take the heart."

855 123 86
                                    

okurken rica ediyorum yorum yaparsanız harika olur bir de Allah aşkına şu yıldıza basın yo
27.12.2019
Aurora, Murder Song.

2019Aurora, Murder Song

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


-

Bir ara nefret ettiğim aile akşamlarını şimdi özlüyordum.

Muhtemelen ortaokul başlarıydı ve akşamları düzenli izlediğimiz televizyon programını izlerken atıştırmalıklarımız da olurdu. Ben hep annemin dizine kafamı yaslamış programı seyretmeye devam ederken uyuyana kadar aramızda hep hoş bir sohbet geçerdi. Şimdi o kadar uzak geliyordu ki o zamanlar.

Önce televizyon programı kaldırıldı sonra da o sıcak evden taşındık.

Zaten bir daha tekrar evde hissedememiştim.

Şimdi bu beyazı bol, bir başkasının içini açan oda o kadar buz gibi geliyordu ki bana... Halbuki içerisi sıcaktı ama buz gibiden kastım da bu değildi. İçim ısınmıyordu bir türlü. İnsan odasında rahat olurdu ama diken üstünde gibiydim işte. Bacaklarımı toplamış döner sandalyede otururken ellerimle masadan destek alıp sağa sola dönüyordum. Bir yandan gözlerim tül perdeden görünen dışarıdaydı.

Hava bulutluydu ve karşı binadaki kadın balkonda kıyafetlerinin üzerine sabahlığını geçirmiş sigara içiyordu. Eğer annem ya da babam bu görüntüyü görseydi muhtemelen odamı değiştirirlerdi ancak ben tek kelime etmiyordum onlara. Rahatsız olmuyordum, onu izlerken rahatlıyordum aslında. Bileğini kıvırmış gözlerini ufka çevirmiş öyle dertli sigara içiyordu ki orta yaşlarındaki kadın bu, hayattaki tek yalnızın ben olmadığımın kanıtı gibi geldiğinden rahatsız etmiyordu beni.

Onun her sabahın körü, akşamüzeri beş ve gece geç saatlerde sigara içişi ikimiz arasındaki gizli bir sır gibiydi.

Çünkü o orta yaşlarındaki evli kadın sabah çocuğunu ve eşini işe yolladıktan sonra içiyordu ilk sigarasını. Sonra eşi ve çocuğu gelmeden önce akşamüzeri ikincisini ve gece de herkes uyuduktan sonra yıldızlara bakarak son soluklarını alırdı.

Onunla daha önce bir sokak arasında karşılaşmamıştık. Evden hiç çıkmıyordu belki de buna hiç tanık olmamıştım. Ama derdinin ne olduğunu da kestiremiyordum bir türlü.

Önümdeki kağıtlara dönmeden önce, sabahın köründe içtiği ilk sigarasını bitiren kadın içeri dönmüştü. Ben de önüme. Ev ödevimi bitirmiştim ama dönem ödevi için hala Mina'dan haber bekliyordum. Geçen hafta sonu Irene ile ders çalışmamızın ardından olan olaylar kafamda ağırlık yapıyorlardı ve düşüncelerim birbirine karışıp ortalığı toz duman ediyordu. Hafta boyu o çocukların okula geldiğine sadece iki kez tanık olmuştum. Aklımdaki tek soru ise hepsinin mi bir anda hasta olduğuydu. Bir anda bu toplu devamsızlık ilginçti.

Odamın kapısı aralandığında dönüp baktım ve annemin kısa saçlarının arasındaki gülümseyen yüzüyle karşılaştım. "Kahvaltıyı hazırladım. Hastanede bir toplantı olduğu için baban da erken çıkacak hadi sen de gel." Diye kısık sesle mırıldandığında kafamı olumlu bir şekilde salladım ve ona gülümserken de içeri dönüp kapıyı kapattı.

La Vie En Rose Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin