29.Bölüm

38.3K 1.2K 124
                                    


Merhaba arkadaşlar!

Bölümlerin hepsini birden atmamı istiyorsunuz ama düzenleme yaptığım için bu mümkün değil. Elimden geldiğince hızlı atmaya çalışıyorum.

Keyifli okumalar.

*

Niye böyle olurdu ki? Tam bir şeylere karar vermişken her şey yolunda gitsin derken neden olmuyordu? Öfkeden elimdeki poşetleri nasıl sıktıysam tırnaklarım avcuma batmıştı.

Kendimi toparladığımda kıpkırmızı olmuş yüzümle ona doğru yürüdüm. Elime hapları aldığımda o zaman gördüğüm haplar olduğunu anlamam uzun sürmedi. Sert bir şekilde yüzüne fırlattım. Kaç saattir böyle yatıyordu acaba?

Hapları firlatmamla gözlerini araladı. Beni görmeyi beklemiyormuş gibi birkaç defa gözlerini kırptı. "Ya sen nasıl bir yalancısın!" Cevap vermedi. Ne olduğunu anlayamamış gibi etrafına bakındı. Bağırmaya devam ettim.

"Bide her şey güzel olacak diyosun! Evet çok güzel olacak ya!" Alayla güldüm. "Madde bağımlısı bir adamdan hamileyim aylar sonra ben dogururken sende bu Allahın belası hapları içersin! Söze gelince bebeğim olsun istiyorum diyosun. Ya sen daha kendine sahip çıkamıyorsun bebeğine sahip çıkacaksın!"

Yattığı yerden yavaşça kalktı. Gerginlikle kafasını ovuşturdu.
"Berçem bak kriz geldi. İçmek zorunday-"

"Bana bahane üretme Azad! " elimdeki balık poşetini kucağına attım. Şaşkın ifadelerle bir poşete bir bana bakıyordu. Elimle balık poşetini işaret ettim. "Al sana sofra hazırlayacaktım. Kendin hazırla hem bu hapları içer hem yemek yaparsın. Bir kere de bir şeyi mahvetme be adam! Bir kere!"

Gözyaşlarımın akmasına izin verdim. Koşarak kendimi odama kilitledim. Her şeyden bıkmıştım. Tam bir şeyler yoluna girecek derken neden böyle oluyordu? Neden her şey yerle bir oluyordu?

"Aç kapıyı,"

Onu umursamadan ağlamaya devam ettim. Nasıl her şeyin güzel olacağını söyleyip böyle sorumsuz bir şekilde davranabiliyordu? Hiç mi düşünmüyordu ona inanacağımı?

Sırtımı yaslandığım kapı sarıldığında kapıyı kırabilecek güçte olduğunu fark ettim. Ama yine de sesimi çıkarmadım. Öyle bir hayal kırıklığına uğratmış ki beni. Ona tekrar inanabilir miydim kestiremiyordum.

"Bak tamam hatalıyım,"

Hatalı olduğunu bilmesi bir şey ifade etmiyordu. Bugün o manzarayı görmek beni yıkmıştı. Bunu hiç beklemiyordum. Nasıl böyle sorumsuz davranabilmişti? Ağlarken midemin bulandığını hissettim. Ama kendimi durduramıyordum.

"Bari ses ver iyi misin?"

Ses verdiğimde iyi mi olacaktım? Canım o kadar acıyordu ki. Parmaklarımı karnıma doladım ve bebeğimi hissetmeye çalıştım. "Özür dilerim," diye fısıldadım. "Özür dilerim madde bağımlısı bir adama baba diyeceğin için. "

Yıllarca beni hiç umursamayan bir adama baba demiştim. Sürekli aşağılanmış, kendimi bir birey gibi hissedememiştim. Neydi baba kavramı? Bir anlamı var mıydı? Bebeğim için de mi aynısı olacaktı? Baba kavramı onun içinde mi boş olacaktı?

"Berçem,"

Artık kapıya vurmuyordu. Sanırım açmayacağımı anlamıştı. Sesi fısıltıyla karışırken artık adımı sayıklamadığını fark ettim. Galiba gitmişti.

Nereye giderdi ya?!

Hem suçlu hem de güçlü muydu? Bu kadar basit mi vazgeçiyordu? Hani güzel olacaktı her şey? Beni nasıl kandırmıştı.

B E K L E N M E Y E N (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin