57

6.3K 359 165
                                    

Aynı günün devamı

***

Adnan'ın Behlül'e son mesajı atmasının üstünden neredeyse 30 dakika çoktan geçmişti. Hızlı olup arkadaşlarının yanına gitmek istiyordu ancak bunun sebebi onları çok özlemiş olmasından değildi. Sevgilisini görecek olmanın sabırsızlığıyla yanıp tutuşuyordu esmer genç.

Sonunda otobüsten indiğinde bir süre durakta bekleyip mide bulantısının geçmesini bekledi Adnan. Kabul edemediği bir gerçeği vardı maalesef. Adnan'ı araba tutuyordu.

Hızlıca toparlanıp ezbere bildiği yolu yürümeye başladı. Soğuk hava Adnan'ın tenini kızartırken, sonunda ellerini ceplerine sokmayı akıl edebildi.

Alperenle neredeyse çocukluğunun yarısını geçirdiği kafenin önüne geldiğinde durdu esmer oğlan. Kafenin kapısından girip içerideki masalarda göz gezdirdi Adnan.

Cam tarafı en köşedeki masada oturanlara baktı bir süre. Sarışın sevgilisine takılan gözleri içini ısıtmakla kalmıyor bir de eritiyordu onu sanki.

Adnan, Behlül'ü hep böyle sevmişti işte. Uzaktan bakarak, onunla ısınarak, eriyerek...

Sevgilisini görmesiyle yukarı kıvrılmış olan dudaklarını saklama gereği duymadan yürüdü arkadaşlarının yanına. Adnan'ın etrafa saçtığı pozitiflik sayesinde arkadaşlarının da neşesi ikiye katlanmıştı.

"Yağmur yağacak."

"Aleyküm selam kardeşim. Ortama nasıl giriş yapılacağını öğren artık."

Adnan, Alperen'in dediklerini pek umursamadığını Behlül'ün yanındaki boş yere oturup salak salak sırıtmasıyla göstermişti.

Onun aksine tatlı ifadesiyle sevgilisini izleyen sarışının yüzündeki çürükler esmerinkine nazaran daha az belirgindi.

"Sana kalkan eller kırılsın sarışınım. Hazır kızların da önündeyken bi özür dileyeyim yoksa beni rahat bırakmayacaklar."

Adnan'ın cümlesiyle sırıtan ve aynı zamanda gözleri parlayarak en sevdikleri çifti izleyen kızlara sarışının göz kırpması bu özrün onun da hoşuna gittiğini belli ediyordu.

Sonunda ortamdaki sessizliği Nurgül'ün masaya iki kere tıklatması bozdu.

"Allah korusun kanka deme öyle şeyler. Daha düzgün cümleler de kurabilirsin."

Alperen de Nurgül'e katıldığını belli eden bir kafa sallamasıyla baktı arkadaşına.

Ortamda her zaman aynı düşünen iki kişi genelde Nurgül ve Alperen oluyordu. Saçma düşünceler, işe yaramayan fikirler ve çoğunlukla bol şirinlik ile bir şekilde kalpleri kazanıyorlardı işte.

"Yok yok olmaz ona bir şey. Yerinde durmayı öğrenirse."

Sarışının iğneleyen cümlesi Adnan'a ulaştığında omuz silkti esmer genç.

"Arkadaşlar gördüğünüz gibi tek yerinde durmayan kişi ben değilim."

Bu sefer de omuz silken Behlül olmuştu.

"Artık boş verin bu davayı. Konu kapanalı çok olmadı mı? Farklı konular konuşabiliriz."

Herkes Melek'in dediğini kafa sallayarak onaylamıştı. Durduk yere ortamın gerilmesine gerek yoktu.

"Aklıma gram dedikodu gelmiyor. Şu an sadece manitamın güzel gözlerine bakıp biraz düşüncelere dalacağım."

Adnan ortamda sadece bedenen var olacağını bildirdikten sonra cümlesinin devamını getirdi.

"Ama Behlül'ü konu dışı bırakmayın. Manitamı da aranıza dahil edin."

Böyleydi işte Adnan. Sahipleniyordu ve hep elinden tutuyordu sevdiğinin. Çünkü her ne kadar belli etmemeye çalışsa da Behlül'ün içindeki kabul görülmeyeceği korkusu yansıyordu Adnan'a.

Bugüne kadar kimseyle doğru dürüst arkadaşlık etmemesine karşılık bir de tercihleri yüzünden toplumdan dışlanmış olması Behlül'ün içinde bir sürü yaranın açılmasına sebep olmuştu.

"Dimi Adnan?"

Esmer genç gerçekten de sevgilisin gözlerine bakıp derin düşüncelere dalmışken beklemediği soru ile kalakalmıştı.

"Ne? Duymadım."

Gençler gülüşürken Behlül de sevgilisin masada duran eline uzandı.

"Diyorum ki, tatilde ders çalışmak için buluşacağız. Siz de gelirseniz çok mutlu oluruz."

Adnan işittiği cümle ile kaşlarını çatıp bir sevgilisine bir de arkadaşlarına baktı.

"Gelmeyin olum. Sikerler geleni. Sadece ikimiz çalışacağız. Siz istiyorsanız kendiniz çalışın bizi salın."

Behlül sırıtarak sevgilisinin verdiği tepkiyi seyrediyordu. Ciddi söylediği bir şey değildi. Sadece esmerin tepkisini ölçmek istemişti.

"Çalışın bee, biz ders falan çalışmayacağız. Belki ben projemi bitiririm."

Sezinin dediklerine diğer üç gençte aynı tepkiyi verdiğinde Adnan kafa sallayarak onay verdi.

"Aynen aferin. Zeki gençlerim benim."

Behlül, Adnan'ın arkadaşlarını bu kadar seviyor olmasına içten içe imrenirken esmerin ona dönmesiyle sıyrıldı düşüncelerinden.

Diğerlerine çaktırmadan sevgilisine telefona bakmasını söylediğinde kendisi de telefonu eline alıp Adnanla olan mesajlarına girdi.

Behlül: Bir teklifim var

Adnan: Behlül beyin teklifine varım

Behlül: Daha duymadın

Adnan: Bir şey olmaz

Behlül: Bizim eve gidelim

Adnan: Sen varya az fena değilsin heee ;;)))

Behlül: O yüzden demedim pislik

Hem yağmura falan yakalanmayalım

Adnan: Tamam manita

Kalkalım

(Görüldü 15.59)

Diğer gençler kendi aralarında konuşmaya daldığı için Adnan ve Behlül'ün toparlandığını ancak ikisi ayağa kalktığında fark etmişlerdi.

"Nereye?"

Soruyu Nurgül sormuş olsa da cevap bekleyen sadece o değildi.

Adnan sevgilisinin omzuna kolunu atıp onun kendisine daha çok yakınlaşmasını sağlamıştı.

"Manitamın evine gidiyoruz."

Adnan'ın verdiği cevap hepsini tatmin etmiş gibi duruyordu. Kısa bir vedalaşmadan sonra kafenin çıkışına yöneldi iki genç.

Sıcak mekandan çıkar çıkmaz yüzlerine vuran sert hava ile ikisi de ürperdiğini hissetti. Ancak onların yan yana yürümesi bile ikisinin de ısınması için yeterliydi.

***

Sellaammmm bebikolarım. Nasılsınız? Umarım hepiniz iyisinizdir.

Şimdi bölümde aklınıza takılmasını istemediğim bir şey var. Eğer "Adnan ve Behlül hesap ödemeden mi çıktı?" diye düşünenler olursa, hayır. Orayı yazmadım. Siz ödediklerini bilin yeter. 😚

Birdeee bir sonraki bölüm yine aynı günün devamı şeklinde olacak. Başka aklınıza takılan bir şey varsa sorabilirsiniz.

Maalesef bölüm pek içime sinmedi ama olsun, atıyorum yine de.

Hadi çok uzatmadan ben gideyimmm. Hepinizi öpüyorum, canımsınız. Kendinize iyi bakın. 💌

Olum O Senin Yengen YengennHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin