62

5.5K 344 363
                                    

Canımın en içi okuyucularım, sizinle bir kutlama haberi paylaşacağım. Elbette bunun en büyük etkeni siz olduğunuz için sizinle paylaşacağım. ŞAKA GİBİ AMA öylesine yazdığım hikayenin 100bin🎉 olmuş olması beni aşırı gururlandırdı ve mutlu etti. İyi ki varsınız. Bundan önce olduğu gibi lütfen bundan sonra da oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

Kutlama haberi bu kadardı. Şimdi de bir uyarım var. İkinci mercimeği fırına verme durumu yaşadık bu bölümde. Bu uyarıyı dikkate alarak okuyunuz lütfen.

Şimdi bölümle başbaşasınız. Keyifli okumalar! 🎉

***

25 ocak 19.45

Adnan, aynı annesinin dediği gibi uçaktan iner inmez eve gitmişti. Elbette gittiği ev kendi evleri değildi ama sevgilisinin evine gitmiş olması da ev sayılırdı.

"Bu saatte neredesin acaba sikik Behlül." Ocak ayının buz gibi havası esmerin yüzünü yalarken abartısız onuncu kez aramayı sonlandırırken kısık sesle bir küfür savurdu.

Aynı zamanda arkasından tanıdık sesin gelmesi de bir olmuştu.

"Adnan?"

"Ulan puşt. Bu telefonu sana niye aldılar? Arıyorum açsana!"

Behlül'ün yüzündeki sırıtış artarken evin kapısını açmak için cebinden çıkardığı anahtarı salladı ve sevgilisini es geçerek kapıyı açtı.

"Noldu Adnan bey, üşüdünüz mü? Üşümeseniz aklınıza gelmiyoruz galiba."

Adnan, Behlül'ün açık bıraktığı kapıdan girip soğuk havanın daha fazla içeri girmemesi adına aceleyle kapadı kapıyı.

Montunu çıkarıp ezbere bildiği askılığa astı ve kıyafetlerinin olduğu çantasını da yere bırakıp kendisini izleyen sevgilisine yaklaştı.

Özlemle sarılan kollara aynı şekilde karşılık verdi sarışın da.

"Oğuz hocalar nerde lan? Gittiler mi?"

Adnan, sarışının sıcak kollarından ayrıldıktan sonra konuştu. Eğer gittilerse aklındaki fikirlerin gün yüzüne çıkma vakti gelmişti.

"Evet. Pazartesi ya da salı gibi dönerler."

Behlül'ün de aklından aynı fikirlerin geçtiğine adı kadar emindi Adnan Ziya. Ama sarışın, bu fikirleri çok açığa vermiyor ve gerçekleştirene kadar da naza çekiyordu.

"HADİ YAAA, benim yanımda kitaplarım yok ki napsak şimdi. Yalan oldu bizim ders çalışma. Onun yerine üç günlük sextape çekebiliriz?"

Adnan'ın arsızlığına Behlül'ün yanıtı evi dolduran sesli kahkahalar olmuştu. Sevgilisinin bu arsızlığına alışmıştı artık.

"Olmaz yoruluruz."

Esmerin beklemediği esprili cevap yüzünde bir sırıtış oluşturdu.

"Ulan zibilyon tane derdim olsa birde üzerine dünya yansa senin yanına geldiğimde bunların hiçbirinin önemi kalmıyor."

Behlül, sevgilisinin dudaklarına küçük bir buse kondurup elini tuttu. Mutfağa girdiklerinde Behlül, marketten aldıklarını torbadan çıkarması için torbayı Adnan'a verdi. Her işi kendisi yapacak değildi ya.

Esmer genç verilen görevi itiraz etmeden yerine getiriyordu. Behlül de yemek pişireceği için kendi hazırlıklarını yapıyordu.

"Ee Adnan, anlatsana. Neler yaptın Kocaeli'nde?"

Olum O Senin Yengen YengennHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin