Ne yapacağımı bilmiyordum. Ne olduğunu da. Ablam ağzında birseyler gevelemiş, Elif'i sabah otobüse bindirdiğini söylemişti. Bende Azad'la beraber otogara gelmiştim. Yaklaşık yarım saattir de burada bekliyordum.
Neler olduğunu bir türlü anlamayan Azad sessiz bir şekilde yanımda oturuyordu. Zaten çiftlik evinden de alelacele çıkmıştık. Kimse doğru düzgün bir şey anlamamıştı. Kendi sorunum yüzünden onları da rahatsız etmiştim.
Beklediğimiz otobüs gelince yerimden fırladım. Arabadan inen Elif'i görünce hemen koştum yanına. Kocaman sarıldım, nasıl da özlemiştim. Üç yıl olmuştu. Şöyle bir baktım ona. Üç yılda nasıl da güzelleşmişti böyle.
"Teyze," gözleri dolu doluydu. Başını okşadım. "Sakin ol, güvendesin." Arkama baktığında Azadın orda olduğunu gördüm. "Bu Azad," diye mırıldandım.
"Hadi hava soğuk arabaya geçelim," Azadı onayladım ve onu arabaya yönlendirdim. Yol boyunca kimse konuşmadı yine. Elif'in ne kadar korktuğu yüzünden okunuyordu. Neler olmuştu sahiden?
"Bizi eve bırakır mısın?"
Kaşlarını kaldırıp bana baktı Azad. Ne vardı yani kimsenin beni yanlış anlamasını istemiyordum. Eve gelince Elif arabadan inince Azad'ın ne anlama geldiğini anlayamadigim bakışları yüzümde gezindi. "Evine git diyosun yani?" Başımı salladım.
"Uyuyamam," huysuz bir çocuk gibi söylendiğinde güldüm. "Git demiyorum da bizi biraz yalnız bırak diyorum. Neler olduğunu öğrenmem lazım, " Anlayışla başını salladığında yanağına öpücük kondurup arabadan indim.
Elif'le eve girdiğimizde sakince oturdu koltuğa. "Aç mısın?" Diye sorduğumda başını olumsuz anlamda salladı. "Burası senin evin mi?" Onu onayladım. "Neler oldu anlat bakalım? "
"Sana yapılanı bana yapmaya çalıştılar teyze. Beni tanımadıgım bir adamla evlendirmeye çalıştılar. Ben hep senin arkandaydım. Sen doğru olanı yapmıştın. B-ben evlenmek istemiyorum"
Gözyaşlarını serbest bıraktığında onun ne kadar korkmuş olduğunu fark ettim. Yanına ilerledim ve güven verircesine sarıldım. "Sakin ol güzelim," saçlarını okşadım. "Asla onlara vermeyeceğim seni. "
Yaşlı gözlerini bana çevirdi. "Ne yapacağım ki ben burda?"
Gülümsemeye çalıştım. Onu üç yıl önceki kendime benzetmiştim. "Bir iş buluruz sana, beraber yaşar gideriz ne olacak," biraz tedirgin bakışlarla bana baktı. "Seninle kalabilir miyim yani?" Basımı sallayarak onu kendime çektim.
O kadar çok özlemiştim ki onu. Çocukluğum onunla geçmişti. Kardeşim gibiydi. Sultan ablam erken evlendiği için yegenlerimle aramda pek fazla yaş farkı yoktu. Hatta ablamin büyük oğlu benden bir yaş büyüktü.
Bir şeyler atıştırdıktan sonra onu yatağıma yatırdım. Uzun yoldan geldiği için yorgundu. Bundan sonra burada olacaktı. Umarım onun burada olacağını düşünüp de gelmezlerdi. Cidden hiç kargaşa istemiyordum.
Kapının açılma sesini duydum ve Azad içeriye girdi. Koltuğa kendini attığında gözlerinin kızardıgını fark ettim. "Sen içtin mi?"
Elini boşver dercesine salladı."Az birşeyler," elini koltuğa vurdu. "Gel bakalım buraya neler oluyor?"
Yavaşça yanında ilerledim. Her şeyi anlatmalı mıydım? Kararsızlıkla ona baktığımda anlatmamı istercesine başını salladı.
"Üç yıl önce üniversiteyi kazandığımı öğrenince çok mutlu olmuştum. Ama babam istemedi buraya gelmemi. Beni yaşlı bir adamla evlendirmeye çalıştılar. Bende istemediğim için evden kaçtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B E K L E N M E Y E N (TAMAMLANDI)
RomanceHayatının bütün döneminde sonbaharı yaşamış, ordan oraya savrulmuş bir yaprak. Kökünden kurtulamamış, ama kurtulmak için bütün yolları deneyip akıl almaz işlere kalkışmış bir ağaç. Yaprak yine savrulurken bir ağaca denk gelir ve onun dallarına tutun...