42.Bölüm

35K 1.2K 133
                                    

Bazen her şey o kadar iyi gidiyordu ki bozulur diye içimdeki korkuya engel olamıyordum. Şu yedi buçuk aydır, yani bebeğimi hissetmeye başladığım günden beri o kadar güzel gidiyordu ki her şey. Arada oluşan aksilikler bile buna engel olamıyordu.

Anne olmayı bu kadar hevesle bekleyeceğim aklımın ucundan dahi geçmezdi. Deli gibi heycanlıydım.

"Oğlum annen henüz uyuyor ve doğruyu söyliyim mi çok da güzel uyuyor,"

Gülümsedim bu söylediğine ve gözlerimi araladım. Azad parmaklarını göbeğimde gezdirip masaj yapıyor ve oğluyla konuşmaya çalışıyordu. Kıpırdanmadan onu izlemeye devam ettim. Uyandığımı fark etmemişti bile.

"Az kaldı gelmene , şimdiden anlaşalım bak anneni benden almaya kalkmak yok, o benim." Parmaklarını yavaş yavaş gezdirmeye devam etti.

Uyandığımı belli edercesine yerimde kıpırdandım. Gülümseyen bakışlarını bana çevirdi Azad. Gülümsemeye çalıştım. "Ne yapıyorsun orda?"

"Erkek erkeğe konuşuyorduk, sen karışma" diyerek güldüğünde kızmış gibi ona baktım. "Cinsiyet ayrımı yok Azad. Benim oğlum cinsiyet ayrımı yapmadan büyüyecek."

Omuz silkti. "Ne yani çocuğa erkeksin demeyecek miyiz? "Onaylamaz bir şekilde kafasını salladı. "Saçma sapan konuşma. Bende ayrım yapmak istemem ama ayrıyız işte. Mesela," Eliyle göbeğime dokundu. "Sen bir kadınsın ve hamile kalma, çocuk doğurabilme özelliğin var." İşaret parmağıyla kendini gösterdi. "Bende bir erkeğim ve senin hamile kalmanda bir takım katkılarım var."

Haklıydı belki de. Ama bunu ona belli etmemek ve daha da dellendirmek için ayaklarımın altındaki örtüyü tekmeledim.

"Bana ne ya. Oğlumu doldurma boş yere, kadınlara da değer vermeyi bilecek ve asla onları küçük görmeyecek. Öyle yetiştirecegiz."

Göbeğime küçücük bir öpücük kondurup sürünerek yanıma geldi. "Kadın asla küçük görülecek bir varlık değil," alnıma bir öpücük kondurdu. "Asla öyle yetiştirmeyeceğiz."

Böyle şeyler beni çok etkiliyordu. Çocukluğumdan yedigim travmalar mi bunun sebebi yoksa etraftaki hor görülen kadınlar mi bilemiyorum. Çocuğumun böyle yetişmesini istemiyorum. Hiç bir çocuk böyle yetişmemeliydi.

"Sana kahvaltı hazırladım," göğsüme başını yasladığında gözlerime bakıyordu. Gülümsedim ve saçlarını okşadım. Onu küçük bir çocukmuş gibi sevmek çok hoşuma gidiyordu. "Yiyelim o zaman," diye mırıldandığımda huysuz bir çocuk gibi başını salladı. "Biraz daha böyle kalamaz mıyız?" Saçlarını okşamaya devam ettim ve onun bu haline gülümsedim. "Neden olmasın?"

-

Kahvaltı masasına oturduğumuzda sağlıklı şeylerle donatmış bir masa karşıladı beni. İştahla benim için  hazırlamış olduğu tabağı önüme çektim.

Hergün böyle karşılanmak beni aşırı derecede mutlu ediyor ve kendimi iyi hissetmeme neden oluyordu. Ama bazen bir şeyler aklımı kurcalıyor acaba bebek için mi bu kadar uğraşıyor diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum.

Hatta bazen ona olan sevgimi pek fazla dile getirmediğim için acaba hissediyor mu diye düşünüyor, içten içe telaşa kapılıyordum. Dile getirmeyi sevmesemde onu çok seviyordum.

"Nereye daldın gene?"

Gülümseyerek bakışlarımı ona çevirdim. Sakalları uzamış, dolgun dudakları mutlulukla kıvrılmıştı. "Çok güzel olmuş," diye mırıldandım. Sütten bir yudum aldım. Bu mutluluk hiç bitmesin istiyordum.

"Azad," diye mırıldandım. Soru dolu bakışlarıma baktı. "Oğlumuz dogunca da benimle böyle ilgilenir misin?"

Meraklı bakışlarım uzerindeyken güldü. "Sen oğlunu mu kıskanmaya başladın," Hayır anlamında başımı salladım telaşla. Böyle düşünmesini istemiyordum. "Hayır hayır ben sadece-"

B E K L E N M E Y E N (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin