special episode:"21."

1K 83 113
                                    

Toby Mac, 21.

dear dream;


Allah aşkına, nolur, lütfen, Allah rızası için hayalet kalmayın
kalbimi döküyorum
yerde bırakmayın
oylamadığınız bölümleri de oylayın
acayip acılar içerisindeyim
yanımda olun
tek istediğim bol bol yorum
hönkürüyor ve bekliyorum
:, (

Allah aşkına, nolur, lütfen, Allah rızası için hayalet kalmayınkalbimi döküyorum yerde bırakmayın oylamadığınız bölümleri de oylayınacayip acılar içerisindeyim yanımda oluntek istediğim bol bol yorumhönkürüyor ve bekliyorum :, (♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Niye somurtuyorsun? Test sonuçların iyi çıktı. Gülsene biraz."

Kafamı ona çevirdim. Elleri direksiyonda, gözleri de ön camın ardındaki yoldaydı. "Gülüyorum." Diye mırıldandım bitkince.

"Şimdi gülme bakamıyorum."

Bu defa gülebilmiştim. O da kendi kendine bu halime kıkırdadığında kafamı cama yaslayıp gözlerimi dışarı çevirdim. Dün gece otelde kaldıktan sonra sabah anne ve babamla görüşmüştük ve hastaneye gidip testlerimi yaptırmıştık. Seul'deyken bir rutin haline gelmiş aylık kontrollerimi burada babam istediği için yapmıştık. İki saat boyunca testten teste girmiştim ve yorulmuştum.

"Jaehyun'a haber verecektim..." diyerek aklıma henüz gelen görevimle telefonumu çıkarıp Jaehyun'a testlerimle ilgili bilgi veren bir mesaj yazdım.

"Şu markete sapıyorum."

Mark beni uyardığında araba yavaşlamıştı ve bir büyük marketin otoparkına girip park etmişti. Telefonu eteğimin cebine atarken aynı anda arabayı terk ettik. Mark anahtarla kapıyı kilitledikten sonra lacivert kotunun cebine attı ve bana kısık gözlerle baktı. Vakit akşamüzeriydi ve kızıl güneş ışınları gözlerimizi kamaştırıyordu. Siyah gözleri kısık, uzamış siyah saçları dağınık bir şekilde alnına yayılmış ve kızıl ışınlar beyaz tenini bronz gösteriyordu.

"Doğum günü pastası alacak mıyız bu defa?" diye sorduğumda burnunu kırıştırıp gülmeye başladı, kafasını hafifçe aşağı eğmişti. Yan yana hızlı adımlarla merdivenlere yöneldik ve süpermarketin açılır kapanır kapısından içeri girdik. Ortam sessizdi ancak alışveriş yapan bir sürü insan vardı.

"Bu defa karpuza mum dikelim." Mark köşedeki alışveriş arabasını kapıp tek eliyle sürmeye başlayınca onun yüzüne baktım. Raflara göz atıyordu ama incelemiyordu. Nereye gittiğini biliyordu. Ben de biliyordum.

La Vie En Rose Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin